Panik atak, aşırı derecede yüksek seviyelere ulaşan kaygı nedeniyle meydana gelir. Ortada görünür bir neden olmamasına rağmen, ani gelişen yoğun korku hissidir. Bu endişe ve kaygı nöbeti, kişinin vücudunda bazı fiziksel belirtilerle kendini gösterir. Kişi; çok kötü bir şey olacağını, sonunun geldiğini, öleceğini veya kalp krizi geçireceğini düşünür. Çoğu zaman gidilen acil serviste, herhangi bir girişimde bulunmaksızın, belirtiler geçer ve kişi kendini iyi hisseder.
Korku, tehlikeli durumlarda avantaj sağlayan ve hayatımızı devam ettirebilmemiz için gerekli bir duygudur. Korktuğumuzda, vücudumuzda bulunan sempatik sistem, tehlikeli durumlarda alarm verir ve sorunla savaşmak ya da kaçmak için devreye girer. Sonrasındaysa;
2.Kalp atışlarımız hızlanır: Çarpıntı hissedebiliriz ya da kalp atımlarımızı duyumsayabiliriz.
3.Kan basıncımız artar ve kalbimiz kaslarımıza bol miktarda kan pompalar: Terleme, titreme ya da sarsılma, ateş basması hissederiz.
4.Derimize daha az kan pompalanır: Uyuşma ya da karıncalanma hissetmemize yol açabilir.
5.Sindirim sistemimize daha az kan pompalanır: Bulantı ya da karın ağrısı hissedebiliriz.
6. Kanımızdaki oksijen artar, karbondioksit azalır ve beyin kan sirkülasyonu değişir: Kendimizi ya da çevremizi değişmiş, tuhaf ve farklı hissetmemize, kontrolümüzü kaybedebileceğimiz korkusunun gelişmesine neden olabilir.
15 saniye sürer
Panik atak, görünürde açık bir tetikleyici olmadan, aniden ve hiçbir uyarı vermeden ortaya çıkabilir. Bir panik atak nöbetinin insan yaşamındaki en endişe verici, en korkutucu ve en sıkıntılı deneyimlerden biri olduğu söylenir. Tam olarak nedeni açıklanamamakla birlikte, kadınlarda erkeklere oranla daha çok rastlanır.
Nöbet ortalama 15 saniye sürse de, kişiyi 10-30 dakika arasında etkiler. Saatler boyu etkisini gösteren panik ataklar da vardır.
Krizler, çoğunlukla açık alan ve tehlikeli bir durumdan kaçamama korkularıyla ilişkilendirilir. Hastaların çoğu, kendilerini kapana kısılmış gibi hissettiklerini belirtir. Pek çok kişi yaşamı boyunca 1-2 kez panik atak geçirir.
Araştırmalar, bu rahatsızlığa yakalanan kişilerin çoğunluğunun zeki, mesleklerinde başarılı, iş-güç sahibi, hassas, kendilerine ve çevrelerine önem veren tipler olduğunu gösteriyor.
Başka hastalıklarla karışabilir
Bazı hastalıklar veya durumlar, kişilerin panik atak geçirdiğini düşünmesine neden olacak belirtilerin benzerlerini ortaya çıkarabilir. Bunlar;
Hipoglisemi: Vücut için temel enerji kaynağı kan şekerinde düşüş anlamına gelir. Bu durumun beyne etkisi sonucu, kaygı ve panik atak belirtileri görülebilir. Yoğun endişe, korku, terleme, kontrol kaybı ve kafa karışıklığı bu belirtiler arasındadır.
Hipertiroidi: Bu sorunda, vücut normalden fazla tiroksin hormonu salgılar. Metabolizmayı hızlandıran bu hormon, kaygı ve panik atak belirtilerine yol açabilir.
Farklı tedavi seçenekleri
Panik atak probleminde en önemli unsurlardan biri, doğru tedaviye zamanında başlayabilmektir. Panik atak yaşayan pek çok kişi hastalığın; kalp çarpıntısı, nefes darlığı ve titreme gibi fiziksel belirtilerinin yoğunluğundan ötürü ilk etapta fiziksel bir sorunu olduğunu düşünür.
Hastalar kalp, beyin veya vücutlarının başka bir yerinde rahatsızlık olduğunu düşünür ve bu alandaki doktorlara gider. İyi oldukları söylense bile, inanmazlar. Durumun psikolojik olduğuna inanıp, tedaviye başlarlarsa, süreç o kadar başarılı ve hızlı olur.
Uzun soluklu olan panik atak tedavisinde, ilaçlar iki hafta sonrasında etkisini göstermeye başlar. Hastaların tedaviyi, iyileştiklerini düşünerek yarım bırakmamaları da önemli.
Ağır vakalarda, ilaç tedavisinin yanı sıra psikolojik destek ve psikoterapi de uygulanabilir. Psikoterapi, panik atağa neden olan etkenlerin telkin yoluyla ortadan kaldırılması esasına dayanır. Hastaya panik atakla baş etme mekanizmaları öğretilir. Atağı yatıştıracak nefes alıp verme teknikleri gösterilir.
Bu belirtilere dikkat!
Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama
Terleme
Titreme ya da sarsılma
Nefes darlığı veya boğuluyor gibi olma
Soluğun kesilmesi
Göğüs ağrısı ve göğüste sıkıntı
Bulantı ya da karın ağrısı
Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ve bayılacakmış gibi olma
Kendini veya çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
Kontrolünü kaybedeceği ve çıldıracağı korkusu
Ölüm korkusu
Uyuşma ve karıncalanma duygusu
Üşüme, ürperme ve ateş basması
Kimler daha yatkın?
Birinci derece akrabalarında panik veya anksiyete bozukluğu olanlar
Kaygılı kişilik yapısına sahip kişiler
Telaşlı, tez canlı, aceleci ve mükemmeliyetçi insanlar
Geçmişinde panik bozukluk veya anksiyete bozuklukları bulunanlar
lSürekli baskı altında hissedenler
lAşırı hırslı, başarı odaklı insanlar
Alkol veya madde bağımlılığı olanlar
Cinsel problemleri olan, cinselliğini baskılayan kişiler
Şüpheci, kaygılı, endişeli insanlar