Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Başka bir hayat mümkün mü


Gallery Anatolia, eşya, objenin yanında kişiye özel üretimde de hayli güçlü. Bunların tamamı da üç kişilik bir ekibin elinden çıkıyor.


Büyükşehirden göç ederse hayatının hafifleyeceğini, ömrünün uzayacağını düşünenleri hayallendirecek bir hikaye, Sibel Düzel’inki


Kendisi Kaş’ta bir seramik atölyesinin sahibi. Pek zevkli, sahil kasabalarında benzer mekanlara özgü o hafif pespayelikten uzak durmayı başarmış bir atölye/mağazası var.
Kaş, yıllardır tekrar gitmek isteyip gidemediğim bir cennet vatan köşesi. Dalmayı seven dostlar, beni oldu-bittiye getirip Kaş’a sürükledi de Sibel Düzel’in zevkli mağazasını keşfetme şansım oldu. Burada deniz muhteşem, her tipte/fiyatta konaklama mümkün, merkezden hâlâ denize girilebiliyor, çevrede gezilecek inanılmaz yerler var, Mavi adlı güzel barı da yerli yerinde duruyor. Üstelik fiyatlar da hiç de Çeşme/Bodrum gibi can acıtmıyor; bohem gezgine hitap eden her gerekli unsur mevcut.

Haberin Devamı

Mağazada kek kokuları
Düzel’in sahibi olduğu Gallery Anatolia’da kendi tasarımı porselen-seramikten her türlü mutfak eşyası ve ev dekorasyon objeleri satılıyor. Bu zarif mağazayı gezerken bir yandan da kek kokuları geliyor mutfaktan. Arkada bir de gizemli balkon var; çiçekler arasından limana bakıyor. Düzel’in müşterilerini, dostlarını ağırlamak için favori köşesi, burası. Kendi yaptığı fincanlarda kahve ikram ediyor.
Sibel Düzel, üniversitede en sıkıntı çektiği branş olan Seramikten şimdi hayatını kazanıyor. 1994’te Maslak’ta atölyesini açmış. Hayli işlek mekandan hem Kaş’ta yaşayan annesine ürünler yollar, hem de büyük ev tekstili ve dekorasyon mağazalarına siparişler yetiştirirmiş. Bir müddet sonra, hem de işler gayet tıkırında ilerlerken, müşterileri-siparişleri takip etmekten tasarım yapmaya hiç zamanının kalmadığını fark etmiş. 1999’da Kaş’a yerleşip tamamen butik üretim yapan bu dükkanı açmış. Arkada küçük atölyesiyle birlikte.

Yangın ve kül olan üç bin parça
2006’ya dek her şey güllük gülistanlık giderken, bir yangın binlerce işin, arşivin yok olmasına sebep olmuş. Düzel, cesaretinin çok kırıldığını, ancak Kaş’ta bir sanatçı olarak yaşamaktan duyduğu huzurun, güvenini tekrar kazanmasına yardım ettiğini söylüyor. Bir buçuk yıl süren uğraşın ardından 2007’de dükkanda herşey normale dönmüş. Bereketi simgeleyen ‘balık’ları, ilk başladığı günden bu yana tipi değişen, giderek sessiz figürlere dönüşen ’kızlar’ı tasarımlarından hiç eksik etmemiş. Düzel’in tek üretimi Kaş bölgesiyle de sınırlı değil. En son Bursa Ticaret Borsa Binası’nın dış cephe logo çalışmalarını, panolarını, Bursa temalı yemek takımlarını, heykellerini çalışmış. Kişiye özel tasarladığı, 96 parçaya varan yemek takımlarına İstanbul’dan İngiltere’den, Almanya ve Kastamonu’dan da talipler çıkmış. Küçük bir butik tarifim, sizi yanıltmasın. Gallery Anatolia, her yıl 8 bin-10 bin parça arası üretim gerçekleştiriyorlar. Diyeceğim o ki, sayfiyeye yerleştiniz diye elden ayaktan kesilmek, günü sabah bahçeyle uğraşıp akşamüstü komşuyla kokteyl saatini bekleyerek geçirmek gerekmiyor. Belli ki, kabına sığmaz insanoğluna bir süre sırf sefa da yetmiyor.

Çocuklar şimdi de smackdown’a takmış!
8-12 yaş aralığı diye bir grup var ya çocuklar dünyasında; analarından öğrendiğime göre bu gruptaki hiperaktif erkekler smackdown denen, Amerikan güreşi pankreasın yumuşak versiyonuna benzeyen bir oyuna takmış! Çocukların birbirinin üzerine atlayıp kendilerini harap ettikleri bu yeni icadı, ebeveynlerin sakin sakin anlatıyor olması da ayrıca acayip. Kız çocuğu olanlarsa başka hikaye; onların derdi akıllı-uslu kızlarını kudurmuş gibi birbirine atlayan erkek çocukların gazabından korumak olmuş, besbelli.