13.08.2013 - 19:42 | Son Güncellenme:
YAZI: Nuriye Kırma
Atiye’yle müzik şirketi Pasaj’ın Taksim’deki ofisinde buluştuk. Tıpkı ekranda göründüğü gibi son derece neşeli, güleryüzlü ve sempatik bir kız çıktı karşımıza.
“Soygun Var” albümü dinleyicilerine ne vaat ediyor?Bu aralar gerçekten çok heyecanlıyım. Çünkü uzun bir süreden sonra bir albüm çıkardım ve sonunda çıktığı için de çok mutluyum. Albümü İskender Paydaş’la yaptık. Üzerinde çok fazla çalışılan bir albüm oldu. Albümün aranjmanlarına benim de katkılarım var. Sözlerini babamın yazdığı bestelerim var. Çok iyi isimlerle çalıştık; Nazan Öncel, Deniz Erten, Bora Duran, Murat Güneş...
“Sözlerini babamın yazdığı” dediniz. Var mı müzisyenlik ailede?Dört şarkının sözlerini babam yazdı ama ailemde müzisyen yok. Sadece hobi olarak yapıyorlar.
Katıldığınız bir televizyon programında, bir şarkınızı babaannenizle birlikte yazdığınızı söylemiştiniz. Birlikte şarkı çalışmalarına devam ediyor musunuz?Biz Antakyalıyız ve Antakya’da sözü ve müziği anonim olan Arap ezgileri taşıyan bir şarkı vardı. Bizde de herkes o şarkıyı biliyor ve çok seviyor. Ben de ilk albümümde babaannemle o şarkıya düet yapmıştım. Birkaç yıl sonra da Beyaz Show’da çıkıp birlikte söyledik. Ailemde herkesin müziğe çok büyük merakı var. Sesi güzel olanların yanı sıra iyi enstrüman çalabilenler var. Bir tek ben profesyonel olarak ilgileniyorum (gülüyor). Bir araya geldiğimizde hep beraber şarkılar söyleriz, darbuka çalarız, dans ederiz. Babam da hobi olarak şiir yazıyordu. İlk albümümü yaptığımda bunu keşfetmiştim ve onun şiirlerine beste yaparak şarkıya dönüştürdüm. Babamın söz yazarı olarak çok iyi bir yere geldiğini düşünüyorum.
Sizin müziğe başlamanızda bu eğlenceli ve müzikli aile ortamlarının etkisi oldu sanırım...Evet. Kalabalık bir aileyiz. Türk tarafım ve Hollanda tarafım oldukça kalabalık. Aslında Hollanda’da kalabalık aileler çok nadir oluyor ama bizimkiler öyle değil. Bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Ben küçükken bizim evde hafta sonları partiler oluyordu. Bütün akrabalar bizim evde toplanırdık. Herkes dans ederdi, şarkılar söylerdi ve çok eğlenirdik. Müzik aşkı içime o partilerden dolayı işlemiş olabilir. Çok erken yaşta, piyano ve darbuka çalmayı öğrendim. Beş yaşımda çocuk balesine gittim. Dansa da büyük merakım vardı çünkü. Sanırım kaderim çok küçük yaşta çizildi. Bunun için de çok mutlu-yum.
Albümün adının ve çıkış parçasının “Soygun Var” olmasına nasıl karar verdiniz?“Soygun Var” bir cover. Şarkı Hindistan’dan geldi. Dinlediğimizde ben de İskender de çok beğendik. Murat Güneş de sözlerini yazdı. Hatta pek çok söz yazarı bir şeyler yazdı ama Murat Güneş’in sözleri tam oturdu. Slogan gibi oldu, “Soygun Var”. Çıkış parçası olarak seçtiğimiz için albümün adını da “Soygun Var” koyduk.
Biraz da albümün içeriğinden ve hazırlık sürecinden bahsedebilir miyiz?Albüm yapmadığım zamanlarda genelde kendi yaptığım şarkılara konsantre oluyorum. Yeni albüm için en iyi olanları hazırlamaya çalışıyorum. Bu albüm için de dört tanesini seçtim; biri Emre Aydın’la düet yaptığımız şarkım “Sor”, diğeri house tarzında olan “Korkma”. Yine bir diğer şarkım “Durma” var. İçinde oryantal ezgiler taşıyor. Dördüncüsüyse “Habibi”. Oryantalliğin yanında çok modern bir şarkı. Sonra yavaş yavaş başka şarkılar da gelmeye başladı. Örneğin İskender Paydaş’ın güzel bir şarkısı var, Balkan müziği. Benim için Balkan tınıları taşıyan bir şarkıyı okumak bir ilkti, daha önce hiç o tarzda okumamıştım. Çok renkli bir albüm oldu ve birçok insanı aynı albümde buluşturan bir çalışma oldu. Bazılarını önceden tanıyordum, bazılarıyla ise yeni tanıştım. Rengarenk bir albüm oldu. Çok çalıştık.
Avrupa’da doğmanın ve müzikal anlamda farklı tınılara hakim olmanın bir şarkıcı için artıları neler?Bence çok artısı var. Ne kadar farklı türde müzik dinlersen o kadar kendi müziğine olumlu yönde etkisi olur. Ben Almanya’da doğdum ve farklı ülkelerde yaşayabilme şansım oldu. Bu seyahatlerin zor tarafları da vardı tabii ama müzik açısından çok iyi oldu. Çünkü bir sürü farklı türde şarkılar dinledim. Bu da kendi tarzımı oluşturmamda çok yarar sağladı. Küçüklüğümde Sezen Aksu da, Tarkan da, Gipsy Kings de dinlerdik. Annem daha çok
rock dinlemeyi severdi. Bu yüzden yelpazesi çok geniş bir tarzım var.
Yurt dışında bir şeyler yapmayı planlıyor musunuz?Yurt dışında da projelerim var. Bir single çıkardım geçen yıl. Benim için çok iyi bir deneyim oldu. Japonya’ya bile gittim, Tokyolu müzisyenlerle müzik yaptım. Çok eğlenceliydi (gülüyor). Bundan sonra da bu tip çalışmalara ağırlık vereceğim.
Albümün adı ‘Soygun Var’ olunca sormak şart oldu, kalbinizi çalmak kolay mı?Bilmiyorum. Sanırım çok kolay değil (gülüyor). Ben daha çok kalp çalmayı tercih ediyorum (gülüyor)!
Klipte aşık olduğunuz çocuğun kalbini çalmaya çalışıyorsunuz. Hiç gerçek hayatta birinin kalbini çalmak için uğraştınız mı?Öyle bir deneyimim olmadı. Olmayacak da (gülüyor)! Ben daha netim, oyun oynayan bir kız değilim.
Röportajın tamamını Hafta Sonu’nda okuyabilirsiniz.