Ramazan’la birlikte iyice şenlenen Sultanahmet Meydanı’na dair son havadisleri Miraç Zeynep Özkartal’ın kaleminden dün keyifle okudum. Sultanahmet Meydanı’nı benim gibi ramazandan ramazana hatırlayanlar bir yana, akşamları elma çayı içmeye gitmeyi yıl boyu ihmal etmeyen, takdir ettiğim arkadaşlarım da var. Bu aralar meydana gitmek için bir önemli neden daha hayata geçmiş meğer... Türk İslam Eserleri Müzesi’nin restorasyonu bitmiş. Daha içeri girmeden, dışarıdaki kurşun levhaların ince işçiliğiyle fark yaratan bir müze, Türk İslam Eserleri... Türk ve İslam sanatı eserlerinin bir arada bulunduğu ilk Türk müzesi, İbrahim Paşa Sarayı içinde yer alıyor. Saray, 16’ncı yüzyıl Osmanlı sivil mimari örneklerinin en önemlilerinden biri. Kesin yapılış tarihi bilinmeyen bina, 1520’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından sadrazam İbrahim Paşa’ya hediye edilmiş. Hafta sonu ya da işten 1-2 saat çalabildiğiniz bir ağustos gününde önce müzeyi gezip ardından meydandaki hercümerce dahil olmak, bence tam İstanbullular’a yaraşır bir program olur.
İftar sofralarının keyfi Oruçlu olun olmayın; bereketli iftar sofrasnda yemek yemenin ayrı bir keyfi olduğunda bilmem benimle hemfikir misiniz? Ramazan’la birlikte yemek servisi yapan her dükkanın özel iftar mönüleri servis ediliyor. Benim gözüm yine Anadolu’nun otantik lezzetlerini şehrin göbeğindeki iki lokasyonunda servis eden Kiva’nın mönüsüne kaydı. İftariyeliklerde Tokat’ın meşhur çalma pekmezi, bu sıcaklarda hararet dindirecek Güneydoğu yöresinin soğuk çorbası, erikli yavan sarması, zeytinyağlı sakız kabağı Ramazan boyunca ikram edilecekmiş. İftar mönülerinin
50-75 TL arasında tutulduğu Kiva’nın Galata’da ve Şaşkınbakkal’da iki şubesi bulunuyor.
Belgesel tadında sergiİstanbul Modern çok serin. Lokantası da hem lezzetli yemekleri, hem fahiş olmayan fiyatlarıyla çok şık ve keyifli. Tarihi Yarımada’ya bakan manzarasına diyecek söz zaten yok. Ben garip bir biçimde cruise gemileri lokantanın içine kadar yanaştığında varolan garip manzarayı da seviyorum. Sanki zorlama bir film karesinin içindeymişim gibi... Üzerine 4 Eylül’e dek sürecek harika bir sergi... İstanbul Modern’e gitmeniz için her neden hazır, anlayacağınız... ‘Son Kodachrome Filmi’ sergisi, fotoğrafçı Steve McCurry’nin, üretimi 2009’da durdurulan Kodachrome filminin sonuncusunu kullanarak çektiği karelerden oluşuyor. Fotoğrafçılar arasında bir mit olan Kodachrome filmle ilgili bu enteresan sergi, üstelik dünyada ilk kez İstanbul’da sergileniyor. Belgesel gibi fotoğraflanan yüzlerin içinde Bollywood yıldızları da, Rabari aşireti üyeleri de, Robert De Niro da, Ara Güler de var...