Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Geçen hafta Contemporary İstanbul yüzünden keşmekeş olan trafiğe bile sevindim. Kültür-sanata dair hızını alamayanlara, bir de lokanta eklemesiyle öneriler hazırladım

Bir konser, bir film, Boğaz’da bir tesis

Berlin duvarının yıkılmasından önce Doğu Almanya’da kurduğu grubu Enstürzende Neubauten’le müzik dünyasında efsaneleşen, Nick Cave’in, “Nick Cave and The Bad Seeds için ondan başkasıyla olmazdı” yorumunda bulunduğu Blixa Bargeld’in geçen konserini bayram tatili münasebetiyle kaçırmıştım. Şimdi müthiş özenli programlarıyla dikkat çeken Borusan Müzik Evi’nde Alva Noto’yla konserini dinleyebilmek kısmet olacak. Blixa’yı sahnede daha önce izledim. Yaptığı, konserin ötesinde bir çağdaş sanat performansıydı, aynı zamanda... ‘Sıra dışı’ sıfatını -son dönemde ne denli ucuzladığını göz ardı edip- alnının akı gibi hak eden Blixa için kullanmak durumundayım. Bir kere sanatçının soyadı ‘Bargeld’, ‘nakit para’ anlamına geliyor. Paraları ütülediği klipleri, enteresan reklam filmleri memleketinde hayli biliniyor.
Kariyerinin başında “Kimsenin dinlemek istemeyeceği bir müzik yapmak istiyordum” dese de bugün merak, şaşkınlık ve hayranlıkla izlediğiniz bir müzik yaratıyor.
30 Kasım-1 Aralık’ta 21.30’da verecekleri konserde Bargeld, Alva Noto’yla sahne alacak. Kendisi, “Berlin yeraltı kültürünün DNA’sı” diyebileceğimiz elektronik müziği; ses jeneratörleri, osilatörlerden elde ettiği seslerle yeniden yorumlayan, farklı yaklaşımlarıyla tanınan bir sanatçı. Borusan Müzik Evi’nin yapısı içinde bu olağandışı ikiliyi dinlemenin hatırlanacak bir deneyim olacağına eminim.

Haberin Devamı

Boğaz’da bir koca tesis

Avrupa Yakası’nın Boğaz hattında, denizin kenarı, hatta ortası bile yeme-içme tesisleriyle çoktan doldu. Kara tarafında da oturmuş, marka olmuş mekânlar olsa da, hâlâ bir waffle’cı, büfeden bozma kafe, bilimum tatlıcı yoğunluğu söz konusu. Son ziyaret ettiğim mekân, bu gidişatın yakında değişeceğinin sinyallerini veriyor. Ortaköy’de Asya mutfağından yemekler sunan Banyan ve Alaçatı Marina’daki Kydonia’yla tanıdığımız Soul Group ekibi, Kuruçeşme’de, eski Pafuli’nin bulunduğu koca binayı bir gastronomik deneyim merkezine dönüştürerek ellerini taşın altına sokmuş. Ben konseptin La Mancha ayağından bahsedeceğim. İtalyan mutfağının karşı koyamadığımız peynir, şarküteri tabakları da, milletimiz Barcelona’ya gittikçe daha da bir yakınlaştığı tapas (İspanyol usulü meze) seçenekleri de, kara erikle tatlan-mış kuzu eti de mönülerinde. Yalnız İtalyan usu-lü parmesan tekerleğinde sunulan, özel pişirme tekniğiyle koca tekerlek peynirin içinde hızla pişirilen ev yapımı makarnanın şovu da lezzeti de ayrı bir alakayı hak eder. La Mancha’nın şarapseverleri ilgilendirecek bir de önerisi var: Şu anda 500 çeşit şarap alternatifi bulunan La Mancha’nın bir kat altındaki İncirli Şarapha-ne’den seçtiğiniz şarabı, özel üretici fiyatından satın alabiliyorsunuz. Bu da özel vergilerden dolayı fahiş fiyatlara şarap keyfi yap(a)ma-yanlar için eminim tercih nedeni olabilir.

Haberin Devamı

Pera Film Atakta

Pera Müzesi film etkinliklerine Fransız ustalara Saygı programıyla devam ediyor. Sıra, Alain Resnais’de... Yönetmenin 60 yılı aşkın kariyerinin bence en önemli noktası, Fransız Yeni Dalga sinemasının önemli figürlerinden biri olmasına rağmen Jean-Luc Godard, François Truffaut, Jacques Rivette gibi yönetmenlerin tanımladığı çemberin dışında kalmasıydı. 90 yaşını kutlayan Resnais, sosyo-politik konuları işlemeyi tercih etti; modernist ve ilhamı biçimcilik olan dönemdaşı diğer yönetmenlerden ayrıştı. Merak edenler için Resnais filmleri, Aralık’ta Pera Film programında...