Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nihayet o gün geldi çattı! Bu cuma Açıkhava’da görünümüyle kafamı hep kurcalamış, şarkılarına hayran olduğum bir ikon; Grace Jones sahne alıyor

Geçen hafta Prince, bu hafta Grace Jones! Sanki tüm açık kalmış hesaplarımı kapatıyor gibiyim... ‘Kendini yaşama’ konusunda hesapsız, hafif çığırından çıkmış sanatçılara zaafım var, galiba. Şimdilerde Lady Gaga’yı sevmem de ondan...
Grace Jones da bizim Ajda gibi... 60 yaşına gelmiş, hâlâ kayıtsız kalınamayan bir performansçı/şarkıcı olmaya devam ediyor. Neredeyse grafik bir çizimi andıran hatları, abanozdan üretilmiş gibi duran muhteşem fiziğiyle Jones, 70’lerde manken olarak hatırı sayılır başarılar elde edip ardından ‘dokunduğunu var eden adam’ Andy Warhol’un gözdesi olarak girişmiş bu işlere. Dönemin en gözde kulüpleri Le Jardin ve Studio 54’te Jerry Hall ile ‘dağıtırken’ keşfedilen Jones, androjen görünümü ve mutehakkim tavırlarıyla Warhol’un ardından dönemin bir diğer ünlü sanatçısını; Keith Haring’i de büyülemiş. Jones’un başka bir dünyadan gelmiş gibi duran fiziğinin etkisinde kalan Haring, O’nu kah savaş öncesi Fransası’nın şovlarıyla skandallar yaratan siyahi sanatçısı Josephine Baker’a benzetmiş, kah vücudunu Masai sanatından desenlerle boyamış.
Lakin Grace Jones’u bugün olduğu egzantrik sahne yaratığına dönüştüren, sanat yönetmeni Jean-Paul Goude... Jones’un köşeli hatlarını daha da vurgulayacak biçimde saçlarını kestiren de, koca vatkalı ceketler ile şalvar ve incecik topuklu stilettolar giydiren de o... Bugün geri dönüşünü yaşayan ‘body-con’ adlı, 80’lerin keskin çizgili, maskülen giyim tarzının başlıca ilham kaynaklarından birinin Grace Jones olması bundan...
Goude tarafından neredeyse bir makina gibi sunulan Jones’un tüm sahne şovları da bu imaji destekler nitelikte. Sahnede bir Bengal kaplanıyla şarkı söylemişliği de var, seyircilerden birini kendine kelepçelemişliği de... Bakalım sanatçı İstanbul konserinde seyirciyi nasıl şaşırtacak? 16 Temmuz’da Grace’in hala bu denli yırtıcı olup olmadığını görebilmeyi, ‘Pull Up To The Bumper’ı, ‘Slave To The Rhythm’ı, Frantic filminin şahane şarkısı ‘Strange’i dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum...

Bu yazın en merakla beklediğim etkinliği



Yaz planları
212 Productions’ın sahibi Handan Yılmaz, yaz planlarını anlatıyor.
- En güzel plajlar bizde ama bu yaz başka bir ülkede denize girmek istiyorum. Hakkımı Portekiz’den yana kullanacağım.
- Teras için masa ve sandalyeler alacağım. Beğendiğim bir şeye rastlamadım. Hepsi ‘takım’ halinde ve kötü görünüyor. Alternatif bir çözüm bulacağım.
- Eve kapanma huyumu bırakıp Bebek’te yaşamanın keyfini çıkaracağım. Sabah yürüyüşleri dersem yalan olur ama sabah kahvelerimi dışarıda içeceğim.
- Dergi okumayı yeniden keşfediyorum ve keyif alıyorum. Bu yaz arsızca her şeyi karıştırıp ideal dergilerimi bulacağım.


İstanbullular yağmurlu günlerde ne yaptı?
-İlk sıcaklarda boşalan sinemalar yeniden doldu.
-Mevsimin yaz olduğunu unutmamaya kararlı olanlar, bulutlu havalarda dahi havuz başına koştu.
-Sabahları karanlık başlayan günlerde herkes üzerinde bir ağırlık olduğundan, hep uyumak istediğinden şikayet etti.
-Hafta sonu kaçamak yapıp Çeşme’ye gidenlerin kapalı havalar yüzünden morali bozuldu.
-İstediği bronzluğa bir türlü kavuşamayanlar, ‘spray tanning’ adlı, kalıcılığı bir hafta süren bronzlaşma metodunu keşfetti.
- En çok üzünlenler, açık hava mekanlarda düğün organizasyonu yapıp çadıra talim etmek zorunda kalanlardı