07.04.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Efendim, başlığa bakıp da önyargılı düşünmeyin sakın. Ben de İlhan Doğan’ı tanıyıncaya kadar, onun Avrupa çapında başarı kazanan ve bir stadyuma 15 bin kişiyi toplayacak kadar şöhretli bir insan olduğuna inanmamıştım. Gözümle görüp tanık olduktan sonra başarılarından dolayı böyle bir Türk’ü alkışlamak ve desteklemek geldi içimden. Yaşamı Türk filmlerine konu olabilecek kadar acıklı. Ve ilginç; 12 yılda trilyoner olmak her baba yiğidin harcı değil herhalde. Üstelik de Almanya gibi bir yerde fabrikada çalışırken. İşte bu hayali gerçekleştiren ve LR International’ın Başkan Yardımcısı olan İlhan Doğan’ın yıllık primi 1.5 trilyon lira. Doğan’ın şirkete kazandırdığı para ise 100 trilyon liraya yakın. 33 yaşında, Kanal D’de yayınlanan ‘Film Gibi’ adlı programla öz annesine kavuşan ve bu yaşa kadar üvey annesini öz annesi bilen İlhan Doğan’ın hayatı gerçekten film gibi. Ağabeyi Orhan Doğan trafik kazasında kötürüm kalmış. Diğer ağabeyi Ayhan ve üveyler de içinde olmak üzere 7 kardeşin bakımını sırtlamış İlhan Doğan. Bu ‘müthiş Türk’ü, başkan yardımcılığını üstlendiği LR International Kozmetik Parfüm’ün geleneksel hale getirdiği LR-Star Day partisinde yakından tanıdım ve kutladım. Formula 1 Dünya Şampiyonu Michael Schumacher, top modeller Heidi Klum, Nadja Auermann ve Claudia Schiffer, Almanya’nın Türkan Şoray’ı Sonja Kirchberger, ünlü kuaförü Udo Wallz, kortların kraliçesi Anna Kournikova, ünlü tenisçi Boris Becker, şarkıcı Sarah Connor; LR Kozmetik’in markalaştırdığı ünlüler. Türkiye pazarına girmeye hazırlanan Doğan’ın adına parfüm yapmak istediği Türk ünlüler ise Hülya Avşar, Ebru Gündeş, Seda Sayan, Mehmet Ali Erbil ve Beyaz. Tarkan’a teklif yapmışlar. Başka bir firmayla anlaşması olduğu için Tarkan teklifi reddetmiş. Doğan üzülmüş tabii. Genç iş adamı, memleketi Gaziantep’e de yararlı olmak için elinden geleni yapacağını söyledi.
Efendim, geçen hafta perşembe günü yukarda sözünü ettiğim organizasyon nedeniyle Almanya’ya uçtuk. Hemen belirteyim; organizasyon tek kelime ile çok amatörceydi ve beni feci şekilde gerdi. Aslında bu tarz seyahatler benim ilgi alanım değil ama MGD (Magazin Gazeteciler Derneği) Başkanı ve sevdiğim bir arkadaşım Nurettin Soydan işin içinde olunca, bir de listede pek çok sevdiğim meslektaşımı görünce dayanamadım. Hem de bir yandan belime, öte yandan berbat mide ağrılarıma rağmen düştüm yollara. İstanbul Havaalanı Dış Hatlar Terminali’nde dükkan kiraları yüklü olduğu için herhalde, kafe ve restoranlardaki fiyatlar uçmuş. Alelade bir kafede kola 4, taze portakal suyu 5.5, kahve 4.5, peynirli sandöviç 5.5, duble viski 12.5, küçük pet şişe su 2 milyon lira. Bana en çok suyun fiyatı dokundu valla. Bence suyunuzu çantanızda götürün. Hele benim gibi saat 13.30’da havaalanında olup saat 17.00’de uçmak zorunda kalırsanız, yanarsınız. Neyse, bunlar iyi zamanlarımızmış. Bindiğimiz uçağın charter olduğunu daha bilmiyordum. Sun Expres adlı bir hava şirketiymiş. Genelde Türk işçilerini, Ögertur Turizm Şirketi’nin yolcularını ve ucuza Alman turistleri taşıyormuş. Tuvalete girilecek, dolu. Tam dibinizde, ayakta bekliyorlar. Yahu insan ayakta olunca daha çok sıkışır ama dinleyen kim. Anlayacağınız gidişte ve dönüşte gaz kokuları arasında bir yolculuk yaptık. Ama ekip başarılıydı Allah için. Kaptan pilot Hasan Tatar, Aytuğ Saylan, Elif Kılınç, Suna Boyacı, Şebnem Erbay, Banu Altan, Güngör Ay ellerinden gelen gayreti gösterdiler. Bize Dortmund ya da Düsseldorf’da kalacağımız söylendi, kasabadan farksız olan Bochum şehrinin üç yıldızlı oteli Avalon’da ağırlandık. Zirvede olan ve Türkiye’de de zirveye oynamaya hazırlanan uluslararası bir şirketin organizasyonu böyle olmamalıydı sevgili İlhan Doğan kardeş. Bereket, uçakta uzun süredir görmediğim sevgili Ali Çınar, Bilal Özcan, Ufuk Büyükçelebi, Demirhan Hararlı, Şerif Ercan, Rıza Öziş, Barış Kocaoğlu gibi sevgili meslektaşlarım vardı da sohbet ile zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Birlikte bazı ortak sorunlarımızı konuşup tartışmak iyi oldu. Ilıcaklar’ın Tercüman Gazetesi’nin Magazin Müdürü olan sevgili Bilal ile eczane maceramızı hatırladık. Hani gecenin bir yarısında mide ilacı için nöbetçi eczane aramıştım ya, yanımda Bilal de vardı. Çocukcağız eğlenceyi bırakıp benimle kapı kapı dolaştı valla. Biraz da yaşanan güzelliklere gelelim. Bunlardan birine bizzat İlhan Doğan imzasını attı. Gittiğimiz yerde en yakın mesafe 75 kilometre ötedeydi. İlhan Doğan jest yapıp altımıza 500 CEL Mercedes verdi. Lübnan asıllı koruma Musa Moussa da dünya tatlısı bir çocuk çıkınca gezilerimiz pek keyifli oldu. Bizim medya ekibinin yanı sıra Türkiye’den giden davetliler arasında manken Çağla Şıkel, basın danışmanı Seda ve manken Vahe Kılıçaslan da vardı. Çağla’nın tatili uyumakla geçti. Ne zaman baksam, başı basın danışmanı Seda’nın omzunda, kestiriyordu. Arada fırsat bulduk da sohbet edebildik. Mayıs ayının ilk haftasında ‘Gırgıriye’ adlı filmin çekimlerine başlıyormuş. Eski ‘Gırgıriye’ filmleri yenileniyor yani. Çağla da Gülşen Bubikoğlu’nun rolünü oynayacak. Müjdat Gezen bu kez baba rolünde. Zeki Alasya yönetmen, yapımcı Türker İnanoğlu. Şimdilerde Çağla’ya sevgili aranıyor. Bu arada Çağla, LR International firması tarafından başına konan talih kuşunu kovaladı. Bize fabrikayı gezdiren İlhan Doğan, Çağla’nın önlük ve keple basın mensuplarına poz vermemesini ve seyahat boyunca başına buyruk program yapmasını hazmedemediğini söyleyerek mankene iş teklif etmekten vazgeçti. Çağla ise bu konuda ilk kez bana konuşarak "Yahu Şenay Abla, siz ne kadar konuksanız ben de öyleyim. Aramızda resmi anlaşma yok ki ben profesyonelce davranayım" diye dert yandı. Neyse, yine daldan dala atlıyorum. Başınız dönmedi değil mi? Kasabadan büyük olmayan Bochum’da kaldık dedim ya, şehir dışında olan otelimiz Avalon motel gibiydi. Ama pek canımız sıkılmadı, yakınında çok büyük bir alışveriş merkezi vardı. Bitişiğinde de Playa adlı müthiş bir diskotek ve Meditherme Ruhr Park. Hafta sonları civar şehirlerden ve Bochum’un içinden aileler bu parka geliyor. İçi muhteşem. Sauna, termal havuz, park... Eğlenceli ve renkli. Yolunuz oralara düşerse yürüme mesafesinde olan Media Mark’a da mutlaka uğrayın, müthiş elektronik aletler var. Fiyatları çok ucuz. İçerde 1.5 saatim geçti valla. İlk gün otelde ve civarındaydık. İkinci gün fabrikayı gezdik. Müthiş bir yer ama ben fazla durmadım, Çağla ve Seda ile Bochum’a indik. Bochum’u bir saatte gezersiniz aslında. Ama maşallah Çağla sadece tek mağazada bir saat kalınca ben koptum. Il Pannino adlı çok şık bir pizzaevinde karnımı doyurdum, fiyatları normal. Ama Almanya uçmuş. Mark’dan Euro’ya geçince gizli bir devalüasyon olmuş ve özllikle Türk işçileri zor durumda kalmış. Bilal’in arkadaşı Vedat ve birkaç Türk işçisi ile görüştüm. Artık para biriktirmek hayal olmuş. Mağazalarda yüzde 50-70 arası indirim olmasına rağmen her yer boştu. Gezerken baktım, bizim Türk çocuklar Umut Döner diye bir yer bulmuşlar, karınlarını doyuruyorlar. Vanilyalı çay içmek için Pronto Cafe-Wine’da oturdum. Tam piyasa yeri. Hemen belirteyim, pek çok mağaza ve alışveriş merkezinde kredi kartı geçmiyor. Dükkanlar da cumartesi saat 16.00’ya kadar açık. Pazar günü geberseniz açık yer bulamazsınız. Bit pazarları hariç. Xenos adlı bir Grek restoranı var. Türkler için Türkü-Cafe Ağbaba ideal. Sevgili Musa, Bochum’da Prater, Münster’de Nachstudio, Dortmund’da Prisma, Qu Vadis ve Schwadenstiin adlı diskoların ‘in’ olduğunu söyledi. Hepsini şöyle bir turladık. Efendim seyahatimin devamı ve İstanbul gecelerinde yarın buluşmak üzere, hoş kalın ve mutlu yaşayın.
Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr
MAGAZİN
Yeni Fahriye Abla Deniz Akkaya
Sakatlığına rağmen eğlenceyi kesmedi!
‘Estetik değil hormonlardan!’
Madonna kendi sesine yasak koydu
Savaş nedeniyle fiyatını indirdi
‘Artık kız kıza eğleneceğiz’
İlhan Doğan’ın önlenemez yükselişi
2 Mayıs tarihinde 50 yaşına girecek olan David Beckham, doğum günü kutlamasına başladı. Miami'de doğum gününü kutlayan David Beckham'ı dünyaca ünlü isimler yalnız bırakmadı. Doğum günü partisine ünlüler adeta akın etti.