Altın Küre ödülleri’nde Meryl Streep tarihe geçecek konuşmasında “Kırık kalbini al ve sanata dönüştür” dedi. Giderek karamsarlaşan insanlığa bir çağrı gibiydi o cümle. Hayat seni ne kadar zorlarsa zorlasın, sanatın üretim tarafındaysan, inadına devam et. Sanatın izleyicisiysen daha fazla içselleştir edebiyat, tiyatro, sinema, müzik, resim ve sanata dair olan biteni.
Tam da bu duygularla başladım haftaya ve Yılmaz Erdoğan’la buluştum. Erdoğan, 12
‘Münaşaka’, Mükremin Abi zamanından kalma bir replik aslında. “Münakaşa değil; bizimkisi münaşaka” dediği o komik replik, şimdiki gösterisinin adı oldu.
Üstelik hakkında yapılmaya çalışılan karalama kampanyasına ve kimliğinden dolayı sosyal medyada üzerine gelinmesine rağmen yazmaya ve yazdıklarını anlatmaya
devam ediyor. Kalbi kırılsa da, sanata dönüştürmeye kararlı ve yoluna devam ediyor.
İSTİKBALİMİZ OLACAK
Küçük yaşta sanatın ışığını yakalayan ve yeteneğini eğitimle birleştiren Ali Keçeli, bana umut veren genç bir dostum. Henüz 13 yaşında; Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde drama eğitimi alıp, ‘Frankenstein’da William karakterini oynamaya hak kazandı ve rolünün üstesinden başarıyla geldi. Ardından ‘Hep Yek 2’de Ruhi’yi oynadı. Önümüzdeki günlerde de Şehir Tiyatroları Sanat Yönetmeni Yardımcısı Tolga Yeter’in sahneye koyacağı Tiyatro Karnaval’ın oyunu ‘Hamlet’te Horatio karakterini canlandıracak. Oyun büyük ihtimalle martta perdelerini açacak.
İnanıyorum ki; Ali Keçeli gibi müspet alanda yetişme imkanı vereceğimiz çocuklarımız, istikbalimiz olacak.
İNCİRLER OLANA KADAR
Bildiği yoldan giden bir diğer isim, Ata Demirer. Senaryosunu yazdığı ve başrollerdeki iki karakteri birden oynadığı, Hakan Algül’ün yönettiği ‘Olanlar Oldu’ bugün vizyona giriyor. Film, yine Ege’de geçiyor çünkü oyuncu, yılın büyük bölümünde yaşadığı, yakından bildiği ve hayatından izler taşıyan yerlerden çıkarıyor bu sıcak hikayeleri.
‘Olanlar Oldu’, şirin mi
şirin Sığacık’tan içimize ferahlık veren görüntüler eşliğinde, hepsi birbirinden eğlenceli kahramanlarıyla akıp giden bir film. Demirer, hem Döndü Hanım’ı, hem de oğlu Zafer Kaptan’ı oynuyor. Döndü Hanım neredeyse gerçek hayattan bir karakter; oyuncu, yıllar önce uzaklardan duyduğu Ege’li bir teyzenin sesinin kendisine esin kaynağı olduğunu söyledi.
Zafer Çika’yı güldürmek için o sesi taklit ederken başlayan şaka, sonunda ete kemiğe bürünüp Döndü Hanım’a dönüşmüş. Aynı zamanda hayat verdiği Zafer Kaptan da yılların denizcisi. O ve Tuvana Türkay’ın oynadığı Aslı’nın yakaladıkları uyum görülmeye değer. Üstelik Türkay’ın filme dahil olmasının tatlı bir hikayesi var. Oyuncuyu Demirer’in annesi bulmuş! Aslı için profesyonel cast çalışması sonuç vermeyip, filmin çekimleri ertelenecek noktaya geldiği sırada, annesi bir dizide gördüğü Türkay’ı tavsiye etmiş. Bu öneri önce ciddiye alınmasa da 15 gün sonra görüşülüp rol verilmiş. Bir de ‘İncirler Olana Kadar’ şarkısını yorumlamış ki, filmin sürprizi olmuş.
Seda Güven’e kasabanın güzel ve gözü yükseklerde kızı Mehtap pek yakışmış. Ustalar Ülkü Duru ve Salih Kalyon, filmin olmazsa olmazıyken, ‘Güldüy Güldüy’den küçük oyuncu Esad, Toprak Sergen ve diğer oyuncular da hikayeyi tamamlamışlar.