15.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Senem Aydın / senem.aydin@milliyet.com.tr
Neslihan Yeldan’ı bugüne kadar ‘Bir Demet Tiyatro’dan ‘Kuzey Güney’e, ‘Kiraz Mevsimi’nden ‘Arkadaşlar İyidir’e kadar pek çok projede izledik. Canlandırdığı her karakterin hakkını veriyor, oyunculukta samimiyete önem verdiğini söylüyor. Oyuncu, yeni projesini ve her rolde kendini sevdirmesinin sırrını anlattı.
Karakteriniz Senem, Boran Ailesi’nin konağında pek mutlu değil. Neslihan Yeldan ‘İstanbullu Gelin’ setinde mutlu mu?
Senem’in mutsuz olduğu bölümleri görsek de, o kendine mutlu olup eğleneceği alanlar yaratıyor. Depresif bir karakter olarak başladı fakat sonra senaristlerin farklı bir yön çizmesi ve sanırım benim komediye yatkın oyunculuğum karakteri, seyircinin yüzünü güldüren sahnelerin kahramanı haline getirdi. Hikaye, dramatik bir şekilde ilerlerken bir karakterin durumu hafifletmesi gerekiyordu. Bundan dolayı da çok mutluyum.
Sette neler paylaşıyorsunuz?
Geçen gün konuşuyorduk, çok şükür ki herkes işini severek ve iyi yapmaya çalışıyor. Cast başarılı oyunculardan kurulu, iyi anlaşıyoruz. Uzun ve yorucu set saatlerini keyifli hale getirmeye çalışan, bazen yemek yapıp yiyen, müzik çalıp dans eden, birbirimize komik isimler taktığımız deli bir grubuz.
Yeğeninizi canlandıran Aslı Enver’le aranız nasıl?
Aslı’yla sekiz yıl önce ‘Kavak Yelleri’nde anne-kızı oynamıştık. Sette boş olduğumuzda kahve içip dedikodu yaptığımız, karşılıklı her şeyi konuştuğumuz, zaman zaman uyarıp desteklediğimiz bir arkadaşlığımız var. Birbirimizin mutluluğundan keyif alıp, üzüntülerimizi paylaşıyoruz. Benim için çok değerlidir.
Projeye başlarken bu kadar başarılı olacağını tahmin ediyor muydunuz?
Her projeye ‘iyi olacak’ diye başlarım ama sektörü bildiğim için de endişelerimi cebime koyarım. Hep bir ‘acaba’ vardır. Bu sefer de ilk birkaç bölüm nasıl olur, nereye gideriz diye kaygılıydım ama şükür ki dizimiz çok beğenildi. Yoğun çalışmalarımız karşılığını buldu.
Tatil planı yaptınız mı? Yazı nasıl geçireceksiniz?
Şu sıralar iki aylık tatilimin her gününü planlamaya çalışıyorum. Öyle yorucu bir sezondu ki, bunu hak ettiğimi düşünüyorum. Benim için tatil mutlaka denize girmek, sahilde müzik dinlemek, iyi yemek ve daha önce yaşadığım Londra’yı ziyaret etmek demek. Umarım hepsini başarabilirim.
Gündeminizde yeni projeler var mı?
Birkaç film projesi var gibi ama cidden aklımı başımdan alan bir rol ya da iş olmazsa bu yaz çalışmayı istemiyorum.
Bugüne kadar birçok projede izledik sizi. Her rolde sevilmenizin sırrı ne?
Sanırım işimi büyük bir aşkla yapmak, canlandırdığım karakterleri samimi ve en gerçek yönleriyle oynamaya çalışmak. Seviliyorsam ne mutlu. Çünkü önce kendimi, sonra seyirciyi mutlu etmek isterim. Alkış olmazsa oyuncu ne yapsa boş…
‘Yeteneği olan ışıldar’
Televizyon şöhreti geldiği gibi gider mi? Ne düşünüyorsunuz?
Her alanda bulduğunuz şöhreti kaybedebilirsiniz. Televizyonda daha hızlı ve göz önünde bir sirkülasyon olabilir. Sanırım şöhretinize sahip çıkmanın yolu, iyi ve saygı duyulan bir isim yaptığınızdan emin olduktan sonra hep çalışıp, doğru işler üretmek.
Genç oyunculara neler tavsiye edersiniz?
İlk önce şımarık olmamalarını… En sevmediğimiz tavır, set ekibine ve oyuncu arkadaşlarına üstten bakan, iş disiplinini bozan, ani gelen şöhretinin sarhoşluğunu kaldıramayan gençler. Hep eğitim almalarını tavsiye ederim. Gerçekten bunun sonu yok. Oyunculuk eğitimle öğrenilebilir ama yeteneği olan da ışıldar.
“O projenin yeri başkaydı” dediğiniz bir iş var mı?
Tabii... Beni Türk halkına tanıtan ‘Bir Demet Tiyatro’, kalbimde ayrı yeri olan ‘Kuzey Güney’, çok sevilen ‘Kiraz Mevsimi’, geçtiğimiz sene sadece 10 bölüm çekebildiğimiz ama oynadığım Candan karakterine vurulduğum ‘Arkadaşlar İyidir’ en severek çalıştığım projelerdi. Umarım yıllar sonra ‘İstanbullu
Gelin’ de kariyerimin en güzel işlerinden biri olarak duracak.
‘Oğlum oyuncu olmak istiyor’
Oğlunuzun oyunculuğa ilgisi var mı?
Aslan, hem karnımdayken hem de doğumdan sonra, setlerde ve tiyatro kulislerinde çok vakit geçirdi. Tabii annesinin izinden gitmek ve oyuncu olmak istiyor. Kalabalık sahnelerde kendine rol çıkartıyor, ‘iPad oynayan çocuk olabilir miyim?’ diye sette yönetmenden taleplerde bulunuyor. ‘İstanbullu Gelin’in bir bölümünde minicik bir rol oynadı bile. Henüz 10 yaşında, ileride ne olur bilemem ama gerçekten bu konuda azmini ve yeteneğini görürsem, onu desteklemek boynumun borcu olur.