Normalde 3-4 haftada bir kendini yenileyen cildimiz, sedef hastalarında birkaç gün gibi kısa bir sürede, nedeni kesin olarak bilinmeyen bir şekilde kendini yenilemeye çalışır. Ancak bu hızlı yenilenme sonucu oluşan deri, sağlıklı değildir. Bunun yerine cilt yüzeyinde bir yama gibi sınırları belli olan kuru ve kaşıntılı kızarıklıklarla birlikte kalın, sedef rengi, iri pullanmalar görülür.
Hastalık, kaşıntı veya ağrı yapabilir. Yaygın inanışın aksine, bir alerji türü değil, bağışıklık sistemi sorunudur. Şikayetler zaman zaman dinse de belirtiler belli zaman aralıklarıyla, atak şeklinde tekrarlar. Kronik, yani ömür boyu süren bir cilt rahatsızlığıdır ve bulaşıcı değildir. Tıp dilindeki adı psoriasis’tir ve farklı türleri vardır.
En sık rastlanılan tipi, plak tipi sedeftir ve yukarıda sözünü ettiğimiz yama şeklinde pullanmalara yol açar. Tüm vücuda yayılan ve şiddetli seyreden bir sedef türü olan eritrodermik ise daha nadir görülür. Sedef, en çok kafa derisini, saçlı deriyi, dirsekleri, bel bölgesini, dizleri, elleri ve ayakları etkiler ancak vücudun diğer bölgelerinde de ortaya çıkabilir.
Egzamayla sık karıştırılır ancak derinin yumuşak iç kısmında oluşan egzamanın tersine sedef, eklemlerin dış tarafını etkiler.
Ortaya çıkma nedenleri
Sedefi nelerin tetiklediğine ya da kimlerin risk altında olduğuna dair bazı bulgular var:
Kanda akyuvarların anormalliği: Sedef hastalığında bağışıklık sisteminin yanlış tepkisinin T hücreleri olarak da bilinen akyuvarlar yani beyaz kan hücreleri grubuyla ilişkisi vardır. Sedef hastalarında T hücreleri gerektiği şekilde işlevini yapmaz ve bu durum deri hücrelerinin çoğalıp birikmesine neden olur.
Genetik yatkınlık: Ailede sedef hastalığı olan kişilerin bu soruna yatkınlığı bulunabilir. Hastaların yaklaşık yüzde 30’unda ailede sedef hastası olduğu görülmüştür.
Aşırı alkol ve/veya sigara kullanımı: Pek çok sağlık sorununda olduğu gibi, alkol ve sigara hastalığı kötüye götürür.
Stres veya depresyon: Stres veya depresyonun, bağışıklık sistemini zayıflatarak sedef hastalığını tetiklemekte önemli bir rol oynadığı düşünülür.
Atakların stresli dönemlerde ortaya çıkması yaygındır.
İklim: Soğuk hava veya evlerde kullanılan ısıtma sistemleri cildi kurutur, kaşınmayı artırır. Nemli hava, sedef hastalarının daha rahat etmesini sağlar.
Kullanılan ilaçlar: Sıtma, astım, kalp-damar hastalıkları, tansiyon ve psikiyatri ilaçlarının sedefi tetikleyebileceğine dair çeşitli görüşler ortaya atılmıştır.
Biyolojik ajanlar etkili
Tanı konması için öncelikle bir cilt hastalıkları uzmanına muayene olmanız gerekir. Fiziki muayeneyle teşhis konabilir. Tanı konulamadığında deriden parça alınarak tetkikler yapılır. Böylece hastalığın şiddeti, seyri, yerleştiği yer, tipi ve uygulanacak tedavi belirlenir. Uygun tedaviyle kontrol altına alınsa da kronik bir hastalıktır ve tüm yaşamı etkiler.
Bu durumu tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi henüz yok ama deri hücrelerinin hızlı büyümesini engellemeye ve belirtilerin hafiflemesine yönelik tedaviler var. Hastada hangi yöntemin işe yaradığını görmek için doktorlar birkaç farklı yönteme başvurabilir. Çeşitli nemlendiriciler, şampuanlar, yağlar, iltihap giderici kremler, sentetik D vitamini tedavisi veya sedefli bölgeye uygulanacak diğer ilaçlarla kuruluğu ve ekstra deri artışını önleme yoluna gidilebilir. Kortizonlu ilaçlar her hastaya önerilmez çünkü, bir süre sonra belirtilerin daha şiddetli şekilde geri dönmesine yol açabilir. İyilik döneminin uzamasını sağlayan enjeksiyon, ağızdan alınan ilaçlar ve çeşitli ışık tedavileri de tavsiye edilebilir.
Kullanıma yeni giren biyolojik ajanlardan ‘ustekinumab’la tedavi başarısı önemli oranda artarken, hastaların yaşam kalitesinde de ciddi düzelmeler görülür. Ustekinumab, sistemik tedaviye yanıt vermeyen, kontrendike veya tedaviyi tolere edemeyen yetişkinlerde, orta ve şiddetli plak tip sedef hastalarında etkin şekilde kullanılabilir. Tedavi, her
12 haftada bir 45 mg.’lik dozlar şeklinde uygulanır. Uzun aralıklarla alınan bir tedavi olması ve yaşam kalitesini yükseltmesi, bu tekniği öne çıkarıyor.
Romatizması da var!
Sedef hastalığı ve sedef romatizması ayrı hastalıklardır ancak birlikte görülebilirler. Bir oran vermek gerekirse, sedef hastalarının yaklaşık yüzde 30’unda sedef romatizmasına da rastlanır. Özellikle tırnakları etkileyen sedef tipiyle birlikte görülür. Eklemleri tutan, ağrı,şişlik, kızarıklık ve şekil bozukluğu gibi belirtileri olan bir romatizma türüdür. Daha çok diz, el, ayak, bel ve omurga bölgesini etkiler.
Yaşa göre farklı belirti
Sedef belirtileri çocuklar, yetişkinler ve yaşlılarda farklı özellikler gösterebilir. Çocuklarda kırmızı renkli, kepekli belirtiler vardır. Yetişkinlerdeyse bütün belirtileri görülür. Kabarıklıklar giderek genişler ve kabuklanmalar ortaya çıkar. Deri kalınlaşmıştır. Ciltte; sınırları belli, pembe renkli bir plak, yüzeyinde gümüş renginde kabarıklıklarla karakterizedir. Bu oluşum, kurudur ve kazınırsa kanayan noktalara dönüşür. Tırnak yüzeyinde küçük çukurlanmalar vardır. Kalınlaşan ya da kırılan tırnak değişiklikleri görülür. Hatta sararma mevcuttur. Tedavisi kolay değildir. Ayrıca kasıklarda, koltuk altında ve genital bölgede de hastalığın belirtisi ortaya çıkabilir.