Antalya’dan şarap çıkar mı?

Çıkmış nitekim. Viyana’daki şarap yarışmasından altın madalyayla dönmeyi başaran Likya Cabernet Sauvignon&Boğazkere, bir de bu fakirin sofrasını lezzetlendirdi

Cumartesi, spontan bir arkadaş buluşması. Daha ziyade erkeklerin ruhunu sıkacak bir ‘girl power’ gecesi. Sarma sarmaya vakit yok, Mısır Çarşısı’ndaki Cankurtaran’dan alınan, tulum başta olmak üzere nefis peynirlere, Boşnak etine, zar gibi kesilmiş dile talim edilecek. Mönünün zayıflıkla sofistikelik arasında gidip gelen hali, kimin umurunda? Sohbet yeter. Ekipte bir de vinolog var.
Haddimi bilerek şarapla ilgili her kararımı kendisine danıştığım... Likya’nın başka şaraplarını da deniyoruz ama bizim oyumuz da Viyana jürisinden farklı değil. Dukan diyetinden muzdarip, “İçimiz dışımız kırmızı et oldu” demiyoruz. Kırmızı şarabı da ekliyoruz diyet listesine! Likya Cabernet Sauvignon&Boğazkere, Antalya’nın Elmalı ilçesinde üretilen, ilk mahsülleri 2008’de piyasaya sürülen bir şarap. Beğendiklerimiz kırmızı ete uyum sağladığı gibi, memleketimizin yoğun baharatlı mutfaklarına da yaraşırmış, biginize...


Üç adımda koleksiyonerliğe giriş

Geçen hafta koleksiyoner/hami Tansa Mermerci Ekşioğlu, küratör/yazar Zeynep Öz, küratör/sanat yöneticisi Laura Carderera tarafından kurulan SPOT Projects’in bir etkinliğine katıldım. Gecenin yıldızı, elbette The Guardian, Vogue gibi yayınların yıllardır sanat yazarlığını yapan Louisa Buck’tı. Ertesi gün bir grup sanat koleksiyonerimize, ‘Doğru Sanat Koleksiyonerliği’yle ilgili seminer verecek Buck, İstanbul’a ikinci gelişi olmasına rağmen bizdeki son tabloya hayli hakim. Zenginlerimizin, önde gelen ailelerin neredeyse şehvetle koleksiyon ve bir adım sonrasında müze oluşturma gayretlerinin bilincinde. Dünyada koleksiyonerliğin hal ve gidişine dair güncel, ironik ve bazen komik anekdotlar anlatan Buck’ın seminerinden koleksiyonerlerimiz çok memnun kalmış. Bu arada gecenin ev sahibesi Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Elvan Bilge, sponsoruysa American Express’ti. Four Seasons Bosphorus Hotel’deki davete katılanlar, gece boyunca Spot Projects’in ne denli hayırlı bir işe soyunmuş olduğunu konuştu, takdir etti. SPOT girişimine yön verenler, çağdaş sanatın gösterişli dünyasının dışında bir maksadın peşindeler. Bu kurslar sayesinde Türkiye’deki güncel sanat projelerine birebir destek olmak üzere SPOT’u kurmuşlar. Kursa katılan çağdaş sanat meraklılarını ve koleksiyoner olma yolunda ilerleyenleri; sanatçılar, küratörler, eleştirmenler ve sanat yöneticileriyle bir araya getirmek de misyonları arasında.


Adalılar’ın hikayesi

Yazın Büyükada, Sedef Adası, Burgazada varken illa Çeşme-Bodrum diye debelenenler; sizlerle ayrı dünyaların insanıyız. Bu kitap anca benim gibi Ada’nın büyüsüne kapıldıkça kapılan, gün gelip yaz-kış Ada’da yaşamayı planlayanları keser. ‘Adalılar’, gazeteci ve fotoğrafçı Sami Solmaz’ın, aynı isimli sergisinin fotoğraflarından ve o yüzlerin hikayelerinden oluşuyor. Fotoğraflardaki, Adalar’ın yıllardır birlikte yaşayan, farklı kökenlerden insanlarının yüzleri... UPM’ye de bravo; kaç kişinin ilgisini çeker dememiş, bu kitaba sponsor olmayı istemiş. Ari Çokona’nın dediği gibi: “İstanbul dünyanın en güzel şehriyse, ya Adalar’ına ne demeli?”



Bilstore ne işler becermiş!


Philippe Starck’ı bilirsiniz. Kendisi için yaşayanlar arasında ‘dünyanın en tanınmış tasarımcısı’ demek mübalağa olmaz. Onun jüri başkanı olduğu ‘Frame Moooi Awards 2012’ tasarım yarışmasında, Ypsilon Tasarım tarafından tasarlanan ‘Sketch’, ilk 10 arasına girmiş. Toplam 891 tasarımın içinde hayli esaslı bir konumdalar, anlayacağınız... Bu arada ‘Sketch’, Bilstore mağazalarında Bil’s gömlekleri sergilemek üzere yapılmış bir tasarım. Yaratıcısı Yeşim Bakırküre’yle Bilsar Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal’in heyecanla sonucun açıklanacağı 18 Nisan’ı beklediğini tahmin etmek, hiç de güç değil!