17.05.2012 - 01:00 | Son Güncellenme:
U. KAAN ALTIN kaan.altin@milliyet.com.tr
Etiler’de, Akmerkez’in tam karşısında bir villada hizmet veriyor Maria’nın Bahçesi. Gidip görmedim, kendisi söyledi; Küçükyalı’daki mekanlarının bahçesi daha büyükmüş ama burası da çok keyifli. İnce ayrıntılar üzerinde kafa yorulduğu belli. Tuvaletlerden oturma düzenine, şöminesinden bahçedeki ağaçlara her şey itinayla düşünülmüş. Tatlı bir esriklik hali... Hafif salaş, lüks bağırtısından uzak.
Mezeler çok başarılı
Mutfakta Maria Hanım ve oğlu işbaşında. Burası otlarıyla ünlü bir mekan. Benim aram yok pek ama kayakoruğundan deniz börülcesine az haşlanmış, limon ve zeytinyağıyla harmanlanmış ot tabağı pek çok kişinin aklında yer edecektir, eminim. Kabak çiçeği dolması, klasik meyhanelerde önünüze koyduklarıyla hiç alakası olmayan hafif cıvık favası, portakal aromalı zeytinyağlı enginarı, içine pirinç yerine közde patlıcan koydukları al biber dolması çok değişik tatlar. Her biri ustalıkla pişirilmiş, utandırmıyor.
Lakerdaları olağanüstü bir nefasette. Sıkı, tuzlu, ağıza layık. Kendileri mi yapıyorlar sormayı unuttum... Bu tabaklarla beraber bir de ‘Greek salad’ istedik. Bildiğin bizim çoban salatanın malzemesi iri doğranmış hali. Ama malzeme taze olunca, bu kadar basit bir salatayla bile fark yaratmak mümkün. Üzerinde peynir ve sızma zeytinyağıyla kaşıklayası geliyor insanın. Ha tabii, şık ekmek sepetlerini de not etmek gerek.
Ahtapot bacağına güzelleme
Diyette; üstelik de sabırsız bir arkadaşımla gittik lokantaya. “Ondan yemem, bu diyetimi bozar, içki de içmem” diyor. Şakalaşıyorum onunla: “Hayat kısa, keyfini sürmeli.” Ölçüyü kaçırmadan tabii... Neyse, kendimizi garsonumuzun usta ellerine teslim etmişiz, “Tek bir şey getir” diyoruz, ahtapot bacağı ızgarayı tavsiye ediyor. Ahtapota kim hayır diyebilir...
Kömür ızgarasında pişmiş ahtapot bacağının lezzetini anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. Yine de deneyelim: İçi sulu, yumuşak, dışı kıtır kıtır. Kömürden geçen lezzeti sonuna kadar alıyorsunuz.
Sıra geldi ana yemeğe... Küçük balıkları severim, mevsiminde bir lüferi, kalkanıysa hiçbir şeye değişmem ama (maalesef ikisi de güzel atlara binip bu diyarları terk ettiler. Diyecek çok şey var bu konuda ama bir başka sefere artık. Yalnız sadece bir gün sonra benim müdavim mekanım, Yeşilköy Eski Ev’de acısını kocaman bir kalkan tava yiyerek çıkardık, onu da söylemeden geçmeyeyim) o gece yine garsonumuzun yönlendirmesiyle lokantanın spesiyallerinden; farklı bir ızgara levrek denedik. İşinin ehli bir şefin neler yapabileceğini de bu sayede görmüş olduk. Küçük parçalar halinde kesip ızgarasını yaptığı irice levrek, çok çok lezzetliydi ki bu balığı özellikle aramamama rağmen memnum kaldım.
Son söz
Maria’nın bahçesinde içkiyi abartmazsanız ortalama 80-100 TL hesap ödersiniz. Birkaç örnek fiyat verelim: Başlangıçlardan, ege otları 14 TL, Girit dolması adedi 4 TL, ara sıcaklardan kuzu etli arapsaçı 18 TL, kalamar akordeon 24 TL. Ana yemek olarak kuzu incik isterseniz, 28 TL, iki kişilik paellanın ederi 50 TL. Mekan, pazarları brunch da veriyor. Onun da ederi 35 TL. Gidin, görün, tadın, Maria Hanım’ın hoşsohbetine eşlik edin, pişman olmayacaksınız.
RAKI?ÇEŞiTLiLiĞi SAĞLANMALI
Maria’nın Bahçesi’nden kıracağım tek not, sadece belli rakıları servis etmeleri. O gece Yeni Rakı içtik, sorun yok ama Kulüp’ünden Altınbaşı’na rakı çeşitliliğini artırmaları yararlarına olur. Benden söylemesi. Şarap kavlarıysa son derece zengin. Yerli şaraplar kadar ithal ürünleri de bulabilirsiniz.
Girit gecesine buyurun
Ay sonunda ‘Mutfak Dostları Derneği’yle birlikte bir Girit gecesi düzenleyecekmiş Maria Hanım. Bütün malzemeleri Girit’ten getirtecekmiş. Girit’i geçen yaz görmüş biri olarak söylüyorum, bu gece kaçmaz.
Adres: Akatlar Mah. Zeytinoğlu Cad. Yeşim Sk. No: 7, Etiler
Tel: 0 212 352 26 26
www.marianinbahcesi.com