Tiyatro yapmanın tüm zorluğuna rağmen o cepheden güzel haberler gelmeye devam ediyor. Türkiye’nin en köklü, en eski özel tiyatrosu AST (Ankara Sanat Tiyatrosu), şimdilerde hem Ankara’da hem de İstanbul’da seyircisiyle buluşuyor. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun 53 yıllık tarihi içerisinde elbette çokca İstanbul turnesi oldu ama bu kez tiyatronun bir ayağının İstanbul’da olmasından söz ediyoruz. Çünkü, Ankara’da AST’ın kendi salonlarında devam eden oyunlarla eşzamanlı İstanbul’da da bir yeni oyun sahneye koyuyorlar.
Oyunun anlattığı mesele kadar, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun bir süredir İstanbul’da da var olma planlarının başlangıcı olması da önemli. Mahir İpek, AST yönetimi olarak bu konuda heyecanlı olduklarını anlatırken, tiyatro olarak bir ayaklarının İstanbul’da olması gerektiğine inandıklarını söylüyor. 2009 yılında yönetimde yaşanan değişikliğin ardından, yeniden canlanma dönemine girdiklerini ve İstanbul’da da tiyatro yapmadıkları takdirde Anadolu’da kalan bir tiyatro gibi algılandıklarını düşünüyor. Elbette, Ankara Sanat Tiyatrosu her zaman Ankara’da yaşayacak, Türkiye’nin en köklü sahnesi olarak nice yıllar varlığını sürdürecek. Beni umutlandıran, Ankara’nın ve Ankaralı seyircinin tiyatro sevgisinin ve geleneğinin şimdi İstanbul’a da taşınıyor olması.
TRAFİK VAR
Maslak’ta çalışan biri olarak bu hafta Cengiz Semercioğlu’nun köşesinde işaret ettiği hususa dair birkaç not da ben eklemek istedim. Evet, Maslak’ta akşam üzeri saatlerinde
özellikle 16.30 - 17.00 civarında işyerlerinin servisleri trafiği kilitliyor. Çalışanları almak üzere yol kenarlarına park eden servisler, ikili sıralar oluşturduğu için, bizler de Maslak girdabında kalakalıyoruz. Bir de canlı yayına yetişme stresi eklenince seyreyleyin eziyeti. Bu konuda öncelikli yapılması gereken işyerlerinin servislerin park edeceği birer park alanı tahsis etmesi. Ama böyle park alanları yaratmak artık mümkün değil. Öyleyse çalışanları almaya gelen servislerin bekleme yapmadan kısa süre içerisinde yolcularını toplayıp yola koyulması gerekiyor. Örneğin mesai 17.00’de bitiyorsa, o zaman servisler en erken 16.50’de park etmeli, 17.05’de de hareket etmeli. Aksi takdirde bunun bir yaptırımı olmalı. Ben çalışanların servis hakkını sonuna kadar savunuyorum ama acil bir düzenleme yapılması gerektiğine de katılıyorum.