Yeni nesil çizgi film izlemenin tadını çoktan aldı bitirdi; sıra o filmleri nasıl yapacaklarını keşfe geldi
Biz küçükken Ayşegül serisini okuyorduk, şimdiki çocuklarsa animasyonla ilgileniyor! Enteresan ilgi alanları olan, üstüne yaşıtı her çocuk gibi bilgisayarı ‘hacker’ becerisiyle kullanan bir yeğenim var. Sayesinde ben de gençlerin nelerle ilgilendiğinden haberdar oluyorum. Tutturmuş, “Animasyon kursuna gitmek istiyorum” diye... Meğer halasının (bu ben oluyorum) yakın ahbaplarından biri Türkiye’deki çocuklar için animasyon eğitimini düzenleyen kişiymiş. Berat İlk, geçen sene 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında gerçekleştirilen Canlandıranlar Yetenek Kampı’nın mimarı... Bu projeyi canlandırma (animasyonun Türkçesi) sinemasına yeni yetenekler kazandırmak için organize ettiklerini anlatıyor. Canlandıranlar Yetenek Kampı hem kâr amacı gütmüyormuş, hem de katılımcıları piyasadaki şirketlerle bir araya getirip sektörün profesyonelleriyle buluşturuyormuş. “Amacımız, geleceğin canlandırma yönetmenlerinin olabildiğince filmlerine odaklanmalarını sağlamak, bunun için onlara en uygun, en
zevkli ve en insani koşulları sunmak”, diyor İlk...
Canlandıranlar Yetenek Kampı’nın kısa canlandırma film projesi başvuruları da açılmış. Son başvuru tarihi 11 Haziran. Sektörden anlı şanlı isimlerin bir araya geldiği 2011 jürisi, Zeynep Özbatur Atakan, Yamaç Okur, Sevin Okyay, Ömer Ahunbay, Görkem Yaşayan ve Aslı Yorgancıoğlu’ndan oluşuyor. Seçilen üç proje, hazirandan aralık ayına dek geliştirilip kampın destekçisi üniversitelerin ve yapım şirketlerinin katkısıyla üretilecek.
Canlandıranlar Yetenek Kampı’nın desteğiyle üretilen filmler yıl sonunda özel bir gösterimle izleyicilere sunulduktan sonra, yurt içi ve yurt dışında çeşitli festivallerde gösterilecekmiş. Bizim aile gibi Canlandıranlar Yetenek Kampı hakkında ayrıntılı bilgi almak ve proje seçmesine başvuruda bulunmak isteyenler www.canlandiranlar.com adresini ziyaret etsin.
Bir New York’ta bir de İstanbul’da...
İKSV ile New York Modern Sanat Müzesi’ni (MoMA) bir araya getiren özel bir proje var. ‘Destination: İstanbul’ adı altında bizden sanatçıların ve tasarımcıların işleri MoMA’da sergilenecek.
‘Destination: İstanbul’ özel koleksiyonunda MoMA Tasarım Mağazası tarafından seçilen 41 Türk tasarımcının, ev aksesuarından mobilyaya, mutfak gereçlerinden takılara, 100’den fazla ürünü sunuluyor. MoMA’nın meşhur tasarım mağazası tarafından hazırlanan seçkide, Anadolu’nun Ege kıyılarındaki zeytin ağaçlarından yapılan servis kaplarından Mevleviler’in dalgalı siluetlerini yansıtan porselen kahve kupalarına, naylon ve çelik gibi modern malzemelerden yapılan geleneksel çaydanlıklardan, abaküsten esinlenilen inci takılara ve İstanbul’un şahane simasını taşıyan Plexiglass satranç setlerine birçok farklı ürün yer alıyor. Koleksiyon kasım sonuna dek İKSV Tasarım Mağazası’nda sergilenecek.
Gelelim işleri sergilenecek tasarımcılara... Kimler yok ki? Müthiş ikili 2mikrop, medar-ı iftiharımız endüstri tasarımcısı Ali Bakova, ‘The’ Alev Ebuzziya Siesbye, insanını yüzünü güldüren takılar yapmayı beceren Aida Pekin, ‘karanlıkların karikatüristi’ Bahadır Baruter, elegan İstanbul’u temsilen takı tasarımcısı Ela Cindoruk, hem mimar hem tasarımcı Emir Uras, kendi hayli üretken ve enteresan işlerin tasarımcısı Erdem Akan, çözüm bulamayacağı tasarım problem olmayan endüstri tasarımcısı Alper Böler, hayatı renklendiren istanbul’u sevdiren objeleriyle Özlem Tuna, heykelsi takılar tasarlayan Sabrina Fresko ve İstanbul’u en güzel temsil edecek markalardan biri olan Urart, katılımcılar arasında. (Bu arada, siz bu satırları okurken ben muhtemelen sanatçılarımızın işlerine MoMA’da bakıp onlarla gururlanıyor olacağım)