Tophane-i Amire Tek Kubbe’de sergilenen Ayşegül Dinçkök’ün su altı fotoğrafları sergisi, biz izleyenleri yanıbaşımızda; denizin karanlık sularında nasıl da başka alemin sürüp gittiğini göstermesiyle ‘derin’den etkilediAyşegül Dinçkök, Türkiye’nin önde gelen ailelerinden birine mensup... Benzer statüdeki, tek işleri magazin sayfalarını ‘renklendirmek’ten öteye geçmeyen insanların aksine, birey olarak farklılık yaratacak uğraşlara hayatında hep yer vermiş biri...Uzun süredir ilgilendiği fotoğrafçılığı, son iki yıldır bir ileri basamağa taşımış Dinçkök... Dünyanın keşfedilmemiş sualtı cennetlerini fotoğraflıyor, bize denizin dibinde başka bir hayatın süregittiğini bu mucizevi karelerle kanıtlıyor. Kendisinin çalışmaları, ‘resort’ tatilinde şıklık olsun diye yapılmış, Bali masajının yanına sıkıştırılmış şipşak dalmaların fotoğrafları değil. Hep birlikte suyun dibinde ne eşsiz bir dünya olduğunu fotoğraflardan gözlemleyip şaşırıyoruz. Minicik deniz atının olduğu bir kare var mesela; doğa fotoğrafından öte, bir çağdaş sanat eseri gibi... Tek Kubbe de sergi için azami verimli olacak biçimde tasarlanmış. Mavi plakalarla kaplanan camlar, sergiyi gezerken sizi reel dünyadan iyice koparacak şekilde, su altı efekti yaratıyor. Gün ışığında mavi bir dünyaya dönüşen serginin bu denli maharetle kurgulanmasında Dinçkök’ün eski dostu, ünlü fotoğrafçı Thierry Bouet’nin imzası var. Sergi için Endonezya’daki Sulawesi ve Raja Ampat Adaları’nda yapılan dalışların 2 bin fotoğrafını birlikte oturup elemişler. Dinçkök’ün tüm seyahatlerinin bilimsel danışmanlığınıysa yine su altı dünyasınca tanınan bir isim; Zafer Kızılkaya yapıyor.
Serginin yarattığı tek ‘fayda’, bir başka aleme şahit olmak değil. Eserlerin satışından elde edilecek gelir, Su altı Araştırmaları Derneği’nin ‘Ege’nin Kadın Balıkçıları’ projesine aktarılacak. Dinledikçe iç burkan hikayelerle; sadece mavi sularla çevrili bir hayatın üzerine, Türkiye’de kadın olmanın tüm zorluklarını da içeren bir meridyende yaşıyor bu kadınlar... Godiva’nın katkılarıyla gerçekleşen sergi, sonbaharda Mardin, Gaziantep, Kars ve Diyarbakır’ın denizi görmemiş çocuklarıyla buluşacakmış. İstanbul’daki aileler içinse iş kolay; yaklaşan 23 Nisan tatili Tophane-i Amire’ye özel bir ziyaret yapmanın tam zamanı olabilir.
Bu aralar ne moda?Sabah Günaydın’ın çok okunan moda yazarı, trend analisti; kurumsal eğitim konusunda marka olmuş,
B-base Blogger kafenin yaratıcılarından; yani bir koltuğa çok karpuz sığdırabilen Tülin Kermen, bahara girerken nelerin moda olduğunu anlatıyor.
- En ‘in’ dergi: Blank internet dergisi. Bahar Tanla ve Deniz kafa kafaya verdiler ve son derece güzel, keyifli bir iş ortaya çıkardılar.
-En in aksesuar: Önce parmakta yüzük, ardından parmak boğumunda yüzük derken tırnak yüzükleri çıktı şimdi de. Ayrıca Bils Kanyon mağazasında satılan, yırtılmayan kağıttan yapılan, ‘Civic Duty’ marka ayakkabılardan bir tane mi alsam, iki tane mi, bilemiyorum!
- En ‘in’ kitap: Oyun-netteki tıklamayı kitaba taşıyan ‘Şahane Hatalar’ adlı kitap çok keyifli. Heather McElhatton’ın kitabı, verdiğiniz kararlarla hayatınızın nasıl bir piyangoya dönüşebileceğinin oyununu oynatıyor.
- En beklenen mağaza: Fatoş Yalın, Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddesi’nde ‘Fey’ adında bir mağaza açıyor. Kendisi Türkiye’nin en şık kadınlarından olduğu için en heyecanla beklenen açılış, Fey’in açılışı...
- En ‘in’ şehir trendi: YoYo, şehrin yeni ulaşım trendi! Yeni nesil ulaşım aracı... Kullan-bırak otomobilleriyle saatlik kiralama imkanı sunan bir hizmet. Hem ekonomik, hem pratik, hem de çevreci yaklaşımıyla araba kullanmaya yepyeni bir tanım getiriyor. Benzin ücretleri ve araç vergileri fazlasıyla artmışken, YoYo en trendy araçları (Mini Couper, BMW 1 serisi) uygun fiyatlarla (20 TL gibi) üyelerine sunuyor. Tek bir kartla istediğin bir aracı rezerve et, kapılarını aç, motorunu çalıştır ve işin bitince bırak! www.driveyoyo.com
- En ‘in’ restoran: Gençliğimizin Aztek restoranı gene hortladı! Alemlere akanların son durağı, eşsiz lezzetli yemekleriyle Aztek artık... Mantısı, dolması, eşsiz sucuğu süper ve mide yakmayan cinsinden.