Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu köşede hep hoşlukları, başarılı işleri, doğru insanları öne çıkarmaya çalışıyor olsam da, yazı hazırlığımın çoğu aslında şaşarak geçiyor

Şaşırıyorum
Çok ünlü bir petrokimya markası, gençler arasında çevre bilincine katkıda bulunmak gibi kutlu bir maksatla, maraton düzenliyor. Maraton, koşu, itiş-tepiş faaliyetlerime hep burada yer verdiğimden, elbette bu konu benim için haber malzemesi. Lakin Mayıs 2013’te yapacakları ve önünde sonunda New York maratonu olmayacak bir etkinlik için kayıtların yedi ay evvel yapılacağını düşünmeleri beni eğlendiriyor. Biz aylar evvel belli olan seyahatin biletini üç gün önce alan bir milletiz. Çevre temalı koşuya kayıtları yedi ay önce yaptıracağımızı düşünmek neden?

Haberin Devamı

Keyfim kaçıyor
Eskiden hiç kaçırmadığımız bir etkinlikti, Efes Pilsen Blues Festivali... Üniversite gençliğinin mutlaka gitmesi gerektiğini düşündüğü, blues’la arası olmasa bile piyasası için bilet aldığı bir festivaldi. Artık etkinliğe giriş yaşı, şu beter içki yasası yüzünden, 24’e çekildi. Ne yazık! Blues Festivali için Hilton Convention’da biriken üniversiteli kalabalık, tarih olmuş meğer... Bu arada biz ayağımız kestik diye de festival gösterişinden bir şey kaybetmedi. 23 yıldır yeni kitlelerle, neredeyse hiçbir yıl etkinliği kaçırmayan müdavimleri ağırlamaya devam ediyor. Hem de artık tüm Türkiye’yi geziyor. Pozitif Live organizasyonuyla yapılan festival programında, Mississipili blues sanatçısı Zora Young, armonika blues üstadı Billy Branch, dünyanın en iyi davulcularından Cedric Burnside var. Biletler, Biletix’te...

İlk defa duyuyorum
Dünya bilmemne günü etkinliklerinin sevgililer, anneler, babalar versiyonları dahil tamamını reddeden bünyem, Dünya El Yıkama Günü’nün varlığından haberdar olduğundaysa şaşkınlık içinde kalıyor.
15 Ekim’miş tarihi... Yanlış anlamayın, ben de eve girer girmez el yıkamaya giden o cici insanlardanım ama bu işin de ayrı bir gününün olmasına dumur olmadan geçemedim. Dalan Sabun bu tarihte okulları ziyaret etmiş, çocuklara ‘el nasıl yıkanır, hastalıklardan nasıl korunulur?’u; anlatmış. Bu arada benim ironik yaklaşımım bir yana, özellikle çocukların sağlığını korumada aile bireylerinin ellerini yıkamalarının büyük önemi varmış.

Annelerin hırsına ise hiç inanamıyorum...
İstanbul Akvaryum’un şehir için zenginlik olduğunu düşünüyorum. Her gezenin mutlu mesut çıktığına da şahidim. Çocuk doğum günleri için bir paket geliştirmişler; eminim kutlaması burada yapılan çocuklar mutluluktan çıldırıyordur. Ayrıca kek yemekten ve çığlık atarak dolaşmaktan öte, öğretici eğlenceler de eklemişler programlarına... Lakin bu konuda ben esas annelerin çocukların doğum günlerini illa Cumhuriyet Bayramı kadar coşkulu, gösterişli ve bol buluşlu geçirme tutkularına takılıyorum. Baby shower’lar da dahil olmak üzere; annelerin takıp takıştırarak gittiği, çocukların bakıcılarının üçüncü tür olarak köşede sessiz sedasız takıldığı, üç ay evvel bir diğerininkini alt etmek üzere planların yapıldığı abukluklar... Müthiş bir hazımsızlık!