"Ben topraklarımın değil, odamın insanıyım. Çocukken arkadaşlarımla futbol, misket oynamak yerine odama kapanıp kitaplarla vakit geçirirdim. Annemse küçükken yaşıtlarımla kaynaşayım isterdi. İnsanlarla konuşmaktan utandığım için evde tek başıma oturuyorum diye endişelenirdi. Gerçi değişen bir şey yok, hala öyle... O yıllarda kitaplara fazlaca düşkündüm ve kitap bizde pek de matah bir şey sayılmıyordu. Hele kuzenim sürmenaj olunca, annem korktu. Çok okuyanların kafayı yediğini düşünüyordu. Okurken çok heyecanlanır, adeta kitabın içine girerdim. Annem, "Açma öyle gözlerini" derdi."