Gülay Afşar

Gülay Afşar

gulay.afsar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sinema seyircisi, ‘yerli malı olsun, bizim olsun’ diyerek tercihini yerli filmlerden yana yapıyor. Çok komedi, çok romantik komedi derken ara ara sıkılıyor ama vazgeçmiyor, bir sonraki haftanın gözde yerli filmini merakla bekliyor. Epey zamandır gişe verilerinden de ortada olan gerçek şu ki, ülkemde yabancı yapımlar, Türk sinemasının gerisinde kalıyor. Son haftalarda Oscar Ödülleri yaklaşırken, iddialı aday filmler birer birer vizyona giriyor olsa da hem salon sayısı hem de vizyonda kalma sürelerine bakıldığında, o dev prodüksiyonların bile gişede şansı olmadığı anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Yine de en iyilerden bahsetmeden olmaz. Bu hafta vizyonda olan, bu ana kadar Altın Küre başta olmak üzere prestijli platformlarda öne çıkan ve Oscar adayları arasında yer alan ‘Carol’ kadın oyuncularının cesaret isteyen performanslarıyla özel bir film.

YERLİ MALI OLSUN, BİZİM OLSUN
Filmin Oscar adaylığına kadar olan süreçte aldığı övgüler ve ödüller, film eleştirmenlerinden tüm zamanların en fazla olumlu eleştiri alan filmlerinden biri olması, tahminim o ki Türkiye’deki seyirci için belirleyici olmayacak.

Benim asıl merak ettiğim, eğer giderse, bizdeki seyircinin, iki kadın arasındaki aşk ilişkisinin tüm aşamalarıyla, tüm açıklığıyla yansıtıldığı sıra dışı filme göstereceği reaksiyon. Bu arada, lezbiyen ilişki temasıyla beyaz perdedeki son örneklerden biri olan ‘Mavi En Sıcak Renktir’i unutmuş değilim. Ancak, 2013 yılında Cannes’dan Altın Palmiye ödüllü filmin yarattığı etki bizde seyirciye yansımamış, zaten sadece Filmekimi ve Başka Sinema kapsamında kısıtlı bir seyirciyle buluşabilmişti. Nihayetinde bağımsız sinema olarak gelip geçmişti Türkiye’den.

İki yıl sonra ‘Carol’ bu kulvardaki bir diğer film olarak ülkemizde vizyonda. Filmi, iki kadının, daha önemlisi iki insanın, kendilerini ortaya koyma çabasını anlamaya çalışarak, bedeli ağır olsa da mücadele gücünü görerek izlersek, yedinci sanatın zihin açan niteliğini de fark etmiş oluruz. Seyirci olarak böylesi filmler sayesinde belki gerçekçi sinemayla olan sınavımızda bir merhale daha alırız.

YETİŞKİNLERE ANiMASYON

Haberin Devamı

YERLİ MALI OLSUN, BİZİM OLSUN
Türkiye’de animasyon film sayısı kısıtlı, yetişkinlere animasyonsa dünyada bile daha çok kült film sınıflandırmasında yer alıyor. Hâl böyleyken ‘Anima İstanbul’ fenomen çizgi karakter ‘Kötü Kedi Şerafettin’i sinemaya uyarladı. Anima yapım şirketi, 10 yıldır Şerafettin’in hayalini kurmuş ama harekete geçmeleri 2011’i bulmuş. Önce karakterin yaratıcısı Bülent Üstün’ü ikna etmeleri gerekmiş, ardından yatırımcı bulmaları süre almış. Zaten gün gelmiş, Erdil Yaşaroğlu ve Mehmet Kurtuluş da elini taşın altına koyarak, yatırımı yapmış. O sürede teknolojik altyapı ve yeterlilik konusunda da yol almışlar ve ortaya dünyadaki örneklerle kıyaslanabilecek kalitede bir animasyon film çıkmış.

Peki, böyle bir filmin bütçesi nedir? Yapım ekibi rakam vermiyor ama Türkiye’ye göre yüksek, dünyadaki örneklerine göre düşük bir bütçe olduğunu anlatıyor. ‘Kötü Kedi Şerafettin’in yurt dışı marketlerde ilgi görüyor olması da umut veriyor, hatta filmin kısa süre içinde 50 kadar ülkede vizyona girme ihtimali de bulunuyor.

YERLİ MALI OLSUN, BİZİM OLSUN


‘Kötü Kedi Şerafettin’e Uğur Yücel başta olmak üzere güçlü bir oyuncu kadrosu ses veriyor. Seslendirme konusundaki başarının sırrı ise şu; oyuncular sadece seslendirmemişler, karakterleri adeta canlandırmışlar. Sesler kaydedildikten sonra animatörler, kayıtların üzerinde ince ince çalışmışlar. Dolayısıyla, sanki animasyon karakterlere ruh üflenmiş, tüm karakterler hayalden gerçeğe dönüşmüş. Öyleyse bundan sonrası Şero’nun müzmin takipçilerinin vereceği reaksiyona kalmış.

Haberin Devamı

Bana göre hayal kırıklığına uğramayacaklar.