09.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Senem Aydın
Vizyondaki ‘Kızım ve Ben’ filminde Ayda karakterini canlandıran Gizem Hatipoğlu, asıl işinin sunuculuk olduğunu söyledi. TV8,5’taki ‘Sağlık Zamanı’yla izleyici karşısına çıkan sunucuyla, projelerini, ‘Survivor’da yarışan eşi Hakan Hatipoğlu’yla evliliğini ve sosyal medya bağımlılığını konuştuk.
- ‘Kızım ve Ben’ filmi sizin için nasıl bir tecrübe oldu?
Çok keyifliydi. Daha önce birkaç dizide konuk oyuncu olarak yer almıştım. Yapımcımız Burak Memişoğlu, yönetmen ve senarist Murat Gürvardar’la da önceden tanışıyorduk. Rol için teklifte bulunduklarında hiç düşünmeden kabul ettim. Senaryo çok etkileyiciydi. Cemal Hünal ve İrem Helvacıoğlu gibi çok değerli oyuncularla çalışma fırsatı buldum. Tüm bunları alt alta eklediğimde, kendimi şanslı hissediyorum.
- Filmde nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz, size benziyor mu?
Ayda, Fatoş’un yurt dışında yaşayan kuzeni. İstanbul’a gelince Doruk’la tanışıyor ve aralarında duygusal bir bağ oluşuyor. Burada asıl konu, annesinden uzak büyüyen bir kızın eksikliğini, bir nebze olsun azaltmak için destek almayı kabul etmesi.
- Çekimlerde neler yaşadınız?
Sette sadece 2-3 gün geçirebildim. Tamamen aile ortamı vardı. Herkesin huzurla çalıştığı bir proje oldu.
- Program çekimleri nasıl gidiyor?
‘Sağlık Zamanı’ güzel bir şekilde devam ediyor. Cumartesi günleri 12.30’da TV8,5’ta yayındayız. Farklı branşlardan birçok doktoru konuk ediyoruz. Sevdiğim ve kendime çok şey kattığımı düşündüğüm bir format.
- Sunuculuk mu, oyunculuk mu? Hangisi daha keyifli?
İkisinin de kendine göre farklı güzellikleri var. Önemli olan işini sevmek ve iyi yapabilmek. Sunuculuk, beni daha mutlu ediyor.
- Dizilerde rol almak istiyor musunuz?
Daha ağırlıklı olarak sunuculuk yönünde kendimi geliştirmeyi düşünüyorum.
- ‘Var Mısın Yok Musun’ ve ‘Survivor’ hayatınızı tamamen değiştirdi. Bu yarışmalar sizin için bir basamak mıydı?
Mutlaka öyleydi. Bu yarışmalar olmasaydı televizyon hayatına geçiş yapar mıydım, bilemiyorum. Buralara gelebileceğimi hiç tahmin etmeden yarışmaya katılmıştım. Hayatı akışına bırakırım. O dönem Bilgi Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nde okuyordum ve yarışmadan ayrıldıktan sonra da kariyerimi bu yönde yapacağımı düşünüyordum. Gelen teklifler ve seçimlerim, iş kariyerimi belirledi. İyi ki de böyle olmuş.
- Hakan Hatipoğlu’yla aşkınızı nasıl anlatırsınız?
Birbirine aşık, anlayışlı, destek veren ve uyumlu bir çift olduğumuzu düşünüyorum. Aşk tabii ki var ama önemli olan iyi anlaşabilen insanlar olmak. Biz bunu başarıyoruz.
- Eşiniz, tekrar ‘Survivor’a gideceğini söylediğinde, nasıl karşıladınız?
2015’te, ikinci katılışında, “Üçüncü kez de gideceğimi hissediyorum” demişti. Zaten sonraki iki yılda ‘Survivor’ın içinde yorumculuk yaptı. Bu sene de teklif gelince tabii ki çok mutlu oldu. Onun bu macerada hedeflerinin bulunduğunu biliyorum. Ben de sonuna kadar destekliyorum. İnşallah sağlıkla ve başarıyla mücadelesini tamamlar.
- Finale gideceğine inanıyor musunuz?
Hakan, çok iyi hazırlandı. Zaten yarışlarda da bunu görüyoruz. Performans dışında takım arkadaşlarına olan desteği, ada hayatına uyumu da iyi. Gönüllüler takımında finale adını yazdıracak isimlerden olacak diye düşünüyorum.
‘Fenomen olduğumu düşünmüyorum’
- Sosyal medyada takipçi sayınız bir hayli fazla. Fenomen olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Hayır düşünmüyorum. Sadece günlük hayatımı, giydiklerimi ve gittiğim yerleri görmeyi sevdikleri için beni takip ediyorlar. Elimden geldiğince gelen yorumlara dönüş yapmaya çalışıyorum. Onların sevgisi, ilgisi ve yorumları mutlu ediyor.
- Sosyal medya bağımlılığı için ne diyeceksiniz? Sizin kendinize bu konuda koyduğunuz kısıtlamalar var mı?
Gün içinde neredeyse her an telefon elimizde... Bazen bir fotoğraf çekiyoruz, bazen WhatsApp’dayız, bazen Instagram turu yapıyoruz ya da ‘Ne olmuş?’ diye haberlere bakıyoruz. Hayat o kadar hızlı akıyor ki, yetişmek için bu bağımlılığa kapılabiliyoruz. Sosyal medyayı fazla kullanan biriyim. Kopamıyorum ama dengeyi sağlamaya çalışıyorum.