26.11.2022 - 14:21 | Son Güncellenme:
Küçük yaşlarda çizecek yer bulamadığında buğulu camlara çizim yaptığını söyleyan Hasan Kaçan, "Şimdi 'Hadi canım, ne yani o kadar sallama' diyecekler. Kağıt yoktu ki karikatür çizeyim. Nasıl kağıt olmaz? Şimdi bizim çocuklarımız bir şey çiziyorlar, buruşturup atıyorlar, sonra yeni bir sayfa, yeni defterler. Bizim mektep defterimiz vardı, onun da sağına soluna bir şey çizemezdin. Okul defterinden başka herhangi bir kağıt yoktu, Resim defteri vardı, öğretmen bir şeyler verirse resim defterine bir şeyler çizerdin. Benim kuşağın bir kağıt ve kağıtların üzerinde bir şeyler çizebilme imkanımız yoktu. Babamın erkek berberi dükkanı vardı, dükkanlarda kombi yoktu. Ocağın üstünde çaydanlık, çaydanlıktan fokur fokur su kaynar, camlar buhar tutar, ben de bir sürü çocuk gibi cama bir şeyler çizmeye çalışırdım" dedi.
"KENDİMİZE OYUNCU DEMEMİZ AYIP"
'Ekmek Teknesi' dizisi ile ilk kez kamera karşısına geçen Hasan Kaçan; Osman Sınav, Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener için "Bu üçlü beni bir şekilde ittiler kameranın önüne" dedi.
Osman Hoca, Ekmek Teknesi’nin senaryosu için beni davet etmişti. Senaryoyu konuşurken bir fırıncı ve beş kızının hikayesi vardı. O anda Ekmek Teknesi diye çıktı ağzımdan. Bazen bir şey kısmeti oluyor. Hemen onu hoca aldı, 'Tamam ismi bu olsun' dedi. Senaryo gurubuyla çalışırken ve konuşurken, tarihi hikayeler anlatıyordum sanki o anda onu yaşamış gibi. Bunları anlattıkça onlar gülüyorlar. Kendi aralarında bir şey konuşuyorlar. Sonra Osman Hoca’ya gitmişler ve 'Hocam Heredot Cevdet'i yapsa yapsa Hasan Abi yapar' demişler. 'Yapamam hocam, lütfen beceremem. Kamera önüne geçmedim. Ağzım burnum kayıyor benim, tutuluyor, heyecanlanıyorum' dedim ama 'Deneyelim' dediler. Tanıtım çektiler, sonra tanıtıma koydular ve oldu. Bizim kendimize 'Oyuncu' dememiz çok ayıp bir şey olur. Çünkü ben ne eğitimini aldım, ne bu konuyu bilirim. Yapmaya gayret ediyorum. Yoksa bu tevazu değil, gerçek bu.
"MİZAH KARŞILIĞINI BULAMIYOR"
Hasan Kaçan, "Sadece karikatürde mizahta değil, sanatın bir sürü alanında da aynı şekilde bir kısırlık söz konusu. Yazılar, çizgiler, karikatürler, çizgi romanlar hayatımızda bir şekilde eskisi gibi yer almıyor. Çünkü bir şekilde karşılığı yok. Sinema olarak, dizi olarak başka bir şekilde kendini göstermeye başladı. Şimdi de devasa prodüksiyonlarla biz çok ünlü sanatçıları, çok usta sanatçıları ücretsiz bir şekilde sinemada, televizyon dizisinde hiç para pul vermeden, sinemaya gitmeden, bilet almadan izleyebilme şansına sahibiz. Mizah da karşılığını bulamıyor. Bir de tabii dönem gereği bence bir sertlik söz konusu. Yani artık dünyada insanlar o incelikte mizah yapmıyorlar, yani bizim dönemimiz üzerinde yapmıyorlar" ifadelerini kulandı.