İstanbul 2010’la ilgili etkinlikler sürerken seyirci kalanlardan mısınız? Bu pazar şeytanın bacağını kırın ve dünyanın önde gelen mimarlarından David Chipperfield’in sırf hakkında konuşmak için geldiği Mayor Sinagogu’na yolunuzu düşürün
İstanbul 2010 Kültür Başkenti projesi, hazırlık aşamasında gündemi epey meşgul etmişti; hem seçici kurulun üyeleri, hem de projenin efsaneye dönen bütçesi, bir dönemin en ağız sulandıran dedikodu malzemelerindendi. Ve işte 2010 yılı geldi çattı, ve hatta dört ayı da geride kaldı. Lakin onca tantananın ardından gerçekleştirilen projeler, sanki bir nebze öksüz kalmış gibi. Yapılan onca etkinliğe katılım, hiç olmaması gerektiği ölçekte sanki.
Peki, İstanbul 2010 ile ilgili bu pazar şeytanın bacağını kırmaya ne dersiniz? Benim planım gidip Hasköy-Mayor Sinagogu’ndaki Molecular (İstanbul) yerleştirmesini görmek. Ünlü Amerikalı sanatçı Serge Spitzer’in bağımsız bir oluşum olan '41-29' ile gerçekleştirdiği bu projenin açılışı geçen eylülde bir açık tartışmayla yapılmıştı. Tartışmanın katılımcı listesine bir bakın hele; dünyanın en ünlü mimarlarından David Chipperfield da orada, Paris’teki nefis galeri/müze Palais de Tokyo’nun direktörü de, İstanbul Modern’de bir dönem müze direktörlüğü yapmış olan David Elliot da... Eylül ayında planlandığı gibi gizlice açılan yerleştirme, kulaktan kulağa yayılarak duyurulmuştu.
Mayor Sinagogu’nu hatırlamak
Tartışmada Chipperfield, Molecular (İstanbul) projesinin büyüleyici bir sanat yapıtı olmanın yanında eski Mayor Sinagogu’nun geleceğinin ne olacağı gündeme getirdiği için de önemli olduğunu anlatmıştı. Fotoğrafından dahi hayli etkileyici olduğunu belli eden bu eseri görmek, ardından da Balat’taki Antakya yemekleri yapan Ottoman’a gitmek için sabırsızlanıyorum.