CaddeGüzellik yarışmaları saygınlığını yitirdi

Güzellik yarışmaları saygınlığını yitirdi

30.09.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Ebru Cündübeyoğlu, “Benim dönemimde katılan arkadaşlara bakıyorum, şimdikilerden çok farklı. Bir ara sanki televizyon programı gibi oldu güzellik yarışmaları” diyor

Güzellik yarışmaları saygınlığını yitirdi

1993 yılında girdiği Türkiye Güzellik Yarışması’nda birinci seçildikten sonra kısa bir süre podyumu deneyen ardından sunucu olarak televizyona geçiş yapan Ebru Cündübeyoğlu,  dizilerin aranan oyuncuları arasında yer alıyor. Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde okuduğu dönemde televizyona geçmek için güzellik yarışmasını bir basamak olarak kullanan Cündübeyoğlu, şimdiki güzellik yarışmalarının saygınlığını ve gelenekselliğini kaybettiğini söyledi. 

Güzellik yarışmasına girdiniz ve seçildiniz. Neden mankenlik yerine oyunculuğa gönül verdiniz?
Ben kendimi bildim bileli her zaman tiyatro aşığı bir çocuktum. Bu oyunlara düşkünlüğüm çocuklukla sınırlı kalmadı ve bu zamanlara kadar geldi. Oyunculuk serüvenimde benim için önemli isimlerden biri Osman Sınav’dır. Kamera karşısında bende emeği çok fazladır.  Tiyatro sahnesinde Hakan Altıner’dir. O da beni tiyatro sahnesine taşıyan isimdir. 

Oyunculuğu bu kadar çok isteyen biri olarak neden konservatuvar değil de iktisat okudunuz?
Ailem ve ben İstanbulluyuz ama 1986 yılında Adapazarı’na taşındık. Orada konservatuvar okuma imkânım olmadı. Ama onun dışında iktisat da istediğim bir alandı. Ama insanın içinde bir aşk olduktan sonra mutlaka onu buluyor. Beni televizyona taşıyan güzellik yarışması oldu. Bu sayede 1993 yılında televizyona adım attım. Zaten güzellik yarışmasına katılmamdaki tek amaç televizyona geçmekti. Çünkü o dönem Türkiye güzellerine televizyonda program yapma imkânı veriyorlardı.

Güzellik yarışmasına katılmanıza aileniz karşı çıkmadı mı?
Annem de eski Türkiye güzellerinden. Ailem çok medeni bir ailedir. Kararlarıma saygı duymuşlardır.

Şu anda da birçok güzellik yarışması yapılıyor. Ama seçilenler arasında bir yerlere gelen çok az. Siz bu anlamda şanslı sayılırsınız.
Gençlerin şimdi kendilerini gösterebildikleri çok yer var. Güzellik yarışmasının eski popülaritesinin kalmadığını görüyorum. Elitliği kaybolduğunda iştirak edenler de geri duruyorlar. Benim dönemimde katılan arkadaşlarıma bakıyorum şimdikilerle çok farklı. Bir ara sanki televizyon programı gibi oldu güzellik yarışmaları. Saygınlığını ve gelenekselliğini kaybetti. Katılanlar da çok fazla kendini gösteremiyorlar. 


‘Podyumda Heidi gibiydim’


Podyumda çok fazla kalmadınız niye?
Mankenlik denemelerim oldu fakat beceremedim. Podyum üstünde tam bir Heidi yürüyüşü yaptığım için ve sürekli gülücükler dağıttığım için mankenlik yapamadım. 

“Yalancı Romantik” Kanal 1’den FOX’a geçti. Bu geçiş sizi nasıl etkiledi?
Kanal 1 tematik kanala geçtiği için bütün dizilerini bitirdi. Bu nedenle FOX’a geçtik. Ben “Yalancı Romantik”i çok seviyorum.  Oynadığım İpek karakteri zaman zaman çocuksu, zaman zaman anne ve romantik bir psikolog. Hakan Yılmaz sit-com oyuncuları arasında ilk akla gelen isim. Onun gibi bir partner bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. 

Seyircileri güldüren biri olarak gerçek hayatta etrafınızdakileri güldürür müsünüz?
Çevremdeki insanları çok güldürürüm. Güldürmeyi ve gülmeyi severim. Eğlenceli bir insanımdır. Hayatı, kendimi çok ciddiye alan biri değilimdir. Hayatla dalga geçmesini çok iyi bilirim. İnsanları güldürmeyi başaran biriyim. İlk başta tanıyanlar beni ağırbaşlı sanırlar ama tanıdıkça öyle olmadığımı görürler. Ağır görüntümün altında bir afacan saklıyorum. İnsan sarrafı olan biri gözümün parıltısından ne kadar muzip biri olduğumu hemen anlar.


Güzellik yarışmaları saygınlığını yitirdi



‘Baskıcı ve kuralcı bir anne değilim’
Annelik nasıl gidiyor. Nasıl bir annesiniz?
Annelik zor ama hayatın en güzel şeyi. Bir gülüşü bir ömre bedel. İşte can denilen şey çocuk. Anne olduğum için çok mutluyum. Çok özel ve güzel bir duygu. Duru 3 yaşına girdi.Ailemden gördüğümü ben de çocuğuma uyguluyorum. Baskıcı ve kuralcı bir anne değilim. Onun ruhuna daha çok hitap etmek istiyorum. Özgür ruhlu, güvenli ve ayakları yere basan bir çocuk olması için uğraşıyorum. Annesinin oyuncu olması nedeniyle çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Sürekli masalları, hikâyeleri oynuyoruz. Bazen yoruluyorum. Sette, tiyatroda oyun oynadıktan sonra evde oyuncaklarla karşılaşınca o yorgunlukta oynamak bazen zor oluyor ama en tatlı yorgunluk benim için.


‘Ben profesyonelim ama ruhum amatör’
15 yıl boyunca hiç hırslarınızın kurbanı   oldunuz mu?
Şu anda profesyonelim ama ruhum değil. Ruhumu profesyonelleştiremedim. Amatör olduğum için her zaman doğanın ve zamanın akışına bıraktım kendimi. Sevdiğim işi, severek yaptım yüreğimi koyarak. Bu işlerimi hesap kitap yapmadan yaptım. Bir tek güzellik yarışmasına televizyona geçerim diye hesaplayarak girdim. 

Zaman zaman kendinize sinirlenip ‘Daha hırslı olsaydım şimdi şuralarda olurdum’ diye kızdığınız oluyor mu?
İtiraf edeyim oluyor tabii. Hani mutevazı olma inanırlar derler ya gerçekten öyle oluyor. O zaman kendime böyle yapmakla haksızlık mı ettiğimi düşünüyorum. Bu dönem dönem oluyor ve çok kısa sürüyor hemen kendimi toparlıyorum. Neler beni mutlu ediyor diye sıralayınca gözümde o mutsuzluğumu tolere ediyorum.