06.07.2020 - 09:28 | Son Güncellenme:
Emre Kara / Milliyet.com.tr
Milliyet.com.tr Cadde yazarı Emre Kara'nın sorularını yanıtlayan Oğuzhan Koç; yeni şarkısından '3 Adam'ın geleceğine, okul hayatından ‘Çok Güzel Hareketler’ dönemine, Yılmaz Erdoğan'ın hayatındaki yerinde Ersin Korkut'un Survivor performansına, ünlü televizyoncu Acun Ilıcalı ile tanışma hikayesinden meslektaşı Gülben Ergen ile küs olup olmadığına kadar hakkında merak edilen her konuda samimi açıklamalar yaptı.
Yeni şarkın 'Kendime Sardım' çıktı. Sözleri tipik şarkılardan farklı. Klibi de esprili, fikirler kimden çıktı?
Hem kendimle hem de insanlarla empati yapmaya çalıştım. Son 3 ay herkesin kendine odaklandığı, kendine sardığı bir dönemdi. Ben de aynı şeyleri hissederek bu şarkıyı yazdım. Çekimler evimde yapıldı. Birlikte çalıştığımız ekiple fikri büyüttük. Aslında dışarıda çekimler de yapabileceğimiz bir dönemdi fakat klibi bu şarkıya çok uygun bulduk.
Şarkılarını çok dinlenmiş, az dinlenmiş diye ayırıyor musun?
Öğrendiğim bir gerçek var; ‘Yarışırsan bir gün mutlaka geçilirsin. Yarışmazsan kimse seni geçemez.’ İyi yaptığımı düşündüğüm işi yapmaya devam ediyorum. Şarkım çok dinlenirse bununla mutlu olurum, az dinlenirse dersler çıkarmaya çalışarak daha sıkı çalışmaya devam ederim.
Şarkıların için 'tıklanma korkusu' yaşamıyorsun yani?
Rakamlarla çok büyük meselem kalmadı sanırım. Tıklanma korkum olmadığını göstermek adına şarkılarımı yeni açtığım kendi youtube kanalımda paylaşmaya başladım. Değişimi ve risk almayı seviyorum.
Edis, Aleyna Tilki'yle uçakta bir selfie paylaşıp 'uçak düşerse Türk popu bitiyor' açıklaması yazmıştı hatırlıyor musun?
İkisi de çok tatlı ve başarılı, aralarında eğlenceli bir şaka yaptılar ve olay büyüdü :)
Türk popunu Edis ve Aleyna mı domine ediyor?
Edis yeni Trap starımız, poptan hızlı vazgeçti. Aleyna da kendi gezegeninde takılıyor. Uçağa bir İngiliz bir de Fransız koysak çok güzel Temel fıkrası olur. Türk popu da bize kalır.
Geçen yaz Harbiye Açıkhava'da verdiğin konserde daha önce kimsede görmediğim bir protokol vardı. Zor bir piyasada bu kadar insana kendini nasıl sevdirdin?
(Acun Ilıcalı, Şenol Güneş ve Milli Takım oyuncuları, Murat Dalkılıç, Murat Boz, Aslı Enver, Reynmen, Zeynep Bastık, İbrahim Büyükak, Eser Yenenler, Fettah Can, Cansu, Bensu Soral, Demet Özdemir, Aynur Aydın ve dahası)
Harbiye konseri benim için hayatımdaki en önemli anılardan biriydi. Sağ olsun tüm dostlarım destek için yanımda oldular. Sanırım karşılıklı, çıkarsız bir saygı sevgi ilişkisi olduğu için toplanabildi bu ekip. O gün yanımda olan tüm sevdiklerime de bu soru vesilesiyle tekrar teşekkür ederim.
Bu konserde bir tek Gülben Ergen yoktu. Küslük var mı?
Tabii ki yok. Kendisinin üzerimde emeği var. Hakkı ödenmez.
Yılmaz Erdoğan ve "Çok Güzel Hareketler" hayatında nasıl bir yerde?
'Çok Güzel Hareketler' dev bir hayat okuluydu benim için. Yılmaz abinin öğrettikleri ve anlattıkları, yaptığım her işe ve kariyerime kesinlikle doğrudan yansıdı. Kendisiyle tanışmak ve onun öğrencisi olmak, 21 yaşında bir gencin başına gelebilecek en güzel şeylerden biriydi ve ben bunu yaşadım. Ondan daha çok şey öğreneceğim elbet.
Acun Ilıcalı ile yollarınız nasıl kesişti?
İçinde bulunduğumuz enteresan dünyanın içinde bu denli büyüdükçe tevazusu o kadar artan, çalışkanlığıyla, insanlığıyla, empatisiyle gerçek bir örnek, akıl hocası ve bir ağabey. Eser'in ‘Yetenek Sizsiniz’ jürisine katılmasıyla tanıştık ve 'neden bu kadar geç tanıştık?' dedik. Ardından ‘3 Adam’ programını kendisiyle yaptık. O günden beri de hem dostluğuyla hem abiliğiyle gönülden sevdiğim biri Acun abi.
İbrahim ve Eser’le birlikte ilerlemeye devam edecek misiniz bundan sonra da?
Şu an için üçümüz de ayrı ilerliyoruz ama gönüllerimiz bir. En zor zamanları birlikte atlattık. Eser televizyonda, İbrahim sinemada, ben de müzikte ilerliyorum. Bireysel olarak bazı hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz gün mutlaka tekrar birlikte bir şeyler yapacağız.
Üçünüz de bizi hep güldürdünüz ama bir gün işlerin ters gittiği olmadı mı?
Hem de nasıl! ‘Çok Güzel Hareketler’ dönemi çok güvendiğimiz bir skeç yazmıştık. Eser, Ersin, İbo, herkes oynuyor... Seyirci ilk üç dakika hiç gülmedi Sonraki 3 dakika yine hiç gülmedi. Sonraki 3 dakika da gülmediler ve skeç öyle bitti. Kulise girdiğimizde birbirimizin yüzüne bakamıyorduk. O skeci yayınlamadık.
Ersin Korkut'un adı geçmişken sorayım; Survivor'da yarıştı ve sakatlanıp elenmek zorunda kaldı. Performansı sence nasıldı?
Ersin'in ne kadar temiz kalpli, vicdanlı, merhametli, uyumlu biri olduğunu biz yıllardır biliyorduk. Survivor vesilesiyle tüm Türkiye tekrar öğrenmiş oldu. Performansı çok iyiydi. Sakatlanmasa finali de görürdü, hatta kazanırdı da.
Ersin adadayken çok sevdiği köpeği Mes ölmüştü. Biliyor muydun Mes'i?
Mes'i biliyordum ve hepimiz çok üzüldük. Özellikle Ersin'in bunu bilmeden yarışıyor olmasına ayrıca üzüldük.
Okul çağlarında nasıl bir öğrenciydin?
Lise sona kadar çok iyi bir öğrenciydim; 'hem sosyal aktiviteler konusunda hem de dersler konusunda başarılıydım' diyebilirim. İnek değildim ama her şeyi olması gerektiği kadar yapardım. Üniversitede dağıttım.
Üniversiteyi nerede okudun?
İstanbul’a gelmeden önce Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okuyordum fakat hedeflerim için okulu bırakıp İstanbul’a yerleştim. Tekrar sınava hazırlandım. Bu sırada Eser Yenenler ile aynı evde yaşamaya başladık. İstanbul’da bir okul kazanmaya çalışıyordum.
Eser’le aynı evde kaldıysanız başınızdan çok macera geçmiştir.
Eser üniversiteye giderken, ben dershaneye gidiyordum. Dershanenin çok katı kuralları vardı. Devamsızlık olunca hemen veliler aranırdı ve şikayet edilirdik. Ben velim olarak Eser'i kaydettirdim ve bir yıl boyunca her devamsızlığımda Eser’i aradılar. Babammış gibi bir yıl telefonları o açtı.
Sempatik birisin, insan sen söyleyince güven duyar tabii.
Güven vermemin sebebi sanırım benim de güvende ve sakin bir yaşamı sevmem. Hayatta belirsizlikleri, kaosu ve dengesiz şeyleri sevmiyorum. Bu şekilde yaşamaya dikkat ettiğim için de etrafıma güven veriyorum sanırım. Ben de isterdim rock'n roll bir hayat yaşamak ama böyleyim işte olmuyor.
Halkımız seni örnek bir insan olarak görüyor. İftiraya uğrama korkun var mı?
Bu tarz olaylar başımıza geliyor ve insanlar bazen sosyal medyada hakkımızda çıkan haberlere yorum yaparken bizim de okuduğumuzu, insan olduğumuzu, bir ailemiz annemiz babamız olduğunu, onların üzüldüğünü düşünemeyebiliyor. Ben bunalıma girmem açıkçası alıştım ama böyle negatif haberlerin ve yorumların yakınlarımda yaratacağı negatif etkiler yüzünden çok üzüldüğüm oldu.
Ünlendikçe boşluğa düştüğünü hissettin mi?
Ünlenmek birileri vasıtasıyla bir anda başıma gelen bir şey değil, aksine bilerek isteyerek yıllarca çalışarak elde ettiğim bir şeydi. Bu yüzden elde ettiğim şeyin tüm pozitif yanlarının tadını çıkarmaya ve kıymetini bilmeye çalıştım. Boşluğa düşmekten ziyade halime hep şükrettim.
Şöhret sahibi Oğuzhan’la şu an karşımda duran Oğuzhan arasında fark yok o zaman.
'Hiçbir fark yok' dersem yalan olur. Ama inan ki tanınmadan önce en sevdiğim şeyler, anlar, kişiler neyse şimdi de o. Temel hatlarıyla Oğuzhan yine Oğuzhan fakat tabii ki maddi manevi bir çok değişim yaşıyor insan tanındıkça. Bu değişimleri hayatımın göbeğine koymayarak ve gelip geçici olduğunu bilerek sağlıklı kalmaya çalışıyorum.
Hayatta biri sana ne yapsa onu asla affetmezsin?
Kendi küçük çıkarları için beni kaybetmeyi göze alan birini affetmem!
Aşkta da şarkılarındaki kadar duygusal bir adam mısın?
Romantizm daha çok şarkılarıma yansıttığım bir şey sanırım. Günlük hayatta kimseden çok romantik olduğumla ilgili bir şey duymadım.
Romantik olmazsan uzun sürmez abi, yapma. Şu an nasıl gidiyor aşk hayatın?
Şu an sakin, 'stabil' diyeyim ve konuyu kapatayım :)