En zorlu anındayken bile kavganın, gökyüzüne bakmayı unutma diyen şairin duygusuyla
Geçtiğimiz hafta sonu Bodrum Turgutreis’de Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali’nin açılışı dolayısıyla farklı geçen 1 - 2 günü, zihin haneme artı olarak kaydediyorum. Turgutreis, Bodrum’un uzak ama hâlâ köy dokusunu koruyan bölgelerinden biri. Yalıkavak, Göltürkbükü misali lüksün ve şehir mimarisinin kaplamadığı bu küçük köydeki marina tasarımıyla, sıcak ve hoş bir ayrıcalık. Bir de marinada gerçekleşen klasik müzik festivali var ki, beldenin niş olma özelliğini arttırıyor. Doğuş Grubu’nun ilk adımını attığı ve koruyucusu olduğu D - Marin Klasik Müzik Festivali, uluslararası alanda saygın bir yere sahip... Dünyada klasik müzik alanında ödüllü bir organizasyon olarak 12’nci yılına erişti. Üç yıldır açılış törenini sunmanın keyfi de bana kısmet oldu.
Sekiz güne uzadı
Bu yıl 20 Ağustos’daki açılış konserinin konuğu dünya çapındaki sanatçımız, piyano virtüözü İdil Biret’di. Şef Ender Sakpınar yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde sahne aldı.
Bu sene sekiz güne uzayan ve Bodrum’a yayılma atılımında olan festival, yarın akşam Bodrum Kale’de eğlenceli bir konserle, Lura’yla sona erecek. Bir marinada gerçekleşen ilk ve tek klasik müzik festivali olarak yola çıkılırken, şimdilerde hem mekan hem de içerik çeşitliliğiyle kapsam genişliyor. Artık hedef bu özel festivalin Bodrum Müzik Festivali’ne dönüşmesi olmalı. Pozitif organizasyonuyla bu, çok daha mümkün gözüküyor.
Gümüşlük’e uğramak lazım
Festivale gitmişken, en yakındaki bir diğer köy olan Gümüşlük’e de uğramak lazım. Bir zamanlar sadece sahilinde birkaç salaş balıkçıdan ibaret olan Gümüşlük, son yıllarda kalabalıklaştı ve gözde restoranlarıyla da anılır oldu. Aslına bakarsanız, aynı sahilin bir yanında Mimoza Restoran gibi lüks ve zengin İstanbullu müşteriye hitap eden mekanlar, diğer yanında ise bohem İstanbul’luya uygun mekanlarıyla ‘Ne olursan gel’ diyen bir Gümüşlük var artık. Sanki Gümüşlük’ün bir yanı Nişantaşı, diğer yanı Cihangir. Cihangir diye adlandırdığım tarafta, Off Gümüşlük (İstanbul’daki Off Pera), Jazz Cafe ve Soğan Sarmısak gibi mekanlar ve az ötede Özak Pansiyon var. Hepsi de tezimi destekleyen yerler. Dolayısıyla tercih sizin.
Ama muhteşem günbatımı için bir seçenek daha var; Turgutreis’den Akyarlar’a doğru giderken Fenerin karşısındaki Deniz Yıldızı Restoran. En lezzetlisinden mezelerle, hafif bir rüzgarla, Kos manzaralı sarıdan kızıla dönen, açık denizi seyrederken güneşi uğurlamak bana hepsinden iyi geldi.
Nasıl derler; herkesin Bodrum’u ayrı.