Akciğer, vücudumuzun oksijen gereksinimini sağlayan organdır. Her organ gibi akciğer de birçok hücreden oluşur. Bu hücreler, akciğerin normal görevini yapabilmesi için ihtiyaç doğrultusunda bölünerek çoğalır. Akciğer kanseri, hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak organda tümör oluşturmasıdır. Kitle, bulunduğu ortamda büyür ve ileri aşamalarda çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin) hasara yol açar. Bu yayılmaya metastaz denir.
Akciğer kanserleri mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre iki ana gruba ayrılır:
1- Küçük hücreli (yulaf hücreli) akciğer kanseri.
2- Küçük hücreli dışı akciğer kanseri.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri: Tüm akciğer kanserlerinin yüzde 75’ini oluşturur. Yassı epitel hücreli, büyük hücreli ve adeno kanser olarak üç gruptan oluşur.
Küçük hücreli akciğer kanseri: Daha nadir görülen bu tür, hızlı seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış olarak karşımıza çıkar.
Çeşitli faktörler etkili
Araştırmalar, akciğer kanserlerinin yaklaşık yüzde 87’sinin sigara kullanımı ve tütün dumanındaki karsinojenlerin solunmasıyla ilgili olduğunu gösteriyor.
Sigara içmek: Tütündeki maddeler, akciğerdeki hücrelere zarar verir ve zamanla kanser gelişir. Bir sigara içicisinin akciğer kanseri olması; hangi yaşta sigara içmeye başladığı, ne kadar süredir içtiği, içtiği sigara sayısı ve ne kadar derin nefesle içine çektiğiyle alakalıdır. Sigara içmeyi bırakmak, kişinin akciğer kanseri olma riskini büyük ölçüde düşürür.
Radon gazı: Toprak ve kayalarda olan görünmez, renksiz ve kokusuz radyoaktif bir gazdır. Akciğerlerde hasara yol açarak kansere götürebilir.
Asbest: Bazı endüstrilerde kullanılan ve fiberlerde bulunan bir mineral grubu olan asbest, kanser faktörleri arasında yer alır. Araştırmalar, asbeste maruz kalan işçilerde kanser gelişme riskinin maruz kalmayanlara göre 3-4 kat daha fazla olduğunu gösterdi.
Genetik yatkınlık: Kanser, aile üyelerinden kalıtsal olarak geçen genetik yatkınlıktan da kaynaklanabilir.
Hava kirliliği: Çalışmalar, hava kirliliğinin akciğer kanseriyle bağlantısı bulunduğunu ortaya çıkardı ama ne oranda etkili olduğu henüz tespit edilemedi.
Akciğer hastalıkları: Verem gibi bazı akciğer hastalıklarının kanser riskini artırdığı bilinir. Bir kez akciğer kanseri olan kişinin ikinci defa hastalığa yakalanma riski, kanser olmamış kişiye oranla daha fazladır. Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra sigarayı bırakmak, ikinci kanserin gelişimini önleyebilir.
Riskli meslekler:
Akciğer kanseri için riskli meslekler şöyle sıralanabilir; madencilik, tekstil, izolasyon, tersane, cam seramik, muşamba, kaynak ve batarya işçiliği, petrokimya, baca temizleyiciliği, plastik sanayi, çamaşır suyu üreticiliği ve dökümhane işçileri. Belirti vermeyebilir
Hastalık ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayete yol açmayabilir. Bu sinsi karakter, akciğer kanserini tehlikeli hale getirir.
Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan biriyseniz, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, balgamda kan görülmesi, giderek artan nefes darlığı, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı, kanser şüphesi uyandırır.
Hastalığın ilk aşamalarında bunların hiçbiri olmadan; iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve terleme görülebilir.
Tanı ve tedavi yöntemleri...
Akciğerde kitle görülen hastalara, BT çekilir. Elde edilen üç boyutlu görüntüyle kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar verilir. Tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple akciğere ulaşılarak iğneyle parça alınır. Tanı, biyopsi sonucunda kesinleşir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisi: Hastalığın erken evrelerinde ameliyatla tümörlü doku, etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak, bazen tüm akciğer lobu alınarak temizlenebilir ve başka tedaviye gerek yoktur. Ameliyat sonrası hekiminiz sizi düzenli aralıklarla kontrole çağırır. Nadiren bazı hastalara ışın tedavisi tavsiye edilebilir. Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan tümör, radyoterapi ve kemoterapiyle uygulanır. Evre4 akciğer kanserinde kemoterapi, yaşam süresini 3-6 ay kadar uzatabilir.
Küçük hücreli akciğer kanserinin tedavisi: Tedavi şekline, hastalığın sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi uygulanır.
Hastalığın beyine yayılma riski yüksek olduğundan beyine koruyucu amaçlı radyoterapi yapılır. Nadiren çok küçük çaplı tümörlerde cerrahi uygulanabilir. Yaygın hastalığın tedavisi ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen tekrarlama riski çok yüksektir.
Hastalık aşamaları
Evre1: Hastalık sadece akciğerin küçük bir bölümündedir.
Evre2: Hastalık yakın lenf bezlerine veya sadece göğüs duvarına atlamıştır.
Evre3: Her iki akciğer arasında, kalbin de yer aldığı boşluğa veya buradaki lenf bezlerine yayılmıştır.
Evre4: Beyin, karaciğer, kemik ve böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmıştır.