Dr. Jan Klod Kayuka

Dr. Jan Klod Kayuka

jan.klod@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kronik öksürük, üç haftadan daha uzun süren, inatçı, rahatsızlık veren, tanı ve tedavisinde problemler olan bir semptomdur.

Öksürük, yabancı maddelerin alt solunum yollarına oturmasını, bronş ve akciğerde birikmesini önleyen bir savunma mekanizmasıdır.

Beklenen amacı sağladığı takdirde etkili ve yararlı olduğu söylenebilir. Ancak, kronik ve tekrarlayan öksürük, birçok komplikasyonlara yol açıp yaşam kalitesini bozabilir.
Sebebi araştırılırken öksürük süresinin bilinmesi önemlidir. Klasik olarak; üç haftadan daha az süren ‘akut öksürük’, üç haftadan daha uzun süren ‘kronik öksürük’ olarak tanımlanır.

Çocuklarda kronik öksürüğün en sık nedenleri; üst hava yolu viral enfeksiyonları, astım ve öksürükle seyreden astımdır. Ayrıca ev içi rutubet, hava kirliliği ve sosyo - ekonomik durum gibi çevresel faktörler de çocukların yüzde 10’unda kronik öksürüğe yol açar.
Bir diğer önemli nedense evde sigara içilmesidir. Bir araştırma, anne ve babanın her ikisinin de ev içinde sigara içmesinin 11 yaş altındaki çocukların yüzde 50’sinde kronik öksürüğe yol açtığını ortaya çıkardı.

Bu üç sorun etkili
Yetişkinlerinde kronik öksürüğün en sık nedenleri; post nazal akıntı sendromu, astım ve gastroözofageal reflüdür. Bu üç sorun, ‘patojenik triad’ olarak adlandırılır ve yetişkin hastalardaki kronik öksürüğün yüzde 93’ünden sorumludur. Sigara içmeyen, anjiotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörü denilen yüksek tansiyon ilacı kullanmayan ve akciğer grafisi normal kişilerdeki kronik öksürük yakınmasının neredeyse tamamı bu patojenik triada bağlı gelişir.

Akciğer radyolojik tetkiki normal olan yetişkinlerde kronik öksürüğün diğer nedenleri; ACE inhibitörü denen tansiyon ilacı kullanımı, postenfeksiyöz öksürük ve nadir görülen psikojenik öksürüktür.

Anormal akciğer radyolojik bulgularına sahip hastalarda kronik öksürüğün başlıca sebepleri; kronik bronşit, bronşektazi, akciğer kanseri, sarkoidoz, interstisyel akciğer hastalıkları, tüberküloz ve sol kalp yetmezliğidir.

Post nazal akıntı sendromu (PNAS): Kronik öksürüğün en sık nedenidir. Alerjik ve nonallerjik rinit, çevresel irritanlar, vazomotor rinit ve sinüzit nedeniyle gelişir. Hasta postnazal akıntı, boğazı temizleme gereksinimi, burun akıntısı ve tıkanıklığı, yüzde ağrıları olduğundan şikayet eder.

Astım: Astımlı hastaların yüzde 6.5 - 57’sinde kronik öksürük tek semptom olarak ortaya çıkar. Ataklar halinde nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi ve öksürük vardır. Solunum fonksiyon testleri bozuk çıkar.

Gastroözefageal reflü (GÖR): Mide ve bağırsak içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına denir. Çocuk ve erişkin grupta astım PNAS’dan sonra en sık görülen kronik öksürük nedenidir. En önemli belirtileri göğüste yanma ve ağza acı, ekşi su ve yenilen, içilen gıdaların gelmesidir. Yutma sırasında lokmaların boğaza takılması ve ağrı hissi, ses bozuklukları, kronik farenjit, horlama, nefes darlığı ve öksürük de görülebilir. Reflü belirtileri olan hastada endoskopi yapılmadan tedavi önerilirken belirti vermeyen olgularda tanı için ileri tetkikler gerekir.

ACE inhibitörleri: Öksürük sıklığı geniş bir oranda bildirilmesine karşın, kronik öksürük yüzde 2 civarında görülür. Öksürük; balgamsız, kuru ve boğazı tahriş edici yapıdadır. İlaç alındıktan sonraki birkaç saat, hafta ve hatta aylar sonra görülebilir. ACE inhibitörlerine bağlı tanı sağlayıcı bir test yok, tanı ilaç kesildikten sonra öksürüğün kaybolmasıyla konur.

Postenfeksiyöz öksürük: Akut üst ve alt solunum yolu enfeksiyonu geçirdikten sonra üç haftadan daha uzun süren öksürüğü bulunan ve akciğer grafisi normal olan bir hastadaki öksürüğe denir. Yüzde 11 - 25 oranında görülen bu öksürüğün en önemli özelliği kendiliğinden düzelmesidir.

Psikojenik öksürük: Daha çok çocuklarda görülür, yetişkinlerde seyrektir. Tipik şekli, boğazı temizleme istemiyle havlama ya da klakson sesine benzer bir ses çıkarmadır. Uyurken görülmez. Tanı testi ve klinik bulgu olmadığından diğer öksürük nedenleri ekarte edildikten sonra bu düşünülmelidir.

Yazımı her zaman olduğu gibi önemli noktalara değinerek bitirmek istiyorum:

1- Öksürük üç haftayı geçtiği takdirde mutlaka araştırılmalı.
2- Uzman doktorlar tarafından değerlendirilmeli.
3- Sebep bulunana kadar en gelişmiş radyolojik ve endoskopik tetkiklerden faydalanılmalı.

Haberin Devamı

Tanı ve tedavi yolları

Haberin Devamı

Dikkatli alınan bir öykü ve fizik muayene, kronik öksürükten şikayetçi hastaların değerlendirilmesinde ilk adımdır. Sigara içmek ve ACE inhibitörü kullanmak, birçok tetkiki ortadan kaldırır.

Kronik öksürük yakınması olan tüm hastalara akciğer grafisi veya bilgisayarlı tomografi çekilmeli. Akciğerin radyolojisi, ayırıcı tanı ihtimalini ortaya çıkaran önemli bir tetkiktir. Normal bir akciğer radyolojisi PNAS, astım, GÖR ihtimalini artırırken; bronş karsinomu, sarkoidoz, bronşektazi gibi hastalıkları ekarte eder.

Kronik öksürüğün tedavisi spesifik ve nonspesifik olarak ikiye ayrılır. Spesifik tedavi, öksürüğün nedenine yöneliktir. Tanısal algoritma sistematik uygulandığında öksürüğün nedeni yüzde 88 - 100 olasılıkla tespit edileceğinden tedavi yüzde 84 -98 oranında başarı sağlar.

Nonspesifik tedavi, öksürük nedenine yönelik olmayan, şikayet giderici yöntemdir. Amaç, öksürüğü kesmekten ziyade kontrol altında tutmak, hastayı rahatlatmaktır. Nedene yönelik olmadığından tedavinin başarı oranı sınırlıdır.