“Hayatın ne kadarını göze alırsan, o kadarını yaşarsın.” Genç, delidolu, tutkulu adam, idealleri olan, ayakları yere sağlam basan, geleceği parlak genç kadınla karşılaşır. Çoğu hikayede olduğu gibi yolları tesadüfen kesişir. Her ikisi de çok güzeldir, zaten gençlik güzeldir. Ve elbette aşk parıldar en cazip haliyle. Başrollerini Çağatay Ulusoy ve Leyla Lydia Tuğutlu’nun oynadığı ‘Delibal’daki tutkulu aşk hikayesi işte böyle başlar.
Televizyonda yayınlandığı dönemin fenomen dizisi ‘Medcezir’in yönetmeni olarak tanıdığımız Ali Bilgin’in ilk sinema filmi ‘Delibal’ın senaryosu, öncülüğünü Yıldırım Türker’in yaptığı Siyah Kalem ekibine ait. Ancak bu senaryo bir Hint filminden uyarlama. Ali Bilgin de hemen sözün başında, yurt dışından uyarladıkları bir senaryo olduğunu söylüyor. Başarılı bir uyarlama olduğu da muhakkak, çünkü ‘Delibal’ senaryosuyla, rejisiyle, müziğiyle ve görseliyle, hakkıyla bir sinema filmi.
Oyunculuklardan da bahsetmek gerekir. Çağatay Ulusoy genç kuşağın gözdelerinden, deyim yerindeyse ‘genç kızların sevgilisi’, popüler bir isim. Leyla Lydia Tuğutlu güzeller güzeli genç bir oyuncu, ‘Kiralık Aşk’ dizisiyle popülerliği daha da arttı.
Her iki genç ismin beyaz perde deneyimi var ama tanınmaları, böyle hayran kitleleri edinmeleri, hep televizyon ekranından kaynaklanıyor. Ve ilk kez bu filmde derinlikli karakterlere hayat veriyorlar, başrol sorumluluğunu alıyorlar.
Bence ne eksik ne de fazla, rollerinin hakkını da veriyorlar. Üstelik genç oyuncuların yetenekleri oyunculuktan ibaret değil, müzik konusunda da göz dolduruyorlar. Çağatay Ulusoy, ‘Delibal’ için bateri çalmayı öğreniyor ve gayet başarılı oluyor. Öyle ki bateri çalınan tüm sahnelerde Ulusoy’un gerçek performansını izliyoruz. Yanı sıra, Sezen Aksu imzalı ‘Mutlu Sonsuz’ adlı şarkıyı pek güzel söylüyor. Keza Leyla Lydia Tuğutlu’nun da şarkı söylediği sahnedeki performansı gayet yeterli. Şarkıyı öyle güzel yorumluyor ki, yönetmen Ali Bilgin, “Gerçekçi olması için bu kadar iyi söylememen lazım” diyerek oyuncuyu uyarıyor. Dolayısıyla güzel, yakışıklı ve hepsi de yetenekli genç nesil sinemada gelecek vadediyor. Sinemacılar daha iyiye ulaşmaya çalışırken, seyirciye de seçim yapmak kalıyor.
Bu arada, Çağatay Ulusoy ve Leyla Lydia Tuğutlu’ya dair bir not daha: Bence bu ikili, yeni yılın ‘birbirine en yakışan çifti’ ödülünü şimdiden hak ediyor.
Gençlere yönelik yeni bir sanat platformu var. Doğuş Grubu, ‘Doğuş’la Sanata Bi Yer’ sloganıyla, gençlere yeni bir platform oluşturdu... Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan öğrenciler, ürettikleri eserleri, Doğuş Grubu’na ait mekanlarda sergileyebiliyor. Doğuş Grubu’nun müşteriyle buluştuğu mekanlar genç sanatçıların eserlerine açılıyor, öğrenciler sergi alanı buluyor, mekanlar şenleniyor, müşteriler de eserleri görme imkanı buluyor.
Peki, genç sanatçılar ‘Sanata Bi Yer’ platformunda eserlerini nasıl sergileyecek? Öğrenciler doguslasanatabiryer.com üzerinden önce eserlerine bir yer buluyor, ardından bu eserler bir seçici kurulun önüne geliyor. Seçici kurul, mekanlara eserleri yönlendiriyor. Her eserde, eser sahibinin iletişim bilgileri var. Sergiyi izleyenler de genç sanatçılarla direkt irtibata geçebiliyor.
Platforma ilgi yoğun...
20 günde, 400’e yakın öğrenci eserlerini sergilemek için başvuruda bulundu.