Gülay Afşar

Gülay Afşar

gulay.afsar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Funda Arar - Febyo Taşel, hem Müslüman hem de Süryani bayramlarını kutluyor. Bu özel günlerin birbirinden farklı olmadığını belirten çift, aileleriyle vakit geçirmeyi seviyor

Bayramda sevenler buluşur, dostlar kavuşur, hal hatır sorulur, sohbet edilir. Ben de çok sevdiğim müzisyen dostlarım Funda Arar ve Febyo Taşel’e bayram ziyaretine gittim. Ev hallerini de çok sevdim. İki yaşını bitiren minik Aras, neşeli ve huzurlu bir çocuk. Çiftse her zamanki gibi rahat ve mütevazı. Çay ve pastalar eşliğindeki sohbetimizden geriye kalanlarsa şöyle...

Funda Arar: Aras harçlık nedir bilmiyor
- Bayram programı yaptınız mı?

Funda Arar:Bayramda iki konserimiz var. Diğer iki gün evdeyiz. Ailelerle beraber olacağız. Kurbanımızı keseceğiz.

- Gelenekleri sürdürebiliyor musunuz? El öpmeler ve harçlık almalar oluyor mu?

F. A.: Harçlık almalar pek kalmadı ama şimdi belki Aras alır. Daha anlamıyor paradan, harçlıktan. Ama biraz büyüyüp, bakkaldan bir sakız alayım yaşına gelirse o zaman muhakkak harçlık bekleyecektir.

- Bu arada sizde bayram da çok. Febyo’nun Süryani olması dolayısıyla kaç bayram kutluyorsunuz?

F. A.: Bizde bayram hiç bitmez.

Febyo Taşel:Tabii bayağı oluyor. Yılda neredeyse altı bayram kutluyoruz.

- Kavurma seviyor musun Febyo?

F. T.: Yok.

F. A.:Febyo’nun etle arası şöyle, böyle ama kurban etinden bir şey yapmak lazım ona. Izgara seviyor. Biz yine alışkanlıklarımızı sürdürüyoruz. Annem, babam ve halam da evde oluyor. Bayram sabahı kurban kesilir, çoğunu dağıtırız. Kurban eti yemek sevaptır diye, evde illa ki kavurma yaparız.

- Ayrı dinlere mensup olmanız ve bunu bu kadar güzel dengelemeniz müthiş bir örnek. Evlenmeden önce aranızda din konusunu hiç konuştunuz mu?

F. A.: Hiç konuşmadık bu konuyu, hiç aklımıza gelmedi. Benim hayat tarzım ve düşünceme göre, insanlar iyi ve kötü diye ayrılır. Onun dışında insanların ırkı, dili ve dini beni hiç ilgilendirmez. Her birimiz dünyanın başka yerlerinde doğduk ve o kültüre sahip olduk. Yaradan böyle bir çeşitliliği vermişse, insanlar bunun güzelliğini yaşasın diye vermiştir. Yoksa O’nun böyle bir gücü yok muydu ki, herkes aynı dil olsun, aynı din olsun, aynı ırk olsun. Herkes kendi inancında serbesttir. Nüfus cüzdanında din kısmının yazılıyor olması bile birbirinden ayırıyor insanları, böyle olmamalı.

F. T.: Dinle ilgili konular ve kimin neye inandığı veya inanmadığı kişiseldir. Bunların çok konuşulmasını da doğru bulmuyorum. Çünkü din insanın özelindedir, başka kimseyi ilgilendirmez.

‘Evdeki dengeler değişti’

- Aras doğduktan sonra evdeki dengeler değişti mi? Mesela Funda seni ihmal ediyor mu Febyo?

F.T.: Tabii bütün dengeler değişti. Özellikle ilk altı ay çok zorlu geçti, artık odak noktamız bambaşka. Tarif edilmez bir sevgi var.

- Aras da çok mutlu görünüyor. Yaramazlık yapınca, ‘babasına çekmiş’ demeye başladın mı?

F.A.: Şu anda öyle yaramazlıkları yok, sadece merak ediyor. Sürekli soruyor ‘Bu ne, bu ne?’ diye. Biraz daha büyüdükçe huyu suyu gelişecek. O zaman söyleyeceğiz mecburen. Febyo da ‘anasına çekmiş’ diyecek.

‘Şarkılar hep aynı çeşitlilik yok’

- İlk albümden bugüne 15 yıl geride kaldı. 2000’ler Türkiye’de pop müzik için inişli, çıkışlı yıllar. Funda o yıllarda da kendi tarzını korudu... Nasıl oldu bu?

F.A.: Çıkış noktası önemli. İlk günden itibaren kendine göre bir duruş sergilersen, o zaman insanlar seni daha çok ciddiye alıyor galiba. Elbette yenilikler oldu ama aslolan yapı aynen devam etti. 2000’li yıllarda karmaşa olsa da biz o dönemin güzel zamanına denk geldik. Şimdiyse her şey aynılaştı, çeşitlilik yok.

F.T.:Sektör büyüdü ama müzisyenleri benzer üretimlere zorluyor. Samimiyet için emek sarf etmek lazım. İstikrar önemli, Funda’nın albüm hikayesinde istikrar var. Bununla birlikte yeni dokunuşlar eklemek gerekiyor. Sana yakışanı yapabilmek önemli. Dönemin bir başka zorluğu, gelirlerin düştüğü bir süreç. Sektördeki gelir dağılımı değişti, bu yüzden sanatçı birçok projede finansör ya da sponsor bulmak zorunda. İnternet olayı hayatımıza girdi, rekabet acımasızlaştı.

‘Evli olmasak da birlikte çalışırdık’

- Birlikte çalışırken karı - koca olduğunuzu unuttuğunuzu söylüyorsunuz. Eş veya sevgili olmasanız da, birlikte çalışmaya devam eder miydiniz?

F.A.: Ben isterdim çünkü Febyo iyi bir müzisyen. Çok iyi besteleri, şarkıları var ve güzel aranjeler yapıyor. Kocamı övmek gibi olmasın, gerçekten öyle. Febyo başka solistlerle, sanatçılarla da çalışıyor. Elbette ki, onunla çalışmak isteyen birçok isim var.

- Başkalarıyla çalıştığı zaman hafif bir kıskançlık oluyor mu?

F.A.: Alakası yok çünkü o bir profesyonel. Kendine göre başka işleri ve programı var. Ne yaptığını, kiminle çalıştığını sormam bile. Bilmiyorum, kendisi bağımız olmasaydı da benimle çalışmak ister miydi?

F.T.: Bizim aranjör ya da besteci olarak büyük seslerle çalışma arzumuz var. Ama sonuçta önce solist tarafından tercih edilmem lazım. Tek başına benim çalışmak istemem yetmez ki. Funda bu ülkenin yetiştirdiği en önemli seslerden biri. Karım diye demiyorum, gerçekten şarkılara ruh katan bir ses. Fazla ışık vaat etmeyen bir şarkıyı bile vurguyla bir üst noktaya taşıyabilen bir yorumcu. Benimle çalışmak isteyen kişinin donanımlı olması, daha zevkle çalışmamı sağlıyor. İyi şarkıcılarla çalışmak her zaman daha rahat. ‘No name’ dediğimiz, sektöre yeni giren arkadaşlarla çalışırken zorlanırız.

F.A.: Ben de ilk albümü yaparken stüdyoya girdiğimde şimdiki tecrübeye sahip değildim. Stüdyoda şarkı okumak çok zor. Sahnede iyi dediğiniz bir ses stüdyoya girdiğinde, o dört duvar arasında kalınca, bazen zorlanıyor. Sesin iyi ve güçlü olması yetmiyor o zaman.

Albüm için okumaya girmişsin. Hatasız olmalı. O psikolojiyle girdiğin zaman stres yapıyor.

- Sen anlıyor musun Funda’daki o stresi?

F.T.:Stresi değil ama, bazı gün havası olmuyor diyelim. O gün kayıt yapmıyoruz, belli ki canı istemiyor.

- Bunu da en iyi sen anlarsın değil mi?

F.T.: Tabii ama yine de mikrofon karşısına geçmesi gerekiyor. 1 - 2 kere söylediğinde belli oluyor. O gün fazla yormayalım diyoruz...

- Funda’cım bilmiyorum daha önce söyleyen oldu mu ama bazen gözlerini yana çevirip, dalıp gidiyorsun. Öyle durumlarda ne düşünüyorsun?

F.A.: Evet, bunu söylüyorlar. Farkına varmadan dalıp, gidiveriyorum. Birkaç saniyelik gidip geliyorum. Bazen daha uzun gittiğim zamanlar oluyor tabii.