Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Pazartesi gecesi Maçka’da Duran Duran, Harbiye’deyse Anthony and the Johnsons konseri var. Bu ‘başıbozukluk’ için organizatör arkadaşları suçlamak istiyorum, lakin dünya starlarının nasıl da uzlaşmaz menajerleri olduğunu hatırlayıp susuyorum.

Bu pazartesi koşturmalı geçecek

Duran Duran’ın bugünün genç irileri için (35+ yaş grubu) mana ve önemini, daha önce de bu köşede irdelemiştim. Şimdi yazın, en beklediğim birkaç konserinden birinin daha sırası geldi. Yalnız gele gele Duran Duran’la aynı geceye geldi! Başka bir dünyadan sesleniyormuşçasına büyüleyici, hüzünlü sesiyle Anthony, 2007’de de Caz Festivali’ne katılmıştı. Yanıp kül olmuş Şat Tiyatrosu’ndan ‘kalan’ların içinde, seyircinin dumur olup çıtının çıkmadığı olağandışı bir akşam yaşatmıştı bize... Şimdi de çok özel bir proje için İstanbul’a geliyor. Anthony ve saz arkadaşları ‘the Johnsons’, bu sefer de 30 kişilik Filarmonia İstanbul Orkestrası’yla Açıkhava’da buluşuyor. ‘Cut The World’ adlı konserde bugüne dek yayımlanmış dört albümünden şarkılar senfonik aranjmanlarla Filarmonia İstanbul eşliğinde seslendirilecekmiş.Duran Duran ilginizi çekmiyorsa; Anthony and the Johnsons konserini hayat boyu hatırlayacağınız bir gece olarak kayda geçeceğinizden emin olabilirsiniz. Benim gibi ikisine de hayran olanlaraysa kolaylıklar diliyorum. Harika geçeceği belli iki konseri de kaçırmak istemediğimden, önce Açıkhava, sonra Küçükçiftlik parkurunu katedeceğim gibi görünüyor...

Haberin Devamı

Bu pazartesi koşturmalı geçecek

İlk festivalin kitabı

İKSV’nin 40’ıncı yıl kutlamaları için neredeyse her hafta etkinlik düzenleniyor. Yılbaşından bu yana düzenledikleri organizasyonlarla vakfın sadık takipçilerini, “40 gün 40 gece kutlama, meğer masallara özgü değilmiş” diye düşündürmeyi başarıyorlar! Şimdi de, 1973’teki ilk İstanbul Festivali’nden fotoğrafları bir araya getiren bir kitap yayımlamışlar. Türkiye’nin önde gelen fotoğraf sanatçılarından Ozan Sağdıç’ın çektiği, bugüne dek yayımlanmamış prova ve konser fotoğraflarından oluşan kitabın tasarımını Bülent Erkmen yapmış. Kitabın fotoğrafları arasında gezinirken, gözüme gencecik Cihan Ünal’ın ‘IV. Murat’ operası sırasında çekilmiş fotoğrafları ilişiyor.

Başka bir İstanbul’u, başka bir zamanı anlatan bu kitabın sayfalarında kaybolmak isteyenler, İngilizcesi de olan kitabı İKSV Tasarım Mağazası’ndan ve kitabevlerinden 90 TL’ye alabilir.

Haberin Devamı

Bunlar konuşuluyor

* Büyükada’daki Akasya Restaurant... Gazeteci Serdar Akinan’ın kardeşinin açtığı, kendisinin de destek verdiği mekan, anladığım kadarıyla açıldığı an itibariyle ‘oldu’! Her hafta Büyükada’ya gidip de bir kez uğramamış olmam, ayrı başarı... Millet hafta arası konaklama yapmadan Büyükada’ya, Akasya’da yemek yemek için gidiyormuş, benden söylemesi...

* MAC Gmall’da naçizane spor yapıyorum. Öncelikle, insanlar ben kulüp sporu yapmayı bırakalı beri ne denli fitleşmiş! Gözlerime inanamıyorum. G-mall’un en hoş sürprizi DOT ekibinin işlettiği Pop-Up Kafe de hemen girişte... Güzel müzik, ne ısmarlasınız memnun kalacağınız yemekler, ortalıkta fit spor hocaları, yakışıklı-güzel oyuncular... Hem de hiç afra tafraya düşmeden, sakin sakin oturuyorlar. Fiyatlardan, ortamdan çok memnunum da servis konusu biraz netameli... Arkadaşlar iyi niyetle ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, lakin daha işini bilir bir ekibin yokluğu (en azından benim için) kendini hep hissettiriyor.

Haberin Devamı

* Bu arada İstanbul’da en sevdiğim lokantanın; Kantin’in yaratıcısı, aşçısı Şemsa Denizsel’le Elle dergisinin yaz eki ‘Bistro’ için röportaj yaptım. Bu iş içime çok sindi, zira Şemsa Denizsel tüm sorularıma açıklıkla cevap verdiğinden malzeme anında ilginçleşiverdi! Yer sıkıntısından çıkarılan tek bir soru vardı: Şemsa Denizel’e, “Despot musunuz?” dedim, “Korkuncum!” diye cevap verdi... “Dişimle tırnağımla kazıdığım, bir yere gelmesi için hayatımı vakfettiğim işime -ki aksini asla istemezdim- başka birinin elinin ucuyla dahil olmasına tahammülüm yok. O zaman gitsin, başka yerde yapsın!” diyordu Denizsel... Fazla söze gerek yok. İşiyle fark yaratmayı başarmış bir diğer mükemmeliyetçinin seyir defteri...