“Bir Türk dünyaya bedel” derlerdi... Çoğu kez bizim kendi kendimize söylediğimiz bir söz gibi kalırdı ama bu sefer kelimenin tam anlamıyla yerini buldu.
Fransa’da yaşayan Deniz Gamze Ergüven’in ilk uzun metrajlı filmi ‘Mustang’, Fransa’nın Oscar adayı olarak seçildi. Öncesinde dünyanın prestijli film festivallerinde aldığı ödül ve övgüler önemli bir kriter oluşturdu.
Fransa gibi bir ülke, 1959’dan bu yana ilk kez Fransızca olmayan, Türkçe bir filmi, kendileri adına Oscar’a aday gösterdi.
Sinema eğitimi almış
Peki nasıl oldu da Ergüven böylesine bir başarıya imza attı? Bu hafta ‘Mustang’in yönetmeni ve birbirinden güzel oyuncularıyla bir araya geldim. Bu soruyu onlara da sordum.
Deniz, Ankara doğumlu ama ailesinin Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevi nedeniyle daha altı aylıkken Fransa’ya gitmiş ve sinema eğitimi almış. Fransızlar da tümüyle kendi ülkelerinden yetişmiş bir sinemacı olmasını her zaman önemsemiş, zaten en büyük desteği Fransız partnerler ve yapımcılardan görmüş.
Maalesef Türkiye’den çok az destek alabilmiş. Sonuçta Fransız Kültür Bakanlığı, güçlü Fransız rakiplerine ve başka dilde bir film olmasına rağmen ötekileştirmeden ‘Mustang’i seçmiş .
Fransa’nın Oscar adayı olarak seçilmeden önce Cannes’daki ilk gösteriminden itibaren Kore’den Amerika’ya dünyanın farklı ülkelerinden yapımcılar Ergüven’e ‘Mustang’i kendi ülkelerinde göstermek istediklerini söylemişler.
Kadını kadın anlatıyor
Böylesi bir talep küçük bir Karadeniz kasabasında geçen, yerel bir hikayenin evrensele doğru yükselişinin en güzel örneğini teşkil ediyor.
Deniz’e göre dünya sinemasının güçlü kadın figürlere ihtiyacı var. Erkeğin gözünden anlatılan kadın hikayeleri artık yeterli olmuyor. Kadın meselesine dair yeni bir söz söylemek gerekiyorsa, onu kadınlar söylüyor.
Üstelik bu genç kadınlar bir de ters köşe yapıyor çünkü onca toplum baskısına rağmen onlar ezilmiyor, küçük yaştaki beş kızkardeş aynı filme adını veren vahşi atlar gibi asi davranıyor, dik duruyor ve özgür olmak için mücadele ediyor.
Filmin adı olan ‘Mustang’ Kuzey Amerika çayırlarında koşturan vahşi atlardan geliyor olsa da, bu bir ruh ve bir Karadeniz kasabasında da hayat buluyor.
Ergüven ve genç oyuncuları gönülden kutluyoruz. Heyecanla ‘Mustang’in Oscar adaylığı yolculuğunda ilk beş yabancı film adayı arasında yer alıp almayacağını bekliyoruz. İçimden bir his, ilk kez bir Türk yönetmenin kırmızı halıda Oscar’a yürüyebileceğini söylüyor ya da sadece bu ihtimal bile bana çok iyi geliyor. ‘Mustang’ bugün Türkiye’de vizyonda, kaçırmayın..