Son 20 yıldır böbrek taşlarından şikayet edenlerin sayısı arttı. Uzmanlar, bunun sebebini yanlış beslenme ve az sıvı alımına bağlıyor.
Böbrek taşı, çok şiddetli ağrılara neden olabilen ve yaşam kalitesini düşüren bir sorun. Taşlar, böbreklerdeki çeşitli maddelerin sertleşmesi sonucu ortaya çıkarlar.
Bunların büyük çoğunluğu kalsiyum oksalat taşlarıdır. Taşlar böbrekte kalabilir, büyüyebilir ve mesaneye doğru ilerleyebilir. Taş, bulunduğu bölgeye göre isim alır; böbrek taşı, üreter taşı ve mesane taşı gibi.
Erkeklerde daha sık görülüyor
Özellikle erkeklerde daha sık rastlanan böbrek taşları, dünyanın her yerinde, her mevsiminde ve her ikliminde görülebilir. Yazın vücudun daha fazla su kaybetmesine bağlı olarak vaka sayısı yükselir. Birçok faktör taş oluşumuna yol açabilir.
Kalıtsal faktörler, az su ve bol tuz tüketimi gibi etkenlerin yanı sıra kimyasal maddeler de taş nedenidir.
Böbreklerimiz sürekli olarak kan süzerken yararlı maddeleri emer ve istenmeyenleri idrarla dışarı atar. Yani vücudumuzun filtresidir. İdrarın yoğun olması, böbrek taşı riskini artırır. İdrarla atılan tuz ve mineraller, zamanla kristalleşerek çökeltiler oluşturur. Bu kristaller zamanla böbrek taşına dönüşür. Bir şehir efsanesi olan, ‘kumlu yemekle taş oluşur’ inancı kesinlikle yanlıştır.
Risk faktörlerini bilmek gerekir
- Yeterince sıvı almamak, böbrek taşını tetikleyen en önemli faktördür. Gün içerisinde yeteri kadar sıvı alınmaması (ortalama 2 litre) taş oluşumuna zemin hazırlar. Sıvı denince çay, kahve ve koladan bahsetmiyorum. Sadece su olmalı.
- Kalsiyum ve oksalat bakımından zengin beslenmek. Kalsiyum, taş oluştururken oksalatla işbirliği yapar. Çikolata, çeşitli çaylar, ıspanak, pazı ve pancar, oksalat bakımından zengin yiyeceklerdir.
- Genetik faktörler. Ailesinde böbrek taşı bulunan kişilerde böbrek taşı gelişmesi beklenen bir durumdur.
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları riskini artırır.
- Fazla miktarda et tüketen, obez ve hareketsiz kişilerde taş oluşma ihtimali daha fazladır.
Hangi belirtileri veriyor?
Böbrek taşının en bilinen belirtisi, ‘böbrek koliği’ dediğimiz sancı tipidir. Ağrılar şiddetli olarak aniden başlar ve ilk zamanlarda aralıklarla hissedilir. Zamanla ağrılar sıklaşır.
Ağrıları hissettiğiniz ilk yer, böbreklerin bulunduğu bel bölgesidir. Ağrılar buradan makata doğru iner. Şiddetli ağrıya bulantı, kusma ve terleme eşlik eder. Ağrı çekerken idrarınızdan bir miktar kan gelebilir. Böbrek ağrıları bazen bir saat sürebilir. Taş hareket ettikçe, ağrının şiddeti de artar. Taş düşürüldüğünde hasta yeniden doğmuş gibi olur.
Tanı ve tedavi yöntemleri
Klasik şiddetli taş ağrısının tek iyi yanı, belirtilerinden ve tetkiklerden çok kolay şekilde teşhis edilmesidir. Basit bir idrar tahlilinden başlamak üzere, röntgen ve ultrasonografi en sık yapılan testlerdir. Taşın böbrekten çıkıp mesaneye doğru yol aldığı süreçte bilgisayarlı tomografi aydınlatıcı bilgiler verir.
Taşların bir kısmı rastlantısal olarak saptanabilir. Herhangi bir yakınma olmadan ultrasonla tespit edilen taşların sayısı artıyor. Ayrıca bel ağrısı, tekrarlayan idrar yolu iltihapları ve idrarda kanama gibi yakınmalar hastaları doktora gitmeye teşvik eder.
Böbrek havuzcuğunda yerleşmiş taşların tedavisi ihmal edilmemeli. Yoksa böbrekte fonksiyon bozukluğuna ve iltihaplara sebebiyet verebilir. Böbrek taşı tedavisi çeşitli yollarla yapılabilir. Operasyonlar ve ilaç kullanımı son tercihler olmalı. Birçok taş kendiliğinden düşer. Taş tedavisi tuttuğu bölgeye ve boyutuna göre değişir.
ESWL (Taş kırma tedavisi)
Bu tedavide şok dalgaları vücut dışından uygulanarak taşın kırılması sağlanır. Vücut daha sonra küçük parçacıklar halinde bunları atar. Şayet taş böbrekle mesane arasındaki yolda takılı kalırsa, çeşitli aletlerle alınır.
Yazımı her zaman olduğu gibi önemli birkaç noktayı vurgulayarak bitirmek istiyorum:
- Ailede taş hikayesi varsa mutlaka bol su için.
- Fizik aktiviteyi yüksek seviyede tutun.
- Eğer böbrek taşınız varsa, organ fonksiyonlarına kalıcı hasar vermeden takip ve tedavi edin.
Beslenmede bunlara dikkat!
Yaşam ve beslenmede değişiklik yapmak, taş oluşum riskini azaltabilir. Daha önce uygulanması istenen diyetler çok katıydı ve bireyler bunlara uyamıyordu. Hastaların yüksek miktarda sıvı almalarını desteklemek gerekir. Yetişkin birinin 24 saatlik idrar hacmi iki litrenin üzerinde olmalı. Terlemeyle sıvı kaybı çok fazlaysa, sıvı alımı artırılmalı. Lif içeren besinlerin ve faydalı etkileri nedeniyle meyvelerin tüketimi artırılmalı. Ancak roka, ıspanak, tere, ceviz ve buğday kepeğinden sakınmalısınız!
Riski artıran faktörler
- Yetersiz sıvı alımı
- Kalıtsal nedenler
- Yaş, cinsiyet ve ırk
- Diyet
- Hareketsiz yaşam