07.12.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
Yazı: Gökçe UygunFotoğraflar: Hüseyin Alsancak
Şair Orhan Veli’nin "Kapalıçarşı deyip geçme/Kapalıçarşı/Kapalı kutu" dizeleriyle anlattığı tarihi Kapalıçarşı, artık her pazartesi akşamı evlerimize konuk oluyor. ATV’de yayımlanan Kapalıçarşı dizisi, dünyanın ilk alışveriş merkezi olan bu tarihi yapıyı, bir mucize peşindeki dört kişinin hikayesiyle harmanlayarak ekranlara taşıyor. Başrollerinde Nejat İşler, Erkan Can, Olgun Şimşek, Aslı Tandoğan, Mert Fırat ve Selen Seyven’in yer aldığı Kapalıçarşı’nın setinde huzurlu bir hava var.
Ziya Usta’yı canlandıran Erkan Can, önce rolünü anlatıyor; "Ziya, çarşıda iyi tanınan, dürüst bir adam. Reddettiği oğluna karşı biraz sert. Belki seyirci düşünüyordur, ‘Bu çocuk ne yaptı da bu adam reddetti?’ Böyle bir inat durumu var, şimdilik belirgin yönü bu. Oysa Ziya karakteri henüz şöyle bir belirdi dizide. Diğer yönleri ilerleyen bölümlerde ortaya çıkacak, biz de merakla bekliyoruz. Ne yazılırsa, fırından ne çıkarsa!" Diziyi, ‘hayatın kendisi’ diye tanımlayan Can’a göre Kapalıçarşı bir üniversite. Orada geçirilecek 20 sene bir üniversite bitirmeye denk. Can, "Kapalıçarşı’ya hiç gitmeyen bile, eski Türk filmlerinden biliyordur. Şimdi biz de dizisini yapıyoruz. Diziyle birlikte insanlarda orayı görme isteği doğması çok güzel" diyor. Mahmut’a hayat veren Olgun Şimşek, dizinin sevilme nedenini gerçekliğinde buluyor. "Bizim dizide altı çizili kurgular, ince hesaplar yok. Kapalıçarşı’da hayata tutunmaya çalışan sıradan insanların hikayesi var. Belki budur ilgi çekme sebebi" diyor.
Diziyi, ‘Şirinler köyü gibi’ diye tanımlayan Nejat İşler, "Herkes iyi, kötüler bile sempatik. Sıcak, temiz bir dizi" diyor.
Dizinin genç oyuncuları Mert Fırat, Selen Seyven ve Aslı Tandoğan’ın set ortamına dair yorumu ortak: "Bu kadar usta oyuncu ile birlikte çalışmak bizim için bir şans. Çok mutluyuz.” Fırat, izleyicilerin dizide kendi yaşam mücadelelerini bulduğunu belirterek, "Kapalıçarşı küçük İstanbul, hatta küçük Türkiye. Nasıl ki Türkiye’de Ermeni, Çerkez, Rum, Laz, Kürt, Türk birlikte yaşıyorsa Kapalıçarşı da öyle. Bu yapı tam bir Türkiye profili’’ diyor.
"Dİzİ Kapalıçarşı'da çığır açtı"
"Son dönemde çok sayıda alışveriş merkezi açılması, ulaşım sorunu gibi nedenlerle azalan yerli ziyaretçi sayımız, Kapalıçarşı dizisinden sonra oldukça arttı. İnsanlar burayı yeniden keşfetti sanki. Dizi, Kapalıçarşı’da çığır açtı. Dizi daha başlamadan burada bazı çalışmalar yapıldı. Senaryoyu yazanlar buraya sık sık gelip gittiler, bizlerle görüşüp fikirlerimizi aldılar. Dizi için düşündükleri ilk isim 'Kapalıçarşı Kadere Karşı’ idi. Biz bunu doğru bulmadık. Kapalıçarşı adını kullanmalarına izin verdik. Esnaf başta tepkili yaklaştı, ‘çekimler nedeniyle iş yapamayız’ diye ama şimdi çok seviyorlar. "Gelin, benim dükkanın önünde çekin" diyenler var. Onlar da esnaftan üç kişi aldılar dizide oynamaları için. Esnafın çoğu, evlerine gidip diziyi izleyebilmek için dükkanlarını erken kapatıyor. Eskiden burada bir dua meydanı vardı. Esnaf sabahları burada beraberce dua ederdi. Bir de yemek merasimi olurdu. Cumartesi günleri öğle vakti çarşı kapanmadan önce, esnaf meydanda bir araya gelir, topluca yemek yedikten sonra evlerine giderdi. Bunlar gibi unutulan gelenekleri, ileriki bölümlerde işleyecekler.”
“İNSAN ÖYKÜLERİ ANLATIYORUZ”
Sıradan insanların hikayesini anlatan, hayatla bağı olan bir dizi yapıyoruz. Çekimlerde duyguyu seyirciye geçirmek için özen gösteriyorum. Seyirciyi sıkmadığımız, kendimiz de sıkılmadığımız müddetçe uzun ömürlü bir iş yapmak istiyoruz.
Yönetmen Ömür Atay