Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Moda dünyasının hep kusursuz kadın görünümünü pompaladığı yönün-deki yerleşmiş inancı, bakın bu isimler yıkıyor

Her şey Kate Moss’la başladı. Amazon kadını tabir edilen, kusursuz yüzlü, kalkık burunlu, eti butu yerinde ve sağlıklı kadın görüntüleriyle Claudia Schiffer, Cindy Crawford nefeslerimizi tutmamıza neden olurken ortaya bu çarpık bacaklı, sıska ve pek de uzun olmayan kız çıkıverdi... Ve ortalık birbirine girdi. O gün bugündür klasik güzeller, ‘model type’ kızlar kadar alternatif fizikli mankenler de iş yapar, tanınır oldu.

Kate Moss’un açtığı yoldan...
Önce Coco Rocha ardından müthiş bir androjen fiziğe sahip, kepçe kulaklı Freja Beha Erichsen geldi sahneye. Ama ne geliş... Karl Lagerfeld derhal Chanel kampanyasını bu erkek kılıklı kıza ayırıverdi. Bu arada tanrıça görünümlü kızlar da bir kenara atıldı sanmayın. 2000’lerin başında Prada defilesinde bir hırka bir botla yürür yürümez herkes, Gisele Bundchen’le ve onun şahane kıvrımlı vücuduyla tanıştı.

Lara Stone’dan Saskia De Brauw’a
Yenilerden Lara Stone’sa Brigitte Bardot estetiğini podyuma en iyi taşıyan isim oldu. Bir manken için fazla dolgun olan vücudu kimsenin gözüne batmadı. Stone’un esas numarası, öndeki ayrık dişleriydi. Yüzüne müthiş bir karakter katan bu ayrık dişler, moda dünyasında yeni bir akımın doğmasını dahi sağladı. Ve koca dudaklarla ayrık dişlerin en ünlülerinden olma bir kız çıktı sahneye: Georgina May Jagger... Dünyanın en ikonik insanlarından Mick Jagger ve sarı uzun saçlı Teksas güzeli Jerry Hall’dan olma bu kız da, yine koca dudakları ve ayrık dişleriyle bilmem annesi kadar ünlü bir model olabilecek mi? Ne de olsa daha yolun başında.
Benim son dönemdeki favorimse, Saskia De Brauw... Atletik ve kıvrımlı vücuduna eşlik eden sert hatlı suratına, kısa saçlarına bayılıyorum. Yves Saint Laurent’nin başına geçmesi olay olan tasarımcı Hedi Slimane de aynı kafada demek ki markanın ikonik erkek koleksiyonunun kampanyasında erkek model yerine bu hem iri göğüslü hem de erkeğe benzeyen kızı tercih etmiş. Saskia’yı ilk keşfeden Hedi Slimane dersek, o da yalan... ‘Yeni’yi algılama konusunda müstesna bir kabiliyeti olan Karl Lagerfeld, Saskia’yı da çoktan keşfetmişti bile...

Haberin Devamı

PAZAR GÜNÜ DEAN&DELUCA’DA

Hafta sonu her zamanki Nişantaşı-Karaköy hattından şöyle bir uzaklaşıp Kanyon’a uzandım; gelmesini merakla beklediğim Dean&Deluca’yı görmeye... Dükkanın butik kısmını restoran bölümünden daha çok beğendim. Riedel kadehten türlü malzemeli çikolataya, şarküteriye varan ürünlere bakmak iştah kabartıyor; kendinizi o mutfak sosuna mutlaka ihtiyaç duyduğunuza inandırmaya başlıyorsunuz. Dükkan yeni; servis de buna mukabil henüz oturmamış. Bence kahvaltı mönüsünün de üzerinde biraz daha çalışılması lazım. Ancak yemekleri hazırlarken ucuza kaçmadıkları, malzeme kalitesine önem verdikleri de hemen anlaşılıyor. Yalnız Kanyon’un meşhur rüzgarına maruz kalan bir lokasyonu var ki her giren çıkan da yüzünüzde o esintiyi hissetmek kaçınılmaz olmuş. Bir çare bulmaları gerekecek ya da kapıya karşı oturmamaya bakacaksınız. Sonuç olarak Dean&Deluca olmuş mu diye sorarsanız, bence kesin olmuş.