Amy Winehouse’un ardından çok şey yazıldı çizildi. Konuya Winehouse’un uyuşturucu bağımlılığından girildi; ne iyi bir müzisyen, ne özgün bir ses olduğu hatırlandı. Eski kocasına duyduğu, kendine zarar vermeye dek götürdüğü aşkı konu oldu. Onun gibi efsane olmuş Jimi Hendrix, Janis Joplin’le benzeşen kaderi, kendi kendini mahvetmeye odaklı davranışları, yapamadığı Belgrad ve İstanbul konserleri magazin sayfalarının sevdiği konulardandı.
Amy Winehouse’un ardından bir hafıza tazelemesi yapılacaksa bence bu küçücük sıska kadının sokak modasına nasıl da yeni bir soluk getirdiği de dillendirilmeliydi. Bir yandan ucuz bir yandan da son moda görünmeyi beceren, kimseye benzemeyen tarzıyla aynı zamanda bir stil ikonuydu Winehouse. Türevlerini bulmak için Londra sokak modası fotoğraflarına bakmanıza da gerek yok; Asmalımescit’te Winehouse parçalarının çaldığı türde barlara girdiğinizde onun ‘50’ler esintili abartılı saç modelini kendine yakıştırmış genç kızlar göreceksiniz. 50’ler, Winehouse’un hem stiline hem de müziğine esin olmuş bir dönem.
Tarzına kendi dokunuşlarını kattı
Upuzun kuyruklu eyeliner çekilmiş göz makyajı, simsiyah saçlarını abartılı taraması, Brigitte Bardot’nun ortalığı kasıp kavurduğu zamanları hatırlatıyor. Amy, çağdaş ve özgün bir tarzdan bahsedilince ilk akla gelen şehir olan Londra’nın evladıydı. O yüzden bir ‘dönem kadını’ olmanın ötesinde, tarzına kendi dokunuşlarını da katması doğaldı. O sıska ve küçücük bedenin en dişi unsurları uzun saçlar ve iri göğüsler oldu. Mini jean etek ve atleti herkes babetle giyerken Amy ayağına gerçek balerin babetleri geçiriyordu. 50’leri seviyordu dedik. Amy daracık elbiseleri sevdiği kadar bir pin-up kızına yaraşacak puantiyeli, belden bollaşan elbiselere de bayılıyordu. Bu dönemleri usulca çarpıştıran tarzıyla, yeniyi fark etmede herkesten bir adım önde olan Karl Lagerfeld’in de ilgisini çekmiş; Chanel defilesinde de boy göstermişti. Yine pin-up esintili 13 adet dövmesinin de internet sayfalarına konu olduğunu biliyoruz.
Genel normlara göre çirkin sayılan bir genç kadının tipini, kendini baştan keşfetmesinin hatırlanır örneklerinden biri olacak Amy Winehouse. Hem punk’a hem blues’a yaraşan benzersiz vokali gibi yüzde 00 özgün tarzıyla da.