Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu ne şanlı program


İlkini gayet güzel organize eden İstancool ekibi, etkinliğin ikincisini bu hafta sonu gerçekleştiriyor. Geçen sene yerli-yabancı karması bu ekip sayesinde ‘Another’ dergisinin yayın yönetmeni Jefferson Hack’i dinlemiş, efsane yazarlar Gore Vidal, Hanif Kureishi, Naipaul’u görebilme şansına kavuşmuştuk. Modayı tutkuyla seven ikon (başka da bir kimliği yok zaten) Daphne Guinness’in Haluk Akakçe’yle yaptığı söyleşiyi ayakta izlemiştik. Nefis şapkaların tasarımcısı Stephan Jones’un ustalık hikayeleri ilgi çekerken, Haluk Akakçe’nin röportaj işini başarıyla kıvırması da izleyenleri şaşırtmıştı.
Programa bakıp etkilenmemek elde değil. Bu yıl aktris Tilda Swinton gelecek ve muhtemelen bizi yıldız çarpmışa çevirecek. Ben genç oyuncu Kirsten Dunst’un hastasıyım; hatta zamanında ressam Leyla Gediz Kirsten’i ‘Vampirle Görüşme’ filmindeki haliyle resmetmişti, hep o resmi neden almadım diye hayıflanırım. Neyse, Kirsten de burada olacakmış Sam Taylor-Wood da... Kendisi muhteşem video filmleri çeken bir sanatçıyken uzun metraja da el attı ve John Lennon’ın gençliğini anlatan ‘Nowhere Boy’ filmini çekti. Bunca parlak bir hayatın yanında kanseri atlatmayı başarmış, şimdi yarı yaşında bir aktörle evli ve daha yeni çocuk doğurmuş Sam Taylor-Wood’u bir kadın olarak merak ediyorum.
Fransız çağdaş sanatçı Sophie Calle de bilmeniz gereken bir diğer katılımcı. Çok acayip fikirlerle işler üreten bu sanatçının yaptıklarına bu köşe yetmez, kendini oda hizmetçisi olarak tanıtıp turistik otellerde çalışmışlığı, müşterilerin eşyalarını karıştırıp bunları çalışmalarına konu yapmışlığı vardır. Paul Auster’ın ‘Leviathan’ kitabındaki Maria karakteri Calle’den esinlenerek yaratılır. Bunun üstüne Calle de Maria’dan esinlenir ve kitapta anlatılanları kendi hayatında uygulamaya başlar... Şimdi bu hayatı kendi kurallarıyla yaşayan kadın dinlenmez mi?

Kandilli’ye gitmek için bir sebep daha
Bebek’ten kalkan teknelerle Kandilli’ye gitmeyi, Suna Abla’da yemek yemeyi nefis bir hafta sonu programı olarak görürdüm. Duydum ki Kuruçeşme’deki meşhur Dolce, bir şube de Kandilli’de açmış. Dolce’nin gümüş takımlarla sunduğu kahvaltılarını, nefis poğaça ve brownie’lerini keyifli bir Boğaz gezisi ardından tadabilmek şahane olacak. Kendi de müthiş stil sahibi bir kadın olan Nilgün Ertuğ, bu sefer yanına Ayşe Karakimseli, Naz Pensoy ve Leyla Durlu’yu da almış ve birlikte çok zarif bir mekan yaratmışlar. Ben kafe bölümünden bahsediyorum ama Dolce esasen catering’de ve etkinlik organizasyonunda zirveye oynayan bir markadır. Şimdi her pastanede yapılan butik pastaların mucidi Dolce’nin Kandilli şubesi, bu hafta sonu istikametim olacak. Tel: 0 216 308 82 82

En ‘in’ bar, White Mill
Bu aralar her türlü kutlama, iş çıkışı bir içki içme muhabbeti için White Mill’in tercih edildiğini duyuyorum. Şimdi de Londra’dan ünlü bir barmen getirtmişler: Fabrizio Banys yaz kokteylleri hazırlayacakmış. Bugünden itibaren
28 Mayıs’a kadar... Hafta sonu program yaparken aklınızda bulunsun.

Makul ve mutlu alışveriş!
Moda yazar Tülin Kermen’in on parmağında on marifet var. Öncekleri sadece kendisinin düzenlediği garage sale’e bu yıl yedi arkadaşı daha katılmış. Galata’daki Bbase’de hem kahve içip hem de sekiz kişinin hayatından artırıp makul fiyatlarla satışa neler sunduğuna bakabilirsiniz. Kahveler de Cafe Nero’dan...