Müzik piyasası gelişen teknolojiyle değişiyor, dönüşüyor. Kimi internet üzerinden bir videoyla milyonlara ulaşıyor. Dediklerine göre, bazıları bu izlenme rakamlarıyla dünyaya açılıyor. Ne kadarı gerçek, ne kadarı manipülasyon orası muğlak ama müzikte kendi içimizde ayrıştığımız muhakkak. Bir yanda Hande Yener’e karşı Demet Akalın, Hadise, Gülşen, diğer yanda “10 sene sonra Los Angeles’ta konser vermezsem ev hanımı olurum” diyen Aleyna Tilki var ki; o alttan alta hepsine karşı.
Onlar müzik pastasından kendi aldıkları payı türlü teyakkuz içinde arttırmaya çalışırken, az sayıda da olsa durduğu yerde duran, ödün vermeden müziğini yapan ve konserleri kapalı gişe olmaya devam edenler var. İşte o isimlerden biri; Funda Arar.
İlk albümünü 2000 yılında yapmış. Bugünün birçok yıldız ismi gibi, o da çocukluğundan bu yana şarkı söylemek, sahneye çıkmak ve ünlü olmak istiyormuş. Ama ilk albümünde biraz ağır yapmış, daha ilk günden popüler olana, tribüne göz kırpmayı tercih etmemiş. Ne güzel ki, müzik şirketi o yıllarda arkasında durmuş, biraz daha ticari olsa dememiş. Dolayısıyla Funda Arar hızlı bir çıkış olmasa da sağlam bir başlangıç yapmış. Şiir merakı, edebiyata ilgisi, Türk Müziği eğitimi, müzik öğretmenliği; bütün bunları yan yana koyunca, belli ki, onun yolu baştan çizilmiş.
Nitekim, 17 yıldır bu piyasada sakin ve ağırbaşlı duruyor. Düzenli aralıklarla albüm yapıyor, hâlâ özene bezene kliplerini çekiyor, konserleri yok satıyor. 11’inci stüdyo albümünü de bu yıl yayınladı. Albüm çıkar çıkmaz yine konserden konsere koşturuyor. Elbette arada bir ‘yeni bir şeyler söylemek lazım’ diye düşünüyor. Son
Dört yaşındaki oğulları Aras da bu durumun farkında. Annesine “Neden hep üzgün şarkılar söylüyorsun?” diye sormaya başlamış bile. Üstelik annesinin aksine çok sosyal, girişken, Arar’ın deyimiyle tatlı bir ‘geveze’. Belli ki sanatçı, bir gün neşeli şarkılardan oluşan bir albüm yaparsa, bunu Aras’ın hatırına yapacak.
Tüm bunları ve daha fazlasını NTV’de bayramda ekrana gelecek sohbetimizde konuştuk. Bayram günlerinde, Funda Arar’la sıcak, samimi sohbetimizi kaçırmayın derim. Bu arada hemen önümüzdeki hafta, 16 Ağustos’ta Harbiye Açıkhava Sahnesi’ndeki Funda Arar konserini de not almayı unutmayın.
‘Tüm şarkılarımı bu şehirde yaptım’
Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde BKM konserleri Candan Erçetin’le başladı.
Her yıl ayrı bir temayla özel konserler tasarlayan Erçetin ve ekibi bu yıl ‘İstanbul’ temasıyla hazırlık yaptı. Söz konusu olan sanatçının İstanbul için yaptığı ya da içinden İstanbul geçen şarkılar değil. Çıkış noktası İstanbul’un Erçetin’in tüm şarkılarını yazdığı şehir olması. Candan Erçetin, bu temayı anlatırken, aslında bir önerileri olduğunu söylüyor. İstanbul’un yazılı tarihinin 2 bin 500 yıl öncesine dayandığını düşünerek, bizim İstanbul’un kadim tarihinde olsa olsa bir zerre kadar hükmümüzün olacağını hatırlatıyor .
Konserin sürpriziyse tam da bu temayla örtüşen şarkılardan biri, Ceza’yla birlikte söyledikleri ‘Bu Şehir’. Ben konser öncesi sohbet ettim, o meşhur düeti de provaları sırasında dinleme şansı buldum. Konsere kalamadım ama tadı damağımda kaldı.
O yüzden ben ve tüm kaçıranlar için 19 Ağustos’taki ikinci Candan Erçetin konserinde buluşalım demeyi borç bildim.
Bir de güzel haber vereyim: Yakında Candan Erçetin’den yeni şarkılar geliyor. Artık hangi mecradan dinleriz, kaç şarkı olur, o kısmını söylemiyor ama yeni şarkılarını paylaşmaya hazır olduğu anlaşılıyor.