04.08.2013 - 19:38 | Son Güncellenme:
Küçük yaşta babasını savaşta kaybeden Roger Waters, bu travmayı hayatı boyunca üzerinden atamadığını söylüyor. Askeri okuldan kovulduktan sonra nükleer silahsızlanma konusunda mücalede veren bir gençlik kolunda liderlik yapan sanatçı, daha sonra mimarlık eğitimi için Londra’daki The Regent Street Polytechnic’e girdi. Efsanevi Pink Floyd grubunu kuracağı ekip arkadaşları Nick Mason ve Richard Wright ile burada tanıştı. Birlikte, “The T-Set” ve “The Screaming Abdabs” gibi topluluklarla çalıştılar. Roger Waters, Syd Barret’in gruptan ayrılmasıyla birlikte, grup liderliğini üstlendi.
1985’te gruptan ayrıldı
“The Wall” albümü sırasında grup üyeleriyle birçok tartışma yaşadılar. Bu tartışmalar “The Final Cut”ın yapımı sırasında Richard Wright’ın gruptan ayrılmasına neden oldu, bu yüzden albümün sound’u, diğer Pink Floyd albümlerine göre sönük kaldı. 1985’te gruptan ayrılan bu kez Roger Waters oldu. Fakat bugün bile birçok kişi için Pink Floyd denilince akla ilk gelen isim Roger Waters ve David Gilmour’dur.
Opera besteledi
Roger Waters, 1983’te “The Pros and Cons of Hitchhiking” isimli bir albüm çıkardı. Bu albüm “The Wall” ve “The Final Cut”ın devamı olarak görüldü. Albümdeki şarkılar bir rüya gibi anlatılmıştı. Bu albümde Eric Clapton,
Roger Waters’a grubun solo gitaristi olarak eşlik etti. Yıllar 1987’i gösterdiğindeyse,
Roger Waters “Radio K.A.O.S” isimli albümünü çıkardı. Bu albüm diğerleri kadar ilgi görmedi; fakat “The Tide is Turning” isimli şarkı, albümün geneline damgasını vurdu ve hayranları tarafından çok sevildi. Roger Waters 1988’deyse, Etienne Roda-Gil ile Fransız Devrimi’ni anlatan bir opera olan “Ca Ira” üzerinde çalışmaya başladı. Bu opera, son halini 2005’de aldı.
En iyi solo albümü “Amused to Death”
1990’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasını takiben Roger Waters Berlin’de “The Wall”ın tamamını büyük bir orkestra eşliğinde çaldı. 1992’deyse uzun süredir beklenen “Amused to Death” albümünü piyasaya sürdü. Bu albüm birçok eleştirmen ve hayran tarafından Roger Waters’ın en iyi solo albümü kabul edilir. Bu albümde Waters’a Jeff Beck, John Patituci, Andy Fairwather-Low, Michael Kamen gibi müzisyenler eşlik etti. Yıllar 2003’ü gösterdiğinde, Waters internet üzerinden “To Kill The Child” ve “Leaving Beirut” isimli iki parça yayınladı. Bu parçalar George Bush ve Tony Blair hükumetini eleştiriyordu.
EYLÜLE KADAR DÜNYAYI GEZECEK
“The Wall” albümü, Pink Floyd’un başyapıtı olarak anılıyor. Albüm, sosyal, politik ve bireysel anlamda kitleleri etkilemesi açısından, müzik tarihinin en önemli çalışmalarından biri olarak kabul ediliyor. “The Wall”, Pink Floyd’a bu dalda erişemeyecek rekorlar kırdırdı. Grup, bu albümle 23 kez platinum sertifika kazandı. Albümdeki şarkılar, dünya müzik listelerinde aylarca listebaşı olarak kaldı. Bu turnede “The Wall”, görkemli bir şov eşliğinde baştan sona çalınıyor. Temmuz 2013’te Belçika’da başlayan yolculuk boyunca
25 konser verecek olan Roger Waters, turnesini eylül ayında Fransa’da noktalayacak.
“Billboard” dergisi tarafından geçen yılın en iyi turnesi olarak gösterilen “The Wall”, Güney Amerika’da 15 açık stad konseriyle Şili, Brezilya ve Arjantin’de 750 bini aşkın hayranına ulaştı. Roger Waters’ın Buenos Aires River Plate Stadı’ndaki 9 konserinin biletleri de günler öncesinden tükendi.
ABD, Kanada ve Meksika’da gerçekleşen 42 konserle turnenin ikinci ayağında da başarı devam etti. 825 bin bilet satıldı.
2012’nin en çok hasılat yapan turnesi
“The Wall” turnesi, şimdiye kadar 192 konserle, 380 milyon dolar bilet satışı elde etti ve 28 ülkede 3.3 milyon kişiye ulaştı. Aynı zamanda 2012’nin en çok hasılat yapan turnesi oldu.
Roger Waters, Berlin duvarını temsil eden
110 metrelik duvarı, bu akşamki sahnesinde 199’uncu kez yıkacak. Daha önce benzeri görülmemiş efektlerle donatılmış duvarın gölgesinde “Another Brick in The Wall” parçasını, sürpriz bir ekip Roger Waters ile seslendirecek.
RAKAMLARLA “THE WALL” TURNESi
* Şovda kullanılacak 120 metrelik projeksiyon, “bir konserde görülen en büyük projeksiyon duvarı” olarak rekorlar kitabına girdi.
* Sahnenin prodüksiyonunda 270 kişi çalışıyor.
* Sahne ve prodüksiyon malzemesini yurt dışından ülkemize getirecek tırlar arka arkaya dizildiğinde uzunlukları Boğaz Köprüsü’nü 2 kez dönebiliyor.
* Sahnenin kurulumunda 8 vinç, 12 forklift ve
4 kamyon kullanıldı.
* Konserin tamamında kullanılan hoparlör sayısı, dünya yıldızlarının statlarda kullandıklarının neredeyse 3 katı.
* Sahnenin toplam ağırlığı 140 ton. *
Konserinde kurulacak duvarda kullanılan büyük tuğlalar, yaklaşık 2 binanın yapımında kullanılan tuğlalarının sayısıyla eşit.
* Duvar, 24 mühendis tarafından kurulacak.
* Sahnede 65 elektrikli motor kullanılacak. Normal konserlerde bu sayı 20 civarında.
* Sahnede 140 ışık robotu kullanılacak.
* Surround sistemini kontrol eden ses masalarında 12 ses mühendisi çalışacak.
* Sahne ışıkları toplam 8 ışık mühendisi tarafından kontrol edilecek.
* Şovun çeşitli bölümlerinde ortaya çıkacak kuklaların boyutu 12-20 metre arasında değişiyor.