Türk modasının genç yıldızı Zeynep Tosun’dur!
Her gün bir yeni ismin eklendiği genç tasarımcılar listemin en başında, Zeynep Tosun yer alıyor
Moda haftasıydı alışveriş festivaliydi derken modaya, yeni isimlere gark olup duruyoruz. İnsan bu kıyamete bakınca memleketi güllük gülistanlık, tek derdi ne giyeceği olan insanlarla dolu bir yer zannediyor. Hoş, moda tam da bunun için icat edilmiş diyemez miyiz? Hayatın kasvetini azaltıp bir nebze eğlenmek için... Tabii moda endüstrisinin döndürdüğü koca bir sanayiyi de hafife alıyorum sanmayın!
Ardı ardına ben ve diğer moda yazan arkadaşlarım yeni isimleri duyurmayı görev edinmişiz, duydukça gördükçe aktarmaya da devam edeceğiz. “Bunca ismin arasında kimin yanına bir yıldız koyardın?” diye sorarsanız “Zeynep Tosun” derim.
Zeynep Tosun, liseden sonra en popüler tasarım okullarından olan New York Parsons’a gitmeyi istermiş. Ancak her Türk gencinin düştüğü girdaba o da düşmüş, tasarım derken işletme okumuş. Kendini toparlaması uzun sürmemiş neyse ki, Milano’daki ünlü tasarım okulu Marangoni eğitimiyle ‘taçtan dönmeyi’ başarmış... Ama bence Tosun’un tasarımcı olarak eğitiminin zirveye vardığı nokta, ünlü İtalyan marka Alberta Ferretti’de staj yaptığı döneme denk geliyor.
Alberta Ferretti, çok narin kumaşları dahi mükemmel bir kalıpla vücuda oturtmayı beceren, modanın zanaat yanını gündemde tutan bir markadır. Bence Tosun’un kıyafetlerinin çok önemli ve fark yaratan mahareti aynı; tasarımlar askıdayken acaba dedirtse de vücuda kalıp gibi oturuyor. Doğrusu kimi tasarımcılarımızın bu konuda sınıfta kaldığını düşünüyorum. Askıda duruşu, fikri pek hoş olan kıyafetler ya vücuda oturmuyor ya da dikişleri acayip hızla atıveriyor.
Alberta Ferretti döneminin zahmetli geçtiğini anlatıyor Tosun. Genç yaşında ağır çalışma temposunda çalışmanın öğreticiliğine hep inandım. Zeynep Tosun örneği de bunu doğruluyor.
Tasarımcının ilk dönem çalışmaları bana ‘Dallas’ dizisinden Sue Ellen’ı hatırlatıyordu. Yüksek belli ipek pantolonları, mini dar ve pudra tonlarındaki elbiselerine herkes aynı anda aşık olmuştu! Sonra bir karma defile için yaptığı çalışmalarla kendinden ödün verdiğini düşündüğümü de itiraf edeyim. Modada kendi sesini bulabilmenin bence tek yolu ‘Han Solo’luktan geçiyor. Ama son moda haftası işlerini görünce içim rahat etti. Akışkan ama iddialı formlar, Tosun tasarımlarının fark yaratan renk kombinleri, modanın belli dönemlerine arada göz kırpan detaylar...
Tosun ilgiyi hak ediyor
Zeynep Tosun daha yolun başında ünlü İngiliz tasarımcı Jonathan Adler’la da çalışma imkanı buldu, ünlülerin bayıldığı Rodarte’yi de var eden GenArt yeni tasarımcı yarışmasına da seçildi. Türk moda basını bir süredir onu baştacı etti. Tosun bu ilgiyi hak ediyor. Umarım çok çalışmaktan yılmaz ve yurt dışında ticari olarak sesini duyurmanın yollarını araştırır.
BU ARALAR NE MODA?
Ressam Yiğit Yazıcı, 17 Ekim’de sona erecek ‘İçine Bak’ adlı sergi projesiyle geçtiğimiz haftanın konuşulan isimlerindendi...
“Bu aralar jöleli kirpi saçlar,
ev partileri,
Türkiye’nin dünyayle ilişkisi ve İstanbul’un ne kadar kültürel zenginliği olduğu hakkında konuşmak,
kişisel gelişim seminerleri
alternatif tıp konuları, yoga meditasyon,
sanattan, sanatın hayatımızda tuttuğu yerden ve artık gündemimize oturmuş olmasından konuşmak,
globallik,
dünya sanat fuarlarına katılmak,
yurt dışından sanatçıların sergilerini açmak,
müze gezmek,
tasarım dükkanları moda...”