iNDiRiMDEN NE ALIRDIM?
Gazamız mübarek olsun. An itibarıyla irili ufaklı tüm markalar indirime girmiştir!
Alışveriş festivaliyle başlayan indirim furyasına şüpheli yaklaşırken, satışların bir haftada ortalama yüzde 40 arttığını okuyup çenemi kapatmaya karar verdim!
Ardından geçen hafta tüm markaların katılımıyla indirimler iyice kıvamını aldı. Okulların ve sınavların da bitmesi, tatil zamanının geldiğine işaret ettiğinden, bu rüzgarı arkamıza almamızın tam zamanıdır. Onlarca marka, onlarca trend; bir yandan da tanımlı bütçeler ve ihtiyaçlar durumu...
Pijama pantolonlar
Düşündüm; çalışan ve koşuşturan, yaza girerken istediği kiloya yaklaşmayı başarmış, sokaklarda rahat, şık kıyafetlerle dolaşmayı arzulayan bir kadına indirimlerde ne almasını önerirdim diye... Birinci kalem, modası bu yaz da geçmeyen, yüksek belli-pileli bir pijama pantolon olurdu. Büyük cadde mağazalarında da çok çekici desenler mevcut. Lakin kalıp meselesi biraz şaibeli, aksi takdirde folklor ekibi üyesi gibi görünmek de mümkün! O yüzden hazır sıkı indirim varken, daha ‘marka’ bir yerlerden almanızı tavsiye ederim. Bu pantolonları kadınlar çok sevdi, bir sezonluk mal olmayacağı aşikâr...
İkincisi, natürel deri tonlarında bir sandalet. Plajda da Cadde’de de giyilir... Yolunuz Güney’e düşerse oradaki yerel ayakkabı ustalarının yaptıklarına göz atmanızı öneririm. Bodrum-Ali Güven’in mağazasını bilmeyen yok, ben Türkbükü ve Göcek’te de enteresan mağazalara
rastladım.
Vampirlere şapka
Üçüncüsü, beyaz bir erkek gömleği. Small bedende... Şahsen Gap’teki bir modele göz koymuşluğum da var. Kollarını kıvırın, boynunuza uzunundan boncuklu (mercan) bir kolye veya kolunuzda kalın bir bilezikle kullanın. Dördüncü kalem, ağzı büzgülü omuz askılı bir çanta. 90’ların başında ne kadar da modaydı... En muhteşemi süet Celine marka olanlar, Yargıcı’daki modellere de makul fiyatları yüzünden saygımız sonsuz. Ve benim gibi güneş görünce duman çıkaran, beyaz kalmaya yeminli vampirler için şapka... Midnight Express, Zara’nın erkek koleksiyonu, Beymen Blender ve bir de saklı adres: Nişantaşı Kantin’in karşı sırasındaki erkek mağazasındaki şahane Panama şapkalar... Özellikle ‘kötü saç günleri’ için...
ŞAMPiYONLARIN KAHVALTISI
Güne erken saatlerde Caffe Nero’da başlamak, ritüelim oldu. Nero’nun kahvenin yanına gidecek; sağlıklı, lezzetli ve pratik seçeneklerinin de takipçisiyim. Favorim, böğürtlenli müsli yoğurt. Bakıyorum, işe giderken bu yoğurttan bir paket alıp çıkan da çok... Sağlıklı lezzetler listesine göz gezdirdim de, hayli tok tutan tam buğdaylı poğaçaları hepi topu 132 kaloriymiş! Tabii sözüm, asker gibi yaşamasa da ne yediğine, içtiğine bir tık kafa yoranlara... Kremalı frappucino tutkunları için benim dahi yapabileceğim bir şey yok! Onun yerine yüzde 98 oranında yağsız hazırlanan soğuk bir Cafe Latte içmeyi düşünsünler.
ZECKİÈ…, KENDİNDEN EMİN İLERLİYOR
Takı tasarımlarıyla adını çok kısa sürede duyurmayı başarmış, genç bir marka Zeckiè. Yola çıkışı, Nişantaşı’nda ve Galatasaray’da mağaza sahibi oluşu, az-öz Türk tasarımcının koleksiyonuna yer veren Beymen Blender’a girmeyi becermesi o denli hızlı oldu ki, markanın bendeki ilk çağrışımı, hâlâ bu ‘sürat’tir...
Asimetrik formlu takılarını değerli taşlarla süsleyen markanın tasarımlarını, farklı yelpazeden kadınların kullandığını gözlemliyorum. Markanın takı tasarımlarının vintage mücevherleri andıran bir dili var. Sanırım her telden kadını, işte bu ‘anneannemin yüzüğü’ tavrıyla tavlıyor, Zeckiè... Tasarımcı Zekiye Koçarslan, şimdi aynı çizgiyi tasarladığı çantalara da taşımış. Deri çantalar; renkleri ve turmalin, ametist, opal, lapis, safir gibi taşlardan yapılan tokalarıyla dikkat çekiyor. Koçarslan, belli ki yeteneğinin yanında hedefleri olan biri. Az zamanda tasarımlarını dünyanın en önemli butiklerinden Paris- Colette’e taşımış olması, bunun ispatı... (Ihlamur Yolu Cad. Değer Apt. 16/c Teşvikiye)