09.09.2019 - 17:27 | Son Güncellenme:
Ben nereden geldiğimi hiç gizlemedim. Samimi ve dürüst bir insan olmam beni bugünlere getirdi. Mağarada doğdum ve iftihar ediyorum bununla. İnsanların da burayı görmesini, hangi koşullarda hayata başladığımı bilmesini istiyorum.
Çok şanslıyım ki kurtuldum. Dualarla hayatta kaldım. Allah beni bu hale getirenlerin bile başına vermesin. Allah'tan gelene isyan etmemek gerekiyor. Gençken eşeğim vardı, sonra Allah bana uçak, tekne, villa verdi. Bunların hepsine şükrettim. Bu yaşadığım da Allah'tan geldi. Buna da şükür ediyorum.
Bazıları 'geçmiş olsun' diyeceğine, 'Şarkı söyleyemiyor, sahneye çıkamıyor' diyor. Sesimi kaybetsem ne olur, nefes alıyorum ya şükürler olsun. Bir daha hiç şarkı söylemesem de olur, hayattayım, dostlarımla birlikteyim. Önemli olan da bu.
Allah'a şükürler olsun. Dünyaya mal olmuş bir sanatçıyım. Konser vermediğim ülke kalmadı. İzmir'e yerleştim, İran'dan insanlar geliyor beni ziyarete. Dünyanın her yerinden mesajlar atıyor hayranlarım. Bu ülkenin sanatçısı olarak dünyada böyle tanınmak beni çok mutlu ediyor. İyi ki Türkiye'de doğmuşum, iyi ki de İbrahim Tatlıses yapmışlar beni. Ben bu ülkenin insanlarını çok seviyorum. Çünkü çok merhametli ve duygusal bir toplumuz. Vurulduğum zaman ne kadar sevildiğimi bir kez daha gördüm.
- Müzikten kazandığınız parayı ticarete yatırdınız ama çok da başarılı olamadınız ticarette...Kazıklandım, paramı çaldılar çünkü hep. Ben insanlara iş kapısı sağlamak için girdim aslında ticarete. Allah bana verdi, ben de onlara veriyorum hâlâ.
Hayatım boyunca hep ülkeme yararlı bir insan olmaya çalıştım. İnsanımızı ve ülkemi çok seviyorum. Annem Kürt, babam Arap benim. Kendimi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak görüyorum. Son nefesime kadar da ülkeme fayda sağlayacak işler yapmaya devam edeceğim.
Hayatıma giren kadınlar benim için çok kıymetli oldu. Hiçbirini yarı yolda bırakmadım. Mahkemelik olduğumu duydunuz mu mesela hiçbiriyle? Duyamazsınız çünkü hepsine sahip çıktım. Yıllarca kahrımı çektiler. Ayrılmış olabiliriz ama hâlâ hepsinin maddi ve manevi yanındayım imkanlarım dahilinde.
Şimdi görüyorum; kadınları yavrularının önünde öldürüyorlar. Bu nasıl bir vahşettir? Benim yanımda kadına böyle bir şey yapılsa, yemin ediyorum o adama aynı şeyi ben de yaparım. İdam edilmeli hepsi. Bunu hak ediyorlar.
Recep Tayyip Erdoğan her şeyden önce çok vefalı bir insan. Hapisteyken bir kere ziyaret etmiştim. Hatta Cem Uzan döneminde meydanlarda çok eleştiren konuşmalar da yapmıştım. Seçildikten sonra 'O kadar açıklamam sonrası tacım da, tahtım da devrilir' dedim, öyle olmadı. Ne tahtıma, ne tacıma karıştı. Onu o kadar eleştirmeme rağmen beni nerede gördüyse sevgi ve saygıyla yaklaştı. Böyle birinin yanında olmayıp da ne yapacaksınız? Kim ne derse desin umurumda değil, Erdoğan beni nereye çağırırsa giderim. Ölene kadar da yanındayım. Hastalandığımda her anımı takip etti. Beni hiç yalnız bırakmadı. Vefa budur işte.
- Mehmet Ali Erbil röportajında 'İbrahim Tatlıses beni hiç yalnız bırakmadı' demişti...Tabii ki yalnız bırakmam. Ben vurulduğumda hastanenin önünde bekledi günlerce. O benim dostumdur. Dostluğum güzeldir benim ama kimse düşmanım olmasın.
Bazıları 'Tatlıses benim önümü kesti' diyor. 9 senedir yokum sahnelerde, hani siz neredesiniz? Kapımda 'İbo Şov'a çıkmak için yalvaranlar bir telefon açıp "Geçmiş olsun, bir şeye ihtiyacın var mı?" bile demediler o günlerde. Asla unutmuyorum.
Anneler, yavrularını geri istiyor. Her anne isyan etmeli bu duruma. Hiçbir anneyi yavrularından ayıramazsın. Onların gözyaşlarına yüreğim dayanmıyor. Çocukları bir an önce geri verilsin. Ben de babayım. O ailelerin dramını görünce mahvoluyorum. Anneler biliyor çocukları oradan gitmiş ve geri gelmiyor. Verin çocukları. Kimseyi ayırmayın evladından.
Tabii desteklerim. Barış için gittim ve destekledim, 'İnsanlar ölmesin' dedim. Başkan Erdoğan'la Diyarbakır'a gittiğim için, barışı desteklediğim için beni eleştirenler var. Ayıptır. İnsanlar ölmesin diye gittim ben. Şimdi beni eleştirmek için sağda solda bunu yazıyorlar. Barış istemek kötü mü anlamış değilim. Siyasi görüşüm yüzünden neler neler yazıyorlar. Yazsınlar hiç önemli değil, ne olduğum ortada. Ama kimse unutmasın; hepimiz bu toprakların evladıyız, bu ülke hepimize emanet, biz de birbirimize emanetiz.
Evet. Kenan Evren ve Turgut Özal'ın da olduğu bir gecede Kürtçe şarkı söyledim. Hatta Kenan Evren şarkı söylemeye başlayınca kalkıp gitti. 'Tepki göstermek için gitti' denildi ama sonra beni aradı, 'Kusura bakma, ilaç saatim vardı o yüzden gittim, yanlış anlama' diye açıklama yaptı.
Ahmet canımdı. Hep "Ahmet Kaya o gece linç edilirken sen de oradaydın, müdahale etmedin" diyorlar. Orada değildim. Taksim Maksim'de sahnedeydim o gece. Gece 12'de sahneden indim ve sonra gittim geceye. Eğer ben orada olsaydım asla Ahmet'in linç edilmesine izin vermezdim. Önüne kalkan olurdum. Kellemi koyardım, yine korurdum onu. Olayların büyümesine müsaade etmezdim zaten en başta. Gurbete gitti sonra. Türkiye hasretinden öldü.