01.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Senem Aydın
‘Babam ve Ailesi’ dizisinden sonra ‘İsimsizler’de izlediğimiz Sera Kutlubey, kendini şanslı hissettiğini söylüyor. Oyuncuyla yeni projesini, canlandırdığı karakterin duygusal ağırlığını ve role nasıl hazırlandığını konuştuk.
Bu set sizin için nasıl bir tecrübe oluyor?
Hiç denemediğim şeyleri bu sette deneyimleme fırsatı buldum.Yakın dövüş, silah eğitimi dersleri gibi. İçimdeki farklı Sera’yı keşfettim. Ailenin iyi, sakin kızından sonra dik başlı bir istihbaratçıyı canlandırmak heyecanlandırdı ve değişik bir tecrübe oldu.
Karakterden bahseder misiniz?
Seher’i canlandırıyorum. İki yıl boyunca bir terör örgütünün içinde onlardan biri gibi yaşayan istihbaratçı bir kız. Murat teröristlerin eline düşünce onun hayatını kurtarmak için ifşa olma pahasına Murat’ı ellerinden kurtarıyor. İşte tam bu noktada tüm kimliği ve hayatı değişiyor. Virankaya’ya döndükten sonra yeni bir kimlikle hayatına devam ediyor.
Sahneler duygusal olarak yoruyor mu?
Tabii ki, etkilenmemek mümkün değil. Senaryomuz gerçek olaylara dayanıyor, çektiğimiz sahnelerde yaşanmışlık var.
Bu milletin gerçek kahramanlarını anlatıyoruz. Yeri geldiğinde empati yapmaya çalışıyoruz, yeri geldiğinde setimizde bize yardımcı olan gerçek JÖH’ler (Jandarma Özel Harekat) ve PÖH’lerle (Polis Özel Harekat) vakit geçirip onlardan çok şey dinliyoruz. İnanılmaz bir tecrübe.
Role hazırlık sürecinde nasıl bir çalışmanız oldu?
Hazırlık sürecinde, yakın dövüş ve silah eğitimi dersleri aldım. Hatta şu anda da devam ediyor çalışmalar. Belgeseller izleyerek, konuyla ilgili kitaplar okuyarak kendimi hazırlamaya çalıştım. Sürekli bir gözlem durumu var.
Haliç Üniversitesi’ndeki tiyatro eğitiminize devam ediyorsunuz. Oyunculuk çocukluktan gelen bir tutku mu?
Evet. Küçükken hep isterdim.Teyzem Yeşim Gül’ü bu konuda rol model aldım. Onu sahnede izlediğim zamanlarda hep kendimi de sahnede hayal ederdim. Sonra hayallerimin peşinden koştum hâlâ da koşmaya devam ediyorum.
‘Kendimi şanslı hissediyorum’
‘Babam ve Ailesi’ dizisinden sonra ‘İsimsizler’e dahil oldunuz. Yaşıtlarınıza göre kendinizi şanslı görüyor musunuz?
Tabii ki kendimi şanslı hissediyorum. Okurken bir yandan da çalışabilmek büyük şans. Sette de bir nevi öğrenim aşamasındayım, okulunu okuduğum işi yapıyorum sonuçta. Sırtımı güvenle menajerim Duygu Başara’ya yasladım.
En büyük şanslarımdan biri de o ve ekibi oldu.
Kariyeriniz için neler planlıyorsunuz?
Stefano D’Anna’nın çok sevdiğim bir sözü var; “Düş, var olan en gerçek şeydir.” Hayallerimi sınırlamam, hepsi tek tek benim için çok kıymetli ve bir de bana saklı (gülüyor).