Lagerfeld yorgunluğu

Dünyanın adı en çok anılan moda tasarımcısı Karl Lagerfeld’in manik bir halde her projeye dahil olmasından yoruldum

“Karl Lagerfeld (KL) efsanesini, modayı en küçümseyen, hayatındaki maddeler içine bir gün olsun sokmayan kimseler bile duymuştur” diyebilir miyiz? Bugünün süper kahramanı diye bir tanım olsa; uçan, kötülerle savaşan bir bilimkurgu karakteri yerine Karl Lagerfeld’in adını verebilirim. Yaş 70’i geçmiş; KL hâlâ Chanel’in, Fendi’nin, kendi markasının, bir de yeni türettiği Karl adlı markasının kreatif direktörlüğünü yapıyor. Üzerine kitap kurtluğuyla ünlü bu masalsı kişiliğin bir de yayınevi var. Ayrıca Fendi’nin kampanyaları ve türlü dergi için moda çekimleri de gerçekleştiriyor. İnanılmaz genç bir kafası var; eğlence dünyasının en yenilerini, dikkate değer yeteneklerini keşfedip bir çırpıda Chanel’in marka elçisine dönüştürüveriyor. Alman pragmatikliği ve disiplini, hayatta hep hayranı olduğum bir duruş. Bu kadar çok karpuzu bir koltuğa sığdırmak ancak bu kadar disiplinli ve net olmakla başarılabilir sanırım. Mutlaka olağanüstü bir ekibi ve bütçesi de var. Sırf yaşına hürmeten dahi bu performanstan etkilenmemek elde değil diyeceğim de... Artık Lagerfeld yorgunu olduğuma getireceğim lafı.
Meşhur Orrefors kadehlere de illüstrasyon yapmayıversin, Magnum dondurmalarına, ‘all time favourite’ modeli Baptiste’i çıplak çekmeyiversin artık. Şimdi de Rolls-Royce arabaların dikiz aynasını, kendisini vs. çektiği bir fotoğraf sergisi açacakmış. Ya da sergi açsın da acilen Chanel’in kreatif direktörlüğünü bıraksın. Kısaca hayatta sık rastlayamayacağınız bir göz ve donanıma sahip olduğunu kabul ettiğimiz bu efsane kişinin artık biraz sakinleşmesi lazım.

Daily Secret’i keşfedişim

Urbanlulu.com’u sürekli takip ettiğimi bu köşeden tekrar tekrar duyurdum, sayelerinde yeni pek çok keşfim oldu. En son Ayşegül Dinçkök, New York’tan bir adres yazmış mesela; bayramda oradayken gidemediğime de hayıflandım. Varlığından haberdar olup da sıkı takibe yeni başladığım bir site de dailysecret.com... Ailemin büyük bölümü Ataköy-Yeşilköy-Florya hattında. Orada yaşayıp evinden yaptığı nefis cheesecake’ler satan birini, Beyoğlu’nda harika çiçek aranjmanları yapan bir gizli adresi bu siteden öğrendim. Biraz çiçekliğe merakım olduğundan (biliyorsunuz günümüz kadınlarının bir kısmı hayatının bir döneminde pasta kursuna, bir kısmı takı kursuna, bir kısmı da çiçekçilik kursuna gitmeyi diler) orada verilen özel derslere de talip olacağım. İşte gördünüz, bir haftalık takipte iki ayrı keşif... Sitenin seçimleri, bakış açışı özgün; muhakkak ilginizi çekecek önerileri olacaktır.

Resort koleksiyonları fantezi olmaktan çıktı!

Küresel ısınmanın moda-hazırgiyim sektörüne hem artısı hem eksisi var. Eksisi, havaların geç soğuduğu bizimki gibi memleketlerde dış giyim satışlarının düşmesi. Artısı, eskiden sadece büyük modaevlerinin biraz da müşterisiyle ‘bağlantıda’ kalmak için ürettiği resort koleksiyonlarının bu beş benzemez iklimli günlerde bir açığı doldurmaya başlaması. Ben annesinin modeli, yazlık-kışlık kıyafetleri en ince detayına kadar ayıran, demode modellerdenim. Benim gibi tutucuları bile baştan çıkaracak, günün atmosfer(!) koşullarına uygun resort koleksiyonlarınaysa ben bile kayıtsız kalamaz oldum. İşte birkaç başlıkta 2013 resort koleksiyonları:
1. Spor giyimin günlük kıyafetlerdeki imzası devam ediyor.
2. Artık direnmeyi bırakıp renk bloklarını bir arada giymeye alışmanız lazım.
3. Yerlere dek uzanan etekleri, elbiseleri kadınlara çok yakıştırıyorum. Devamının gelmesi iyi olmuş.
4. Jean üstü jean giyinmek hâlâ çok şık görünüyor.