15.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
serfiergun@milliyet.com.tr İlter Bey'in kızı Lale Apa, oğlu Güner Türkmen ve eşi Füsun Türkmen 2007'nin başından beri bu önemli günü nasıl kutlayacaklarına kafa patlatıp duruyorlardı zaten. Günlerden bir gün Soli Özel, Lale Apa'yı aradı ve Sedat Ergin'le birlikte İlter Bey'in doğum günü için bir sürpriz yapmak istediklerini, Lale'nin kendilerine fotoğraf, belge, bilgi gibi şeyleri gizlice verip veremeyeceğini sordu. 8 Kasım, Dışişleri eski bakanı, eski müsteşarı, emekli büyükelçi ve Hürriyet Gazetesi köşe yazarı İlter Türkmen için çok önemli bir gündü. Çünkü İlter Bey 8 Kasım'da tam 80 yaşına girdi. Uzun ve sağlıklı yaşasın, doğum günü kutlu olsun. Lale Apa çok duygulandı, kendisinin ve kardeşinin aklından da İlter Türkmen adına bir gazete basmak gibi bir düşünce geçtiğinden bahsetti. Fikir taraflarca çok beğenildi, güçler birleştirildi. Fotoğraflar, belgeler, bir grup gazeteciyle birlikte çoğunluğu diplomatlardan oluşan seçkin yazar kadrosundan gelen yazılar havada uçuştu ve ortaya "The Türkmen Tribute" gazetesi çıktı. Gazete projesi bir ekip çalışmasıyla şekillenirken, aile, kutlamaların babanın zaten sevdiği bir lokanta olan, ulaşımı kolay Park Şamdan'da yapılmasında karar kıldı. Baba, deneyimli diplomat, 12 Eylül sonrası Dışişleri Bakanı İlter Türkmen'in gizli hazırlıkların farkına varmaması söz konusu olamazdı zaten.Gizli planlar ortaya çıktığına göre davetli listesini de doğum günü sahibinin hazırlaması gerekirdi. İlter Türkmen listenin en başına eski eşi, Dışişleri'nin en sevilen ve zarafetine saygı duyulan sefirelerinden Mina Hanım'ı, dayıları, yeğenleri koyarak 100-150 kişilik bir liste hazırladı. Madem bu kadar özenilmişti o halde kıyafet de smokin, diplomatların deyimiyle 'black tie' olmalıydı. The Türkmen Tribute Davetiye bastırma işini Lale ve eşi Cem Apa'dan iyi kim bilebilir di ki? Ya mönü?? Remix yemek kitapları eş yazarı Lale Apa olunca mönüyü de İlter Bey'in kızı üstlendi şüphesiz: Diplomatların pek sevdiği bir ön yemek vardır; Coquille St. Jacques. Biraz modası geçmişti ama olsun, İlter Bey'in promosyon arkadaşları için belki hâlâ popülerdi. İlter Bey'in favori içkilerinden roze şampanyanın hiç olmazsa sorbesi deniz mahsulleri ile limonlu tavuk arasında ağızların tadını değiştirmek için ikram edilmeliydi. Doğum günü pastası Dolce'den kestaneli profiterol'du. Mönüyü Lale Apa hazırladı Doğum günü gecesi "masters of ceremony", gecenin akışını konuklara sunacak, konuşmacıları davet edecekler İlter Bey'in oğlu Güner ve torunu Dilara'ydı. Adeta bir Oscar törenine hazırlanırcasına gergindiler. Metinler yazıldı, ezberlendi. 8 Kasım günü geldi çattı. Sabah saat 07.00'de Lale-Cem Apa ve Güner Türkmen, İlter Bey'in kapısını çaldılar. Kapıyı İlter Bey'in eşi Füsun Türkmen açtı. Kahvaltıya oturuldu hep birlikte. Füsun Türkmen, özel gazeteyi günlük gazetelerin üzerine koymuştu. İlter Bey kahvaltı masasına oturduğunda kendisini bekleyen sürprizden habersizdi. İlter Bey takım gazeteler arasında kendi adına bastırılan gazeteyi görünce ilk önce şaşırdı; "Aa, bu ne?" dedi. Gazetenin künyesinde şunlar yazılıydı: İmtiyaz Sahibi: Lale Apa, Yazı Kurulu: Sedat Ergin, Soli Özel, Füsun Türkmen, Görsel Yönetmen: Ali Acar Görsel Yönetmen Yardımcısı: Kadir Pastutmaz, Baskı: Doğan Ofset. 16 sayfalık tabloid gazetede tek bir ilan yoktu! Sayfalar çevrildikçe İlter Türkmen'in gözlerinden de yaşlar süzüldü. "Ben bu kadar mühim bir adam mıymışım??" dedi durdu. İlk sürpriz kahvaltıda O gün kahvaltıda neler yendiğini kimse anımsamıyor. Duygu yüklü bir kahvaltıydı. O günün gecesi şölenseldi. Park Şamdan tam bir kutlama modundaydı. Tecrübeli garsonlar kapıdan giren konuklara flüt bardaklarda Moet & Chandon şampanya uzattı. Güner Türkmen ve Dilara Apa'nın İlter Bey'in henüz tek haneli sayılarda kalan evliliklerine gönderilen referanslar ve esprili anonslarından sonra sahneye İlter Bey'in orta öğrenim yıllarından beri arkadaşları olan emekli büyükelçiler Oktay İşçen ve Fahir Alaçam çıktılar. İlter Bey'in konuşması kısa ve özdü. Gözyaşları gün boyunca tüketildiğinden duygusallık yerini dans ve eğlenceye terk etti. O günün gecesi şölenseldi Tepebaşındaki Pera müzesinde TAÇ Vakfı'nın (Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerin Koruma Vakfı) hazırladığı, Nisan 2008 sonuna kadar devam eden bir dizi kültür semineri var. Ben bugün size sadece ocak sonuna kadar olan ilk iki semineri anlatacağım. Eğer ilgilenirseniz diğerlerinden de bahsederim. İlk konu; Topkapı Sarayı. 20 Kasım -1 Aralık arasındaki seminerlerde önce Prof. İlber Ortaylı Topkapı Sarayı ve İstanbul'u anlatacak, Prof. Nurhan Atasoy sarayda yaşam ve saray kıyafetlerini, sonra da Prof. Gül İrepoğlu saray mücevherlerini. Belki de en ilgi çekecek seminer bu olacak. Bu dizinin sonunda bir de hediyesi var. Bu üç hocanın da katıldığı Topkapı Sarayı gezisi ve Yeşil Ev'de kokteyl, Armada Otel'de yemek... Diğer grup seminer 8-19 Ocak arası. Yine Pera Müzesi'nde. Bu kez konu Boğaziçi... Yine konularında uzman profesörler sırasıyla anlatacaklar: Prof. Zeynep İnankur Boğaziçi ressamlarını, Prof. Yücel Yılmaz Yüzbin yıl önce Boğaziçi'ni, Nur Çapa Boğaziçi balıklarını, Prof. Haluk Sezgin de yalıları ...Bunun hediye etkinliği de tekneyle yalıları tanıtan Boğaz turu ve Çengelköy Kordon Restoran'da Boğaziçi balıkları sofrası... Bir daha isteseniz de hepsini bir araya getiremeyeceğiniz en popüler öğretim üyeleriyle sohbet imkanı, birlikte gezmek ve yemek yemek de hediyesi. Bu seminerler tüm meraklılara açık. Dört seminer, sonundaki gezi ve yemek toplam 500 YTL. Katılım Belgesi de veriyorlar. Çalışanları düşünmüşler, o yüzden seminerler akşamüstü 18.00'de başlıyor, 18.00'e kadar sürüyor. Bu tür seminerleri Batı'da Sotheby's, Christies gibi kuruluşlar da yapıyor ve çok daha yüksek fiyatlarla... Geliri de yine bu konuda eğitim almak isteyen gençlere gidecek. Bir taşla kaç kuş birden... Ev kadınları, çalışanlar ve gençler Pera'ya koşun...