Ne zor bir haftaydı... Yine, yeniden acı hepimizi sarstı. Nice can, barışı dileyen insanımız yitip gitti. Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor, hepimizin yüreği yanıyor.
Onların yasını tutarken, bir acı haber daha aldık. Levent Kırca’yı kaybettik.
Kırca son röportajlarından birinde “Gençler yaşasın, onlara bir şey olmasın” demişti. Gelin görün ki, ne onun ne de milyonların yürekten dile getirdiği bu temenni karşılık bulmadı.
Levent Kırca, son mektubunda “Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle” demişti ya, sanki veda eder gibi yazdığı bu cümleyi canı gönülden paylaştık. “Dik durun... Adil olun, sabırlı olun. Atatürk’le kalın, Cumhuriyet’le kalın” derken ne demek istediğini her zamankinden fazla anladık.
Mesajını doğrudan verdi
Bir klişe gibi algılansa da, Kırca, kelimenin tam anlamıyla ‘güldürürken düşündürdü’.
22 yıl ‘Olacak O Kadar’la televizyon ekranından hem güldürdü, hem de çekinmeden toplumsal çarpıklıklara dokundu. Mizah, aklımızı ve ruhumuzu korur elbette ama yine de zordur elini taşın altına koymak. Görüşlerini paylaşsak da paylaşmasak da komedyen son ana kadar sözünü söyledi, mesajını dolaylı değil doğrudan ortaya koydu.
Onu yakından tanıyanlar bilir, başka türlüsü de mümkün değildi.Ve bir mizah ustasını, acının böylesine içimize işlediği günlerde uğurladık. Dostlarıyla, yakınlarıyla konuştuk. O isimlerden biri de Zihni Göktay’dı.
Göktay’dan alıntı yaparak, karamsar anımda bana iyi gelen sözlerini sizlerle paylaşmak istedim: “Her yeni doğan çocuk, Allah’ın insanlardan hâlâ umudunun olduğunun bir kanıtıdır.”
Öyleyse her sabah güneş yeniden doğuyorsa biz de uygar bir dünyada ve demokratik bir ülkede yaşamayı umut etmeye devam edeceğiz.
YAKTIN BENİ