Bugün ve yarın Marka Konferansı'ndayım… Dünyaca ünlü marka danışmanları, pazarlama
konusunun ustaları, dev markaların yöneticileri, dijital dünyanın sihirbazları; hepsi bu
konferansa konuk oluyor
MARKA, iş dünyasına yönelik hazırlanan konferansların en bilinenidir desem yanlış olmaz. 12 yıldır yapılıyor. Bu yılki turnenin(!) konukları, özellikle yaratıcı işler yapan kesimi bayağı etkileyecek gibi görünüyor. Yayıncılıkta çığır açmış Wallpaper dergisinin yayın yönetmeni Tony Chambers, en az adı kadar seksi iç çamaşırlarıyla merak uyandıran marka Agent Provocateur'un yöneticisi Kim Winser, her yeni tasarımını hayranlık ve hayretle izlediğimiz Apple'ın bir dönem tasarım direktörlüğünü üstlenmiş Robert Brunner, dünyanın en ünlü iç mekan tasarımcılarından Kelly Hoppen ve yine iş pazarlamaya gelince Apple ile başa güreşen Virgin markasının eski pazarlama müdürü Alex Hunter... Konular sosyal medyadan lüks hayat tarzına, marka gücünden fikirli tasarıma, lüks perakende markalarına dek uzanıp gidiyor. Ve tabii giderek daha sık bahsi geçen ‘yeşil marka yöneticiliği’yle ilgili de bir bölüm var. Geç kaldım diye düşünmeyin, hâlâ kayıt yaptırıp oturumları izleyebilirsiniz. Program için www.markaconference.com
LUCCA’DA FAALiYET BiTMiYOR
Bebek'in en konuşulan mekanı Lucca'nın sadece popüler bir buluşma noktası olmaya itirazı var, belli ki… Sürekli farklı etkinlikler yaptıkları geliyor kulağımıza. Vintage günleri, sergiler, yeme-içme konusunda yeni deneyimler sunacak uygulamalar ilk aklıma gelenler. Şu ara 20 Aralık'a dek süren bir sergi var Lucca'da; genç nesil fotoğrafçılardan Zeynep Beler'e ait… Fotoğraf, çağdaş sanat takipçilerinin şu sıralar en yakın markaja aldığı dal oluverdi. Merakınız varsa, adı sık geçen bir genç sanatçının işlerini görmek için Lucca'ya uğrayın. Şaşıracaksınız; Beler, lüks bir mekanda fast-food yemek artıklarını sergiliyor. İstediğiniz kadar incelikli hazırlanmış, gerekenden çok daha sofistike lezzetler peşine düşün; yemeğin sonunda işte hep bu tüketilmiş, dağınık ve kirli görüntü ortaya çıkıyor. Luccacılar'ın bu ironiyi yakalamasını sevdim. Bir de fotoğrafların 'belgesel' halini.