Koenzim Q10’un vitamine benzer bir madde olduğu söylenebilir. Vücudun her yerinde bulunan koenzim Q10, hücrelerin büyüme ve varlıklarını sürdürmeleri için gerekli enerjiyi üretmekte kullandıkları bir madde. Aynı zamanda, vücudu zararlı moleküllerin neden olduğu hasardan koruyan bir antioksidan olarak da işlev görüyor.
Koenzim Q10 ile ilgili yapılan birçok araştırma ve çalışmalar var. Bazı araştırmalar yaşlanmayla yani ilerleyen yıllar içinde vücuttaki koenzim Q10 seviyelerinin azaldığına işaret etmekte. Bu nedenle, öncelikle vücuttaki koenzim Q10 miktarları yaşlanma ile azalıyorsa, demek ki bu azalma yerine konursa yaşlanma süreci de yavaşlar görüşü dikkatleri koenzim Q10 üzerine çekmiştir.
Özellikle kalp, sinir sistemi ve beyinde bulunan hücrelerde görev yapar. Kalp ritim bozukluğu, kalp büyümesi, konjestif kalp rahatsızlığı ve hipertansiyon gibi kalp-damar hastalıkları ile ilgili problemlere ve diyabete karşı da korucuyu olduğu söylenmektedir.
Serbest radikallere karşı
Koenzim Q10 özellikle kalp başta olmak üzere dokuları serbest radikal hasarlarından koruyucu antioksidan rolü üstlenir. Serbest radikaller dokuların hücreleriyle birleşip bunları görevlerini yapamaz hale getiren zararlı maddelerdir.
İlerleyen yıllar veya sağlıksız yaşam koşulları bunların miktarını artırır. Antioksidan özelliğiyle bağışıklık sistemini destekleyici, hücrelerdeki enerji kapasitesini artırıcı, dolayısıyla yıpranma ve yerine göre kanser oluşumundan koruyucu bir madde gibi de görünebilir.
Koenzim Q10’un, kulak çınlaması, Alzheimer, genel yorgunluk gibi birçok hastalık ve semptomların tedavisinde de yararlı olduğu yazılmaktadır. Koenzim Q10’un kilo verme programlarında da egzersizle birlikte enerjiyi artırmasından ötürü faydaları gösterilmiş.
Koenzim Q10 güvenli mi?
Koenzim Q10 en güvenli besin desteklerinden biridir. Yan etkileri pek bulunmamakla birlikte, önerilen doz günde 100 mg’dır. Genel bir destekleyici olarak alınabilir, konjektif kalp rahatsızlıklarında veya doktorunuzca gerek görüldüğünde ise daha yüksek dozlara çıkılabilir.
Koenzim Q10 yağda eridiğinden takviyelerin yağlı besinlerle alımı, örneğin fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişlerle veya en yağlı yemek olması alışılagelmiş akşam yemeklerinde alımı, vücutça emilimini kolaylaştırır. Beslenme ile doğal olarak yüksek miktarda alınmaya çalışıldığında, kalorili besinlerde bulunduğundan, alınan kalori ve yağ miktarlarında da artış olması, koenzim Q10 takviyelerinin popüler olmasının en önemli nedeni. Çok çeşitli sunum şekilleri var, hazırlanışı modernleştikçe, emilimi daha da etkili olmakta.
Yüksek kolesterolü düşürmek için alınan statin grubu ilaçlar ve kan şekerini düşürmek için kullanılan ilaçlar kandaki koenzim Q10 düzeylerinin azalmasına neden oluyor. Bu nedenle bu ilaçları kullanan kişilere koenzim Q10 kullanmaları da bazı araştırmalar göre önerilmekte. Koenzim Q10 vücudun kan sulandırıcı ilaçlara verdiği yanıtı etkileyebilir. Bu nedenle, bu kişiler eğer koenzim Q10 (veya başka bir besin desteği) kullanıyorsa bunu mutlaka doktorlarına söylemeliler.
Hangi besinlerde bulunur?
Öncelikle sardalye, uskumru, kuruyemişler, organ etleri ve bitkisel yağlarda bulunur. Sığır eti, brokoli, tavuk, portakal, somon ve alabalık da koenzim Q10 içeren diğer besinlerdir. Özellikle yürek, karaciğer, böbrek gibi sakatat etlerinde, soya yağı, yer fıstığında, deniz ürünlerinde de bulunur. Pişirme yöntemlerinden haşlama koenzim Q10’u etkilemezken, yağda kızartma koenzim Q 10’un etkisini azaltır.
Besin desteği kullanırken dikkat
Söz besin desteklerinden açılmışken bunların kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı noktaları hatırlatayım:
Klasik ilaçlar gibi, besin destekleri de yan etkilere neden olabilir, alerjik reaksiyonları tetikleyebilir, almakta olduğunuz veya alabileceğiniz ilaçlarla ve diğer besin destekleri ile etkileşebilirler, yan etkilerinin artmasına ya da azalmasına neden olabilirler. Kullandığınız veya kullanacağınız besin desteklerini daima doktorunuza ve eczacınıza danışın, onlardan bilgi alın.
Besin desteklerinin üretim yöntemleri standardize olmayabilir. Bu alanda ilaç üretimindeki gibi sıkı standartlar ve denetimler yoktur. Bu nedenle eczacınızdan bilgi alın ve eczacınızın önereceği firmaların ürünlerini seçin.
Vitaminler ve mineraller dışında birçok besin takviyesinin uzun dönemli etkilerinin henüz bilinmediğini ve bunlar hakkında çok detaylı araştırmaların daha yapılmadığını da unutmayın, bu nedenle yeterince bilgi almadan her duyduğunuzu kullanmaya başlamayın.