“KENDiME GÜVENiMi iSTANBUL’DA KAZANDIM”

İstanbul doğumlusunuz ama Antalya’da okumuşsunuz. Kendinizi nereli hissediyorsunuz?
Birazım Antalyalı; çünkü gençlik yıllarımı orada geçirdim. Bir yarım da İstanbullu.

İstanbul’a tekrar gelişiniz nasıl oldu?
Akdeniz Üniversitesi’nden yatay geçişle, İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’ne girdim. Burada birkaç yıl yalnız yaşadım, o benim için büyük değişiklik oldu. Ailenin sıcak kucağından uzaklaşıp bir şeyleri tek başına yapmak zorunda kalıyorsun. Antalya, kendi içinde yaşayan bir şehir. İstanbul gibi değil. Orada her şey daha kolay, daha basit. O yüzden başlarda çok zorlandım. Ama yalnız yaşamak insana çok şey katıyor.

Neler kattı o birkaç yıl size?
İstanbul kendimi gerçekleştirdiğim, kendime olan güvenimi kazandığım, bir şeyler başardığım bir şehir. Bütün o zorluklarına rağmen burada yaşamayı seviyorum.

Yaşamak için Ataşehir’i seçmenizin sebebi ne?
İstanbul’a ilk geldiğimde daha güvenli, korunaklı bir yere ihtiyaç duyduğum için burayı tercih ettik. Aslında ben mahalle havasını daha çok seven bir insanım. Ama bir süre yalnız yaşamak zorunda kalınca, sitede oturmayı seçtim. Şimdi ailem de buraya geldi. Seviyoruz, alıştık.

“İyi bir oyuncu olmak istiyorum”

Oyunculuk serüveni nasıl başladı?
Okuldayken tiyatroyla ilgilenmeye başladım. İçimde hep bir şey vardı zaten. Küçükken taklit yapan, etrafıyla ilgilenen bir tiptim. Oyunculukla ilgili olduğumu bildikleri için etrafımdakiler, “Bir ajansa kaydol” dediler. Ben de Erberk Ajans’a yazıldım. Bir yandan da işin eğitimini almak için Bahçeşehir Üniversitesi’nde İleri Oyunculuk üzerine master’a başladım.

Oyunculuk yapmak isteyen çok fazla genç var. Aralarından nasıl sıyrıldınız?
Bu işe öncelikle doğru amaçlarla girmek gerekiyor. Gerçekten gönül vereceksin, yılmayacaksın, reddedilmekten korkmayacaksın. Hayal kırıklığına açık olacaksın.

Sizin hiç reddedildiğiniz oldu mu?
Ben biraz şanslıydım ama reddedilseydim de bu işin peşini bırakmazdım. Başlarda 1-2 reklam filmine kabul edilmediğim oldu. “Demek ki uygun değilmişim” deyip devam ettim.

Hedefiniz ne?
İyi bir oyuncu olmak istiyorum. “Ezgi de şu işte ne güzel oynamış” dedirtmek istiyorum.

‘İntikam’daki oyunculuğunuzla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz? “Ezgi ne güzel oynuyorsun” diyenler var mı?
Her oynadığınız işle gelişiyorsunuz. Önemli olan da o. “Bu dizide bir öncekine göre daha doğalsın, daha rahatsın” diyenler oldu. Şu an için gelişme kaydediyor olmak beni mutlu ediyor.

Oynarken kendinizdeki gelişmeyi fark edebiliyor musunuz?
Fark ediyorum. Zamanla her işte daha çok tecrübe kazanıyorum. Farklı yönetmenlerle çalışmak insanı geliştiriyor. Oynarken daha rahatım artık. İzlerken de görüyorum.

“Hiç aldatılmadım” Rol arkadaşlarınızla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Çok dengeli bir set bizimki. Hem eğleniyoruz hem de disiplinli çalışıyoruz. Paylaşımda bulunduğumuz, birbirimize yardımcı olduğumuz güzel bir ortamımız var. Çok tatlı, çok özel insanlar bir arada. Başlayalı
20 bölüm civarı oldu. Şu anda iş alanında daha çok görüşüyoruz. Paylaşımlar arttıkça arkadaşlıklarımız farklı boyut kazanacaktır.

Dizide Cemre’nin annesiyle pek sağlıklı bir ilişkisi yok. Gerçek hayatta annenizle aranız nasıl?
Gerçek hayatta öyle bir anneyle hayat çok çekilmez olurdu. Benim annem öğretmen, çocuklarla iletişimi çok iyi. Şanslıyım. Ben annemle arkadaş gibiyim. Hatta annem, en iyi arkadaşımdır. Babam böyle söyleyince hep kıskanıyor. (Gülüyor) Babamla da öyleyizdir.

Dizideki aldatma hikayelerine bakışınız ne?
Bazen senin dışında bir şeyler gelişiyor. Başına geldikçe insan öğreniyor böyle şeyleri. Benim de başıma gelirse bir gün anlatırım. Örnekler vererek anlatacağım yaşanmışlıklarım yok. O yüzden de ne söylesem yalan olur.

Yazıldığı gibi öpüşme sahnelerinden dolayı erkek arkadaşınızla sorun yaşadınız mı?
Yaşanmadı. Hiç bu konularla ilgili yorum yapmak istemiyorum.

Dizide Cemre Barış’ta farklı bir şey bulduğuna inanıyor. Sizi bir erkekte ne etkiler peki?
Cemre o entrikalardan uzak bir kız. Kendi hayatını kurmaya çalışıyor. Barış’ta da başka bir şey bulduğuna inanıyor. Benim de; iyi niyet, dürüstlük, kişinin olabildiğince kendi olabilmesi ilgimi çeker.

“iSTANBUL’DA YAŞIYORSAK BOĞAZ’I GÖRMELiYiZ”
Gece hayatıyla aranız nasıl?
Çok sevmem. Evcimenim. Yemek yemeyi severim. Lezzet duraklarım vardır.

Nereler mesela?
Boğaz’da balık yemeyi çok severim. Daha çok Sur Balık’a gidiyorum. Pideyi çok severim.
Denemek için kalktım Fatih’e gittim. Fatih Pidecisi gerçekten çok başarılı. Kahvaltı için Rumeli Hisarı’nda Kale’ye gidiyorum. Pizzada Mezzaluna, burgerde Mano Burger favorim. İstanbul’da yaşıyorsak Boğaz’ı görmeliyiz. O yüzden denize yakın yerlerde vakit geçirmeyi seviyorum.