Geçen gün okuduğum bir haber, üstüne Miami’deki müzik festivaline giden bir arkadaşımın anlattıkları, kadınların göğüsleriyle ilgili takıntılarının iyice tavana vurduğunun göstergesidir!
Miami’de vitrin modellerinin dahi göğüsleri büyütülüyormuş, sokaklarda serbestçe bikiniyle dolaşan kadınların hemen tamamının göğüsleri ‘modifiye’ imiş. Belli ki dünyanın bu yöresinde estetik operasyonlar sadece ünlülere özgü bir ‘ayrıcalık’ olmaktan çıkıp halka inmiş! Peki, bu göğüslerin vücudun intim bir bölgesi olmaktan çıkıp insanların gözüne sokuluyor olmasına ne demeli? Yapılı göğüsler iyiden iyiye bir metaya dönüşüyor, sahipleri olur olmaz yerlerde göğüslerinin ortaya dökülüp saçılmasına hiç itiraz etmiyor.
Öte yandan şişirilmiş, bir nesneye dönüşmüş bu ‘nesne’lere dair homurtular da duyulmuyor değil. Örneğin Karayip Korsanları filminin yönetmeni Rob Marshall, serinin son bölümünde kesinlikle silikon göğüslü aktrislere yer vermeyeceğini açıklamış. Benim de geçenlerde elime 70’lerin sonundan kalma bir Fırt dergisi geçti. Bu meşhur mizah dergisinin ikinci sayfasında (sayfanın adı da Yavru!) hep çıplak kadın resimleri yer alırdı. Fotoğraflara bakarken bu kadınlarda naif ve hoş bir şey var, nedir diye düşünürken farkettim: Hiçbirinin göğsü-burnu-dudağı yapılı değil. Bugünle kıyaslandığında solaryum öncesi, bembeyaz bikini izleriyle poz veren bu naif güzellikteki kadınlar, Başka Tanrının Çocukları gibi duruyor.
Bir de Nükhet Duru düştü aklıma. O saçlarını ortadan ayırıp topuz yaptığı, küçük göğüslerine rağmen beline kadar V yakalı tuvaletleri kendine müthiş yakıştırdığı, incecik olduğu günler. Zamanının ikonlarından biriydi Duru. Şimdiyse yaptırdığı ve inkar ettiği onca operasyonun ardından, benzerlerinden Nişantaşı’nda sürüsüyle olan, android kadınlardan birine dönüştü. Ne yazık!
XOXO’YA BRAVO