Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Temmuz, Berlin’e gitmek için en iyi zaman mı? Öyle gibi görünüyor... Bir kere dünyanın belki de en cool fuarı, sadece denim’e odaklanan Bread&Butter var. Bir yandan Bienal... Üstüne Berlin Moda Haftası ve bu seneye özel, Almanya’nın kazanmaya oynadığı Dünya Kupası... Yani Berlin, her zamankinden daha renkli.
Fuar, benim ilk gördüğüm yedi yıl öncesine göre kat be kat büyümüş. Dünya Kupası’nı kaçırmak istemeyen katılımcılar, maçları burada seyrediyor. Meydanın ortasında koca bir ekran var. Herkes içkisini, yiyeceğini alıp ekranın karşısına kuruluyor. Oturma düzeni tribün şeklinde olduğu için burada maç seyretmenin keyfi ayrı... Şehrin dört bir yanındaki birahaneler, restoranlar da plazma ekranlarda maç gösteriyor.
Bread&Butter’ın en iddialı yerlerinden biri, bizim dünyaca ünlü denim şirketimiz Orta Anadolu’ya ait. Hollandalı bir ekipçe düzenlenen devasa Orta Anadolu standı, bir müze havasında tasarlanmış. Levi’s’ın yerinin hemen yanında... Levi’s da tamamen denime adanmış bu fuarda neredeyse kutsal kabul edilen bir marka.
Bugün yine başka bir iddialı eş fuarın; Preamium’un kapsamında Mavi’nin defilesi var. Görebilmeyi çok isterdim doğrusu. Elif Akarlılar ve Mavi ekibinin çok fiyakalı bir şov hazırladığı konuşuluyor. Mitte’deki havalı Mavi mağazasına giriyorum. Trafiği hayli yoğun olan mağazadaki ürünlerin neredeyse yarısı, bana İstanbul’da satılanlardan farklı görünüyor.

Haberin Devamı

Berlin’de bu yaz

Prince’ı canlı izlemek
Maçlar, moda, hepsi iyi hoş da bu seyahati ömür boyu hatırlamamı sağlayacak neden başka... Pazartesi gecesi Harbiye Açıkhava’nın iki katı büyüklüğündeki Waldbuhane’deyiz. Birazdan hayatımda ilk kez Prince’ı sahnede izleyeceğim. İki arkadaşımla birlikte... Uzun zamandır bu kadar heyecanla beklememiştim hiçbir konseri. Alan inanılmaz kalabalık, fakat biz İstanbullular’ın anlayamayacağı biçimde telaşsız. Giriş, yerini bulma, içecek bir şey alma vs, pek tertipli ilerliyor. Sahne önündeki yerimize sonsuz basamaklardan inerek ulaşıyoruz. Hayatımda en hayran olduğum müzisyenlerden belki de birincisi, Prince... Sahneye çıktığı anda bir ergenin olabileceği kadar ‘yıldız çarpmışa’ dönüyorum. Ne yazık ki son albümünü eskileri gibi bilmiyorum. Ebru Karakoç ve ben ‘Let’s Go Crazy’nin başlamasıyla havamızı buluyoruz. İnanılmaz bir sahne hakimiyeti var Prince’ın. Konser profesyonel bir ekibin çalışması gibi değil, ‘tek adam’ın marifeti olarak devam ediyor. Bir yandan şarkılarını söylüyor, gitarı bırakıp piyanoya, bongoya geçiyor. Bir yandan da ışığa, sese dair komutlar veriyor. Üç bis yapmış, seyirci hala yerinden kıpırdamıyor. “Şaka yapıyorsunuz herhalde...” diye sahneye son kez döndüğünde, tribünler dans etmekten zıplamaya çoktan geçmiş. Star, “Adımı söyleyin!” diye buyurduğunda, herkes avaz avaz “Prince!” diye çığırıyor...

Haberin Devamı

Bu aralar ne moda?
* Saçma bir fikrimi söyleyerek başlayayım cevabıma... Louis Vuitton’un 1998 Dünya Kupası için yaptığı deri futbol topu hiç aklımdan çıkmıyor. Oynamak istersin ama oynayamazsın, masada durmaz ama sende de olsun istersin... Bu yılki Dünya Kupası için top dikişli bir çanta tasarımının yanı sıra, birebir kupanın kendi çantasını da yaptı Vuitton. Ama yapması gereken bir şey daha var bence. Herkesin nefret ettiği vuvuzelalar! (Ben şahane buluyorum)
* Çantasıyla beraber Louis Vuitton’un eşsiz tasarımlarıyla mutlaka buluşmalı. Kesinlikle her partide parmakla gösterilen kişi olabilirsiniz.
* Alexander McQueen ile ilgili her şey bana iyi geliyor. Onun en son tasarımlarını görmek ve onun anısına yapılan her şey... ‘Visonaire’ dergisinin, Alexander McQueen’e özel hazırladığı 58’inci sayısında Lady Gaga, Nick Knight, Mario Testino, Steven Klein ve Steven Meisel gibi sanatçılar /fotoğrafçılar var. McQueen’in hayatını anıtsallaştırmak için hazırlanan bu özel sayı, sahip olmaya değer.
* En yeni iPhone programı, ‘hipsamatic’. İş yerinde fotoğrafçılığın zevkini çıkarmak için birebir! Hazır lens ayarları, değişik film ayarlarıyla tüm anlamıyla ‘şipşak fotoğrafçılık’ yapma imkanı sunuyor. Ayten Yılmaz’ın bana gösterdiği bu program tatilde çok işime yaracak.
* Reklamın sanata, sanatın da modaya dönüştüğü bu zamanlarda, Pera Müzesi’nde düzenlenecek bir sergi var. Japonya’nın ünlü medya festivali ‘Japan Media Art Festival’deki ilginç işlerden biri Issey Miyake’nin yeni markası A-Poc Inside’ın promosyon filmi... Son derece cool olan Miyake için hazırlanan film de bir o kadar cool.