20 yıldır Avrupa’nın en önde gelen mağazalarında, zamansız modayı sunan Işık Özgür’ü modaseverlere takdimimdir
Tasarımcı Işık Özgür, Ischiko adını verdiği markası altında ürettiği kıyafetlerini İstanbul hariç dünyanın dört bir köşesinde satıyor. Satışa sunulduğu noktaların listesi uzun; ben hem girmesi zor olan Liberty kapısından girmeyi başarmasını hem de 20 yıldır burada bulunabilmesini takdire şayan buluyorum. Ischiko tasarımları; zamansız, farklı kültürlere göndermesi olan, kolay giyilebilirliğiyle kadınların gardıroplarının anahtar parçalarına dönüşmeyi başaran parçalardan oluşuyor. Kendine güvenli bir kadın bu; hem tarzından ödün vermeyen, hem de bas bas bağıran bir dişiliğe ihtiyaç duymadan şık görünmeyi başaran biri...
Aileden sanatçı
Işık Özgür, sanata dair her girişimin arkasında duran bir anne-babanın çocuğu. Kız kardeşi de İstanbul sanat çevrelerinin yakından tanıdığı bir isim, Günseli Kato. Işık Özgür, tasarımlarındaki Uzakdoğu etkisini ablası sayesinde Japon kültürünü yakından tanıyabilmiş olmasına bağlıyor. Ischiko tasarımlarında tıpkı Yohji Yamamoto, Issey Miyake gibi büyük Japon modacıların çalışmalarındaki trendlere mesafeli, birbirinin tekrarı değil de devamı gibi durmalarını sağlayan duruş var. Siyah, gri, antrasit ve beyaz; koleksiyonun daimi konukları... Özgür, önümüzdeki yaz koleksiyonunda renklerin de var olacağını söylüyor. Kendi giymeyi sevdiği renkleri seçtiğini, bu yüzden asla kahverengi ve bejin koleksiyonunda yer almadığını anlatıyor.
Yıllarını vermiş
O küçük bir çocukken resim kabiliyetiyle fark edilmeyi başarmış. Bu yeteneğini kıyafetlere yöneltmesinde şahane bir terzi olduğunu üzerine basa basa vurguladığı annesinin payı büyük. Büyürken evlerinde Amerika’dan gelen ‘Vogue’ dergisinin eksik olmadığını anlatıyor. Estetik beğenilerin önemsendiği, çocukların farklı olma isteklerine kulak verildiği bir ortamda büyümenin şans olduğundan bahsediyor. Tasarımcı olarak rüştünü ispat etmesi, Türkiye’nin pek çok şanslı moda tasarımcısında olduğu üzere Vitali Hakko ile Vakko’da çalışmasıyla başlamış.
Daha sonra uzun yıllar alanında en büyüklerden biri olan Penyelüks’teki mesaisi sırasında kelimenin tam manasıyla işi öğrenmiş. Ardından geçtiği büyük bir yabancı şirket sayesinde tekstili dünya ölçeğinde üretmeyle; Hong Kong’da, İtalya’da, İsviçre’de hiç nefessiz çalışmayla dokuz yıl geçirmiş. Son 20 yıldır da kendi markası var. İnişi çıkışı bol tekstil sektöründe çalışıp da işinden bu kadar coşkuyla bahsedebilmesine hem şaşırıyor hem de imreniyorum.
“Bu kadın hayalindeki işi yapan o şanslı insanlardan biri” diye düşünüyorum. Işık Özgür büyük markaların üretimlerinin Çin’e kaymasına inat, koleksiyonunu hâlâ Avrupa’da üretiyor. Örmelerini İtalya’da yapıyor, kalitesi tescillenmiş İtalyan ve Japon kumaşlarını kullanıyor. Özellikle seyahat sırasında kadınların kırışma, gardıroptaki diğer parçalarla kombin derdi olmadan giyebileceği tasarımlar üretmeye önem veriyor, “Bu yüzden kumaştan ödün vermem” diyor.
Tekstil dünyasını sık kasıp kavuran krizlerden hep sağ çıkmasını, ilk günden beri sağlam durmasına bağlıyor. Yıllardır çalıştığı firmalar aynı. İşçileri isim isim tanıyor.
Ischiko, dünyanın dört bir yanına ulaşmayı becerse de şu aralar İstanbul’da sadece bir kapsül koleksiyonla var. Hikmet Mizanoğlu’nun Çukurcuma’daki şahane antikacısında, yüzyılı aşkın yaştaki antikalarla sergilenen koleksiyonun zamansızlığı, bence bu ortamda kendisini daha da belli ediyor.